Bilim
  • 17.8.2016 00:14

Dünyaya çok benzeyen yeni bir gezegen bulundu

Dünya benzeri en yakın gezegen bulundu

Bilimciler bu ayın sonunda, Dünya benzeri bir gezegen keşfedildiğini açıklayacak...

Alman haftalık haber dergisi Der Spiegel’in haberine göre, bilimciler bu ayın sonunda, Dünya benzeri bir gezegen keşfedildiğini açıklayacak. Haberde bu gezegenin, Alfa Centauri yıldız sisteminde, Proxima Centauri adlı yıldızın yörüngesinde olduğu belirtildi.

Henüz bir isim konmayan gezegenin, Proxima Centauri’ye uzaklığı, üzerinde sıvı halde su bulunmasına ve yaşamın oluşmasına imkan tanıyacak mesafede.

ÖNCEKİ GEZEGENLERDEN ÇOK DAHA YAKIN

dunyahalleri.com'un aktardığı habere göre bilimciler daha önce de benzer özelliklere sahip gezegenler keşfetmişti ancak bu gezegenlerin hiçbiri Dünya’ya bu kadar yakın değildi ya da tamamen gazdan oluşuyordu. Geçtiğimiz yıl NASA tarafından keşfedilen ve ‘Dünya’nın en yakın ikizi’ olarak ifade edilen Kepler 452b adlı gezegen büyük ses getirmişti. Ancak bu gezegenin Dünya’ya bin 400 ışık yılı mesafede olması, yakın zamanda buraya ulaşılması ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Proxima Centauri yıldızı ise Dünya’dan sadece 4,24 ışık yılı uzaklıkta. Yani bu gezegenin keşfi, uzayda yaşam araştırmaları için, Kepler 452b’den çok daha önemli. Yine de günümüzün roketleri ile bu gezegenlere bir insan ömrü içerisinde ulaşma imkanımız bulunmuyor.

Konuyla ilgili olarak görüşü sorulan Avrupa Güney Rasathanesi (ESO) yetkilileri haberin varlığından haberdar olduklarını belirterek konu üzerine açıklama yapmayacaklarını ifade etti.

“YAŞAM ARAMAK İÇİN DAHA ERKEN”

Uzayda yaşam olması ihtimali yeni bir düşünce değil ancak bu alanda yüksek teknolojili çalışmalar gerçekleştirmeye yeni başladık. Hala bir başarı elde edememiş olmamızı açıklamak için pek çok farklı görüş öne sürülüyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir makalede uzay bilimci Avi Loeb başarısızlığımızın sebebini, ‘aramalara çok erken başlamak’ olarak ifade ediyor.

Loeb, evrenin 13,8 milyar yıl önce oluştuğunu ve yaşamın çok daha sonraları mümkün olduğunu belirtiyor. Buna göre Güneş’ten çok daha büyük yıldızlar, etrafında yaşam oluşamadan yok olacaklar. Çok küçük yıldızlar ise çevrelerine yaydıkları radyoaktif ışınlar sebebiyle gezegenlerin atmosferini yok ediyor.

ZAMANLA YAŞAM OLUŞMA İHTİMALİ ARTIYOR

Bugüne dek Güneş’e benzer boyuttaki yıldızların etrafında yaşam oluşmamış olma ihtimali çok yüksek. Loeb’e göre bizler evrene çok erken gelmiş olabiliriz. Zaman geçtikçe yaşam oluşma ihtimali de artıyor ve biz büyük ihtimalle yaşam arama çalışmalarına çok erken başladık.

Bu düşünceler henüz sadece bir teori ve geçmişte, uzayda yaşamla ilgili ortaya konulan görüşlerle çelişiyor. Ancak gerçekten uzayda yaşam bulmadan bu teorileri doğrulamak ya da yanlışlamak mümkün olmayacak.

Eğer tüm evrende yaşam sadece Dünya’da varsa, bu çok büyük bir yer israfı olurdu (Carl Sagan).

Dünya dışı yaşam arayışlarının bir başka boyutuysa dış gezegenlerde insanların yerleşme çabası. Bunun için en yakın hedef ise komşu gezegen Mars. 2020 yılında Dünya’dan Mars’a 4 farklı uzay kurumu tarafından görevler yapılması planlanıyor. NASA insansız araçlarla başlayacağı (insanlı Mars görevinin hedefi 2030 yılı) bu proje için kullanacağı roketlere yönelik çalışmalarını yoğunlaştırdı. Bu alandaki heveslilerden biri de Tesla Motors’un CEO’su Elon Musk. Musk, sahip olduğu SpaceX şirketiyle 2024 yılında Mars’a insanlı bir roket göndermeyi planlıyor. Projeler bunlarla da sınırlı değil elbette.

Bütün bunları düşünürken Dünya’mızın -kainatın henüz gözlemleyebildiğimiz kısmı içinde dahi- ne kadar küçük bir toz zerresi olduğunu hatırlayalım.

Güncellenme Tarihi : 17.8.2016 00:20

İLGİLİ HABERLER