Asayiş
  • 11.12.2017 00:04

Yargıtay cep telefonuyla yapılan ses kaydını delil saydı

Yargıtay 18. Ceza  Dairesi, kendisine hakaret ve tehdit ettiğine ilişkin başka türlü delil elde etme  imkanı bulunmayan kişinin, hakaret edenle arasında geçen telefon görüşmesini  kayda alarak elde ettiği delili hukuka uygun saydı.

Antalya'da yaşayan Mehmet B, telefonda kendisine hakaret ve tehdit  eden kişinin sesini telefonla kaydetti. Ses kaydını mahkemeye delil olarak sunan  ve bu kişiden şikayetçi olan Mehmet B'nin talebi üzerine dava açıldı.

Mehmet B'ye hakaret ettiği öne sürülen sanık, telefonda yaptığı  görüşmeye ilişkin ses kaydının delil sayılamayacağını savundu.

Davaya bakan Antalya 3. Sulh Ceza Mahkemesi, Mehmet B'nin sanıkla  telefonda yaptığı görüşmelerin kayıtlarını, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK)  iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasını düzenleyen 135. maddesi  kapsamında değerlendirerek, hakim kararı olmaksızın gerçekleştirilen kaydı hukuka  aykırı kabul etti.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 18. Ceza  Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Karardan

Dairenin kararında, CMK'nın 135. maddesi kapsamında, iletişimin  tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasının bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma  ve kovuşturma sırasında iki kişi arasında gerçekleştirilen görüşmenin ancak bir  üçüncü kişi tarafından uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve kayda alınması  halinde mümkün olacağı hatırlatıldı.

Bu yöntemle elde edilen kanıtların hukuka uygun kabul edilmeleri için  yasada öngörülen usuller çerçevesinde bu işlemlerin gerçekleştirilmesi gerektiği  vurgulanan kararda, kendisine karşı suç işlendiği gerekçesiyle bir kişinin  başkasıyla yaptığı telefon görüşmeleri ile ortam konuşmalarını kayda alması  işleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) kişisel verilerin kaydedilmesini  düzenleyen 135. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin olanaklı olmadığına  işaret edildi.

Katılanın sanıkla telefonda yaptığı görüşmeleri cep telefonuna kayıt  ettiği sırada sanık hakkında yetkili organlarca başlatılmış bir soruşturma veya  kovuşturma bulunmadığı belirtilen kararda, şüpheli veya sanık kavramlarının,  konuşmaların kayıt edildiği aşamada sanık yönünden söz konusu olmadığı  vurgulandı.

"İletişimin denetlenmesi tedbiri şüpheli veya sanıklar hakkında  uygulanır"

CMK'nın 135. maddesinde düzenlenen iletişimin denetlenmesi tedbirinin  yalnızca şüpheli veya sanık sıfatına sahip kişiler hakkında uygulanmasının mümkün  olduğuna işaret edilen kararda, şu tespitler yapıldı:

  "Bu nedenlerle katılan tarafından elde edilen kayıtların CMK 135  kapsamında değerlendirilmesi ve hakim kararı olmaksızın gerçekleştirildiğinden  bahisle hukuka aykırı kabul edilmesi isabetli bir yaklaşım tarzı değildir. Somut  olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, henüz yasaya göre yetkili mercilerce suç  şüphesinin öğrenilerek soruşturmaya başlanılmadığı bir dönemde katılanın sanıkla  telefonda yaptığı görüşmeleri cep telefonuna kayıt etmek suretiyle elde ettiği  kayıtların CMK 135. maddesi kapsamında değerlendirilmesi olanağı bulunmamaktadır.

Kayıtlarının özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar  kapsamında kaldığı da kabul edilemez. Katılanın eylemi, bir başkasının özel  hayatına müdahale olmayıp kendisine karşı işlendiğini düşündüğü suçla ilgili  olarak kaybolma olasılığı bulunan kayıtların kaybolmasını engelleyerek yetkili  makamlara sunmak amacıyla güvence altına almaktır. Kişinin kendisine karşı  işlenmekte olan bir suçla ilgili bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı  ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı  tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü  zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz  konusudur."

Dairenin kararında, Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen'in, meşru  müdafaa olarak değerlendirilebilecek, hakaret, tehdit veya şantaj suçlarına  muhatap olan ve o an konuşmaları kayıt altına alan mağdurun elde ettiği bu  delilin hukuka uygun sayılacağı  yönündeki çalışmasından alıntı yapıldı.

Öğretide, kayıtları alan kişinin meşru savunma çerçevesinde hareket  ettiği, eyleminin haberleşmenin gizliliğini ihlal veya kişiler arasındaki  konuşmaların kayda alınması ya da benzeri bir suçu oluşturmayacağı, yapılan  kayıtların da hukuka uygun ele geçirilmiş delil sayılması gerektiği şeklinde  görüşlerin de bulunduğu kaydedildi.

Kararda, sonuç olarak katılanın sanıkla yaptığı telefon görüşmesini  kayıt etmek suretiyle elde ettiği hukuka uygun olduğu kabul edilen kayıtların  değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği  bildirildi.

Güncellenme Tarihi : 11.12.2017 00:22

İLGİLİ HABERLER