Gündem
  • 15.12.2014 21:38

Cumhurbaşkanı'ndan '14 Aralık' açıklaması

Kocaeli'nde düzenlenen TÜPRAŞ İzmit Rafinerisi açılış töreninde hitap eden Erdoğan, 14 Aralık operasyonu ile ilgili olarak Avrupa'dan gelen tepkileri eleştirerek "Dün bağımsız savcılar tarafından başlatılan ve tamamen hukuk içinde yürütülen operasyon karşısında içeride ve dışarıda haddi aşan insafı aşan asıl niyetleri ortaya koyan bazı tepkiler sergileniyor. Adımlar atıldığı anda AB’ den hemen birisi çıkıyor açıklama yapıyor. Sen neye göre bu açıklamayı yapıyorsun. Neyi biliyorsun. 50 yıldır bu ülkeyi AB kapısında bekletenler, acaba bu atılan adımın ne olduğunu biliyormusunuz? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun, ister şu olsun, ister bu olsun gerekli cevabı alacaklardır. Onları bizim bu ülkede egemen duruma getirmemiz mümkün değildir. Böyle bir adımı atarken de acaba AB ne der acaba bizi alır mı? Almaz mı? Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Siz kendi aklınızı kendinize saklayın" dedi.
Erdoğan konuşmasında ayrıca 14 Aralık operasyonu hakkında "Olay bir basın özgürlüğü meselesi değildir. Açıkça söylüyorlar, 17 yıl iki gözü görmeyen bir insanı bütün bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeri alanlar bunlardı. O insanların şikayeti üzerine açılmış bir süreç ve bu sürecin şu anda bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler. Zulüm ve ihanet tarihin hiçbir döneminde karşılıksız kalmamıştır. Onlar bağıracaklar, feryat edecekler belki de ağlayacaklar. Onlar da arkalarına güneydeki sevdikleri ülkeyi alarak o belli uluslararası çevreleri, uluslararası medyayı alarak ihanetlerini tescillemeye devam edecekler" ifadelerini kullandı.

"SİSTEMATİK BİR ALGI OPERASYONU YÜRÜTTÜKLERİNİ GÖRÜYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye ekonomisi hakkında gerçek dışı bir algının yerleştirilmeye çalışıldığını savunarak "Bir süredir Türkiye ekonomisine yönelik hem içeride hem dışarıda belli çevrelerin adeta sistematik bir algı operasyonu yürüttüklerini görüyoruz. Bazı gazetele, dergiler, televizyonlar onların yanında bazı ulusal ve uluslararası çevreler, Türkiye ekonomisi hakkında tamamen gerçek dışı bir algıyı yerleştirmeye çalışıyorlar. Bütün bu saldırılara rağmen bütün bu operasyonlara rağmen Türkiye'nin bugün tarihindeki en büyük sanayi tesisinin 3 milyar dolarlık bir sanayi tesisinin açılışını gerçekleştiriyor olması çok önemlidir. Son derece manidardır. Kim ne derse desin. Kervan yürüyor. Kim hangi operasyonu yaparsa yapsın Türkiye büyümeye güçlenmeye, hedeflerine kararlı bir şekilde doğru bir şekilde ilerlemeye devam ediyor" diye konuştu.

"KİRLİ İŞLERE GİRENLER BAŞARILI OLAMAYACAKLARINI GÖRSÜNLER"

Algı operasyonlarıyla Türkiye'ye istikamet çizmeye çalışanlar olduğunu belirten Erdoğan, "İçeride ya da dışarı algı operasyonları yoluyla yalan haberler, yalan manşetler yoluyla Türkiye'ye hala istikamet çizmeye çalışanlarla hiçbir şekilde uzlaşmayacağız. Onların önünde hiçbir şekilde diz çökmeyeceğiz. Burası demokratik bir ülke. Biz seçimle geliyoruz. Millet takdir edince de seçimle gideriz. Bizler faniyiz. Vakti zamanı gelince emaneti sahibine teslim edeceğiz. Ama unutulmasın ki millet her zaman var olacak. Türkiye'nin eski günlere döneceği umuduyla kirli işlere, kirli ilişkilere ve kirli ittifaklara girenler başarılı olmayacaklarını görsünler ve bundan artık bir an önce vazgeçsinler" ifadelerini kullandı.

