Medya
  • 19.5.2022 11:45

Akit'in manşeti laik medyaya çıldırttı!..

Akit Gazetesi'nin mülteci karşıtı Laik medyayı hedef alan , "kapımız İdlib'yi de Selanikli'ye de açık manşeti" Kemalistleri adeta çıldırttı.
Akit'e tepki gösteren sol medya“Balkanlar’dan Selanik’ten, Bulgaristan’dan gelen muhacirler ülkenin öz sahibi bu ülkenin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren ecdadı Selanikli GAZİ Mustafa Kemal Atatürk’e dayanan asli kurucu milletidir.Onlar misafir değil ev sahibidir.” dedi.



Akit'in cevabı gecikmedi.. İşte o cevap
Üzerine niye alındın? Akit'in manşeti, Yalçın Bayer'i hop oturtup hop kaldırdı..
Yeni Akit Gazetesi'nin haberini çarpıtan Yalçın Bayer, "Kapımız Selanikliye de İdlibliye de açık" manşetinden rahatsız oldu. Kendi adıyla yazmaya bile cesaret edemeyen Yalçın Bayer, haberde, Osmanlı bakiyesi topraklarda zulme uğrayan Selanikliye de İdlibliye de Türkiye'nin kapılarını açtığını belirtmesine rağmen, yaşlılıktan olsa gerek, konuyu çarpıttı.

Osmanlı coğrafyasını sadece Balkanlardan ibaret zanneden Aydın Doğan döneminden kalma Hürriyet Yazarı Yalçın Bayer, "Selanik ile İdlib bir olamaz" başlıklı karaladığı köşe yazısında, zihniyetinin nasıl çalıştığını gözler önüne sererken Yeni Akit Gazetesi'ni de hedef aldı.

Yalçın Bayer, Yeni Akit Gazetesi'nin "Kapımız Selanikliye de İdlibliye de açık" manşetinden rahatsız oldu.

Haberimizi ya okuyup anlamayan ya da kasıtlı bir şekilde çarpıtan Yalçın Bayer, kendi adını bile kullanmaya cesaret edemeyip "Metin Edirneli" ismiyle bir zatın adıyla köşe yazısından Akit'i hedef aldı.

Osmanlı'nın doğusu ile batısı arasında ne fark var?

"Kapımız Selanikliye de İdlibliye de açık" başlıklı haberimizi anlamakta zorlanan Yalçın Bayer, "Osmanlı Devleti'nin yıkılışıyla birlikte batısında zulüm görmüş halkımızın Türkiye'ye gelmeye ne kadar hakları varsa Devleti Aliye'nin Doğu'sundan gelenlerin de ülkemize sığınmaya hakkı olduğunu" belirten haberimizi idrak etmekte zorlandı.

Manşetimizden rahatsız olan ve konuyu, her sıkıştıklarında olduğu gibi, "M. Kemal Atatürk"e bağlayan Yalçın Bayer, haberimiz karşısında hop oturup hop kalktı.

Batı'daki isyanları görmezden gel, Doğu'daki isyanları bahane et!

Balkanlar'da isyan ederek Osmanlı'yı zor durumda bırakan ve on binlerce Türk'ü katleden Yunan'a karşı sempati beslemekten çekinmeyen zihniyettin temsilcisi Bayer, Arabistan coğrafyasındaki isyanları bahane olarak sundu.

Sanki Akit oradaki mazlumların gelişine karşıymış gibi haberi çarpıtan ve Balkanlardaki halkın Osmanlı için savaştığını yazan Yalçın Bayer, Osmanlı'nın Doğusundaki halkların Çanakkale'de şehit düştüğünü görmezden geldi.

Haberi sen niye üzerine alındın?

Mülteci olup Türkiye sığınanların "mülteci düşmanlığı" yaptığını hatırlatan haberimizde, "Dağıstan göçmeni olan Özdağ, Selanik göçmeni olan Akşener ile İnce, Makedonya göçmeni olan Türkkan, Girit göçmeni olan Özdil’in Suriyeli mülteciler aleyhindeki hadiselerde başrolde olması tepki çekiyor. Kamuoyunda bilinen isimlerden tarihçi İlber Ortaylı’nın Kırım göçmeni, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Selanik göçmeni, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Makedonya göçmeni, oyuncu Cem Yılmaz’ın ve şarkıcı Sezen Aksu’nun Selanik göçmeni, şarkıcı Tarkan’ın Bulgaristan göçmeni olduğunu hatırlatan uzmanlar, coğrafyamızın dünden bugüne mazlumların sığındığı güvenli liman olduğunu hatırlatıyor." ifadelerinden rahatsız olan ve haberi üzerine alınan Yalçın Bayer, karaladığı köşesinden şu çarpıtmaları yaptı:

Metin Edirneli’nin yazdığı, dün ilk bölümünü yayınladığımız ‘Rumeli insanı rencide edilemez’ başlıklı yazımızın büyük ilgi gördüğünü iletiyor ve ikinci bölümünü sunuyoruz.

“Ve bir soru... Selanikli Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı başarıya ulaşmamış olsaydı, Sevr haritasına göre kaç milyon Türk, senin gibilerinin lütfuna ihtiyaç duyacaktı? Emperyalizmin maşasısınız.

Eğer bugün, hâlâ bu kadar büyük ve güzel bir coğrafyada yaşıyorsak bunun nedeni, Rumeli’de, Kırım’da, Kafkasya’da askeriyle, siviliyle düşmana karşı verilen, yüz binlercesinin yaşamına mal olan kanlı savaşlardır. Bazen bunun nedeni, Rodop Hükümeti (1878-1885) örneğinde olduğu üzere Bab-ı Ali’ye rağmen Osmanlı Devleti’nin bir parçası olarak kalma; 1913’te kurulan Batı Trakya Cumhuriyeti örneğinde de olduğu üzere o da olmazsa gerekirse bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürme mücadelesidir. Ortadoğu’da; Irak’ta, Suriye’de, Arabistan’da vb. coğrafyalarda yaşanan ise İngiltere ile işbirliği yaparak Osmanlı’dan kurtulma ve onun varlığına son verme mücadelesidir. Anlayana...

Bulgaristan’da 1984-89 yılları arasında korkunç baskılara, işkencelere ve öldürmelere rağmen, olanaklar buna elverdiğinden, sivil itaatsizlik, direniş; Bosna-Hersek’te ise silahlı mücadele vardır. Kısaca Rumeli’de, Kırım’da, Kafkasya’da yaşanan savaştan kaçış değil, mücadele, direniş, savaşarak geri çekilme yani ricattır. İdlib’de ise olay savaştan kaçıştır. Evet, savaştan da kaçılır. Bu da bir tercihtir. Ancak insani acıyı bir kenara bırakırsak; siyasi, kültürel ve tarihi süreçler bakımından İdlibli ile Selanikliyi aynı kefeye koymak, Rumelilileri küçümsemeye ve ötekileştirmeye çalışmak, en hafif deyimiyle saçmalamak ve Rumeli’de son 3 asırdır Türklerin verdiği direnişi, mücadeleyi ve Türk ulusunu küçümsemektir. Derdiniz, amacınız ne?

ANADOLUCULUK, RUMELİCİLİK OLMAZ

Yeni Akit’in asıl derdi belki de bu değil. Belki de asıl derdi Selanik-Mustafa Kemal Atatürk-Laiklik ile Selanik-Mustafa Kemal Atatürk-Türkçülük denklemi üzerinden hareketle, insanlarımızın saf dini duygularını istismar ederek ortaya Anadoluculuk, Rumelicilik ayrımı çıkararak siyasi iktidarı elinde tutma çabasıdır. Nafile uğraş. Çünkü asıl mücadele çağdaş olanlarla olmayanlar, ülkesini sevenlerle sevmeyenler, demokrasiden yana olanlarla olmayanlar arasında.

Sonuç olarak biz, Osmanlı Devleti’ni kurarken, 800 akıncı ile 70 bin kişilik düşman ordusunu Çirmen Savaşı’nda yenerken, İstanbul’un fethinde, Kosova ve Mohaç’ta, Kırım’da, Kafkasya’da Şeyh Şamil’in önderliğindeki efsane direnişte, Çanakkale Savaşları’nda, Türk Kurtuluş Savaşı’nda ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda biz, birlikte Türkiye’ydik. Ne değişti de ülkede kamplaşmaya yol açacak adımları atıyorsunuz? Derdiniz ne pahasına olursa olsun güç ve iktidarı ve dolayısıyla rantı elde tutma çabası mı?

‘İt ürür kervan yürür’müş. Türk ulusu, Laz’ı, Çerkez’i, Boşnak’ı, Kürt’ü, Zaza’sı, Arnavut’u, Pomak’ı, Gürcü’sü ve daha nicesi ile sizin gibilere rağmen bundan sonra da birlikte Türkiye olmaya devam edecek. Yazılanlar, bir bilgisizlik ve aymazlık örneği değilse gaflet ve delalet ve hatta hıyanetten başka nedir?”

 

Güncellenme Tarihi : 19.5.2022 11:52

İLGİLİ HABERLER