"KUYRUĞUNA BASILDIĞI İÇİN ORTALIĞI VELVELEYE VERENLERE İTİBAR ETMEYİN"

Bütün yaşananları normalleşme süreci olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz kuyruğuna basıldığı için feryad-ı figan ortalığı velveleye verenlere hiç itibar etmeyin. Türkiye'de çok güzel gelişmeler yaşanıyor. İnşallah çok daha iyi çok daha güzel gelişmeler yaşanacak. Bütün bu yaşananlar normalleşme sürecidir. Bütün bu yaşananlar Türkiye'nin Yeni Türkiye'ye yönelik tohumlarının atılış sürecidir. Türkiye'nin eski günlere döneceği umuduyla kirli işlere, kirli ilişkilere yeltenenler; kirli ittifaklara girenler, bunun cevabını alıyorlar. Almaya da devam edecekler" şeklinde konuştu.

"BİTARAF OLAN BERTARAF OLUR"

Vicdan sahibi herkesi kirli odaklara cesur duruşla cevap vermeye çağıran Erdoğan, "İnşallah medya dünyası bu girdiği kirli ilişkilerden bir an önce sıyrılacaktır diye düşünüyorum. Kendisini bu tehlikeli vesayetten kurtaracaktır diye inanıyorum. Bu kirli odaklara boyun eğenler, milletin karşısında kaybetmeye mahkumdur. Şantaja, tehditlere, uluslararası çevrelerin ülkemiz üzerinde kurdukları kumpaslara bu millet gelmiyor ve gelmeyecektir. Medya dünyası bu girdiği kirli ilişkilerden biran önce sıyrılacaktır diye düşünüyorum. Kendisini bu tehlikeli vesayetten kurtaracaktır diye inanıyorum. Bu kirli odaklara boyun eğenler milletin karşısında kaybetmeye mahkumdur. Şantaja tehditlere uluslararası çevrelere ülkemiz üzerinde kurdukları kumpaslara bu millet gelmiyor ve gelmeyecektir. Vatanını seven insaf sahibi, vicdan sahibi herkesi bu kirli odaklara cesur bir duruşla cevap vermesini özellikle hatırlatmak istiyorum. Bitaraf olan bertaraf olur. Onun için tarafınızı çok iyi belirlemeniz lazım. Duruşumuz çok önemli. Yalpalayan değil, omurgalı duruşlar çok önemli. Omurgalı durduğumuz zaman millet kazanacaktır. Maşalara, taşeronlara, paralel yapılara kol kanat gerenler müsamaha gösterenler er ya da geç onlar da mahçup olacaklardır" açıklamasında bulundu.

"SİZ KENDİ AKLINIZI KENDİNİZE SAKLAYIN"

14 Aralık operasyonu ile ilgili olarak Avrupa'dan gelen tepkileri eleştiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dün bağımsız savcılar tarafından başlatılan ve tamamen hukuk içinde yürütülen operasyon karşısında içeride ve dışarıda haddi aşan insafı aşan asıl niyetleri ortaya koyan bazı tepkiler sergileniyor. Eski Türkiye ‘nin bütün aktörleri eski Türkiye’yi özleyen bütün taraflar ittifak halinde, koro halinde, savcılarımıza, hakimlerimize, emniyet görevlilerimize belli merkezlerden idare edilen bir baskıyı uygulamaya çalışıyorlar. Adımlar atıldığı anda AB’ den hemen birisi çıkıyor açıklama yapıyor. Sen neye göre bu açıklamayı yapıyorsun. Neyi biliyorsun. 50 yıldır bu ülkeyi AB kapısında bekletenler, acaba bu atılan adımın ne olduğunu biliyormusunuz? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun, ister şu olsun, ister bu olsun gerekli cevabı alacaklardır. Onları bizim bu ülkede egemen duruma getirmemiz mümkün değildir. Böyle bir adımı atarken de acaba AB ne der acaba bizi alır mı? Almaz mı? Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Siz kendi aklınızı kendinize saklayın"

"AVRUPA BİRLİĞİ KENDİ İŞİNE BAKSIN"

Avrupa Birliği'nin hukukun attığı adıma kendisinde müdahale etme yetkisi aramaması gerektiğini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "AB eğer çok dürüstse, burada Sabancı Grubu'nun kardeşini çıkıp da işyerinde katleden bir Fehriye Erdal’ı bir kapıdan alıp bir kapıdan bırakanlar hukuk adına cevap verebilirler mi? Avrupa’da 7 tane vatandaşımızı öldürenler, basın mensupları dahi yargıya sokulmadılar. TRT dahi sokulmadı. Bunun hesabını bize verebilirler mi? Hala cevabı ortada yok. Ben bir ülkenin başındaki şahısla görüşüyorum. Kendisine dosyaları veriyorum. Türkiye'deki terör örgütüyle ilgili diyor ki 4 bin tane şu anda açtığımız dava var. Netice diyorum, netice yok. Avrupa’nın şu anda en güçlü ülkesi. Almanya’dan bahsediyorum. Peki böyle bir ülke PKK terör örgütü ile alakalı bu dosyalar veriliyor hiçbir netice yok diyorsunuz ama kalkıp benim ülkeme yönelik operasyon yürütmek istiyorsunuz. Kusura bakmayın, AB kalkıp ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu unsurlarla ilgili, şu anda güvenlik güçlerimizin attığı adıma hukukun attığı adıma kendisinde müdahale etme yetkisi aramasın, lütfen kendi işine baksın"

"GÜNEYDEKİ ÜLKEYİ ALARAK İHANETLERİNİ TESCİLLEMEYE DEVAM EDECEKLER"

Atılacak her adımın hukuk içinde atılacağını ifade eden Erdoğan, "Şunu herkesin bilmesi lazım, hakim ve savcılarımızın korkutulmasına, sindirilmesine, etki altına alınmasına asla ve asla biz fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz. Atılacak olan her adım hukuk içinde atılacak. Bütün işleyiş hukuk içinde olacak, karar da inşallah hukuk içinde demokrasi içinde yasalar ve vicdan çerçevesinde verilecek. Normalleşen, normalleşmeye başlayan hukuk sistemi hiçbir masumun ceza almasına, hiçbir suçlunun da elini kolunu sallayarak dolaşmasına müsaade etmeyecektir. Yapılanın yapanın yanına kar kaldığı Türkiye eskide kalmıştır. Olay bir basın özgürlüğü meselesi değildir. Açıkça söylüyorlar, 17 yıl iki gözü görmeyen bir insanı bütün bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeri alanlar bunlardı. O insanların şikayeti üzerine açılmış bir süreç ve bu sürecin şu anda bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler. Zulüm ve ihanet tarihin hiçbir döneminde karşılıksız kalmamıştır. Onlar bağıracaklar, feryat edecekler belki de ağlayacaklar. Onlar da arkalarına güneydeki sevdikleri ülkeyi alarak o belli uluslararası çevreleri, uluslararası medyayı alarak ihanetlerini tescillemeye devam edecekler" dedi.

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DİYORLAR ALAKASI YOK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında "Basın özgürlüğü diyorlar alakası yok. Biz bunların basın özgürlüğü ifadesinden ne demek istediklerini anlarız. Bize zaman zaman gelirler. Uluslararası camiadan da gelirler. Bir ay kadar önce de geldiler. Dediler ki içeride gazeteciler var. Yığınla sayı çıkardılar. Adet kaç biliyor musunuz 7 tane. Bunu açacaklarını bildiğim için ben de Adalet Bakanlığından bütün belgeleri aldırdım. 7 kişinin suçları bekçi öldürmekten tutun, polis öldürmeye varıncaya kadar ellerinde silah bulundurmaya kadar her şeyi önlerine koydum. Şimdi ne diyorsunuz? Cevap yok. İşte bunların avukatlığına soyunuyorsunuz. İlginçtir, bunların davalarının yeniden açılmasını istiyorlar. Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye. Burada adalet egemen olacaktır" ifadelerini kullandı.

 


ÖMER KOÇ: YATIRIMLARIMIZI ARALIKSIZ SÜRDÜRDÜK

Törende konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da Türkiye'de enerji, bilim ve teknoloji alanında yapılan çalışmaları ve yatırımları anlattı. İki bakan da Koç grubu ve Tüpraş çalışanlarını kutladı.

Tüpraş Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç ise konuşmasında, 2005 yılının sonunda özelliştirme ihalesinin tamamlanmasının ardından yeni yatırımlar yapacaklarını söylediklerini hatırlatarak, şunları söyledi:

"Önemli bir milli değer olan Tüpraş'ın Türk ekonomisine daha çok katkı sağlaması için yatırımlarımızı aralıksız sürdürdük. Tarihimizde tek seferde yapılan en büyük sanayi yatırımını gerçekleştirdik. Bu yatırımın cari açığı yılllık 1 milyar dolar düşürmesini bekliyoruz. Yatırımımız Tüpraş'ı dünya rafineri sektöründe çok farklı bir noktaya getirecektir."

Fuel Oil Dönüşüm Projesi'nin yeni bir rafineriye eşdeğer olduğunu da söyleyen Ömer Koç, "Koç Topluluğu Tüpraş'ı devraldığında amacımız rekabetçi bir rafineri haline getirmeyi hedeflemiştik. Yatırımlar ile Tüpraş Akdeniz'in en rekabetçi olma hedefine emin adımlarla ilerlemektedir. Tüpraş ülkemizde sektörü yönlendirmek ve akaryakıt ihtiyacını karşılamakta asli görev üstlenmiştir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmaların ardından, bakanlar ve Koç Holding yöneticileri ile birlikte butona basarak 3 milyar dolarlık dev tesisi devreye aldı.

3.5 MİLYON TON BEYAZ ÜRÜN, 700 BİN TON PETROL KOKU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle hizmete sokulan Fuel Oil Dönüşüm Projesi ile Tüpraş'ın 4 rafinerisinde üretilen yaklaşık 4.2 milyon ton siyah ürün işlenerek, 2.9 milyon tonu motorin olmak üzere 3.5 milyon ton değerli beyaz ürün ile 700 bin ton petrol koku elde edilecek. Türkiye'nin ithal edilen dizel ihtiyacının önemli kısmı da yerli üretimle karşılanacak. Toplam 17 ünite, depolama tankları ve 780 metre uzunluğundaki iskeleden oluşan tesise siyah ürünler İzmir, Kırıkkale, Batman ve İzmit rafinerilerinden deniz ve demiryolu ile getirilecek.

RAKAMLARLA TESİS

İnşasına 2011’de başlanan tesiste inşaat ve montajı süresince ortalama yerli ve yabancı firma çalışanlarıyla birlikte 10 bin kişi istihdam edildi. Tesis devreye girdikten ve müteahhit işçiler çıktıktan sonra tesislerde 500 kişi çalışacak. Projenin inşasında ayrıca 6 Eyfel Kulesi inşa edilebilecek kadar çelik kullanıldı. Boruların uç uca eklenmesi halinde Edirne’den Kars’a kadar hat döşenebileceği, depolama tanklarının kapladığı alana 7 futbol sahası yapılabileceği, kullanılan betonla da 5 bin konut inşa edilebileceği belirtiliyor.

Projenin kalbi olan kontrol merkezi ise 'Balina' formunda inşa edildi. Olası bir kaza anında meydana gelebilecek en şiddetli patlamada, çevreye saçılabilecek parçalara da dayanıklı olarak inşa edilen Kontrol Merkezi'nde tüm sistemler bilgisayar ortamında en ince ayrıntısına kadar saniye saniye izlenebiliyor.

OSMANLICA 'HOŞGELDİNİZ' YAZISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Gebze İlçesi'ne geçerek buradaki TÜBİTAK bünyesindeki Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) tesislerine geçti.

AK Parti Gebze İlçe Teşkilatı üyelerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edoğan'ın gelişinden önce TÜSSİDE'nin giriş kapısına hem Türkçe hem Osmanlıca 'Sayın Cumhurbaşkanımız Gebze'mize Hoşgeldiniz' pankartı asması dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada da Türksat 6A Yerli Haberleşme Uydusu Projesi imza törenine katıldı, bir konuşma yaptı.

 


SİZ ÖRGÜT OLMASANIZ BUNLARI NEREDEN BİLECEKSİNİZ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT 6A yerli haberleşme uydusu proje imza törenine katıldı. TÜBİTAK Gebze Kampüsü'ndeki imza töreninde hitap eden Erdoğan, 14 Aralık operasyonu ile ilgili olarak "Günlerdir bazılarının televizyonlarının ekranlarından, gazetelerinin sayfalarından hüngür hüngür ağladıklarını görüyorsunuz. Hayret. Bir gün, iki gün değil üç gün, dört gün, bir haftadır bakıyorsunuz şu kadar kişi alındı. Hani siz örgüt değildiniz? Siz örgüt olmasanız bunları nereden bileceksiniz? Bunu bildikleri için bazıları evlerinde değil gittiler gazetelerinin içerisinde beklemeye başladılar. Niye orada beklemeye başladılar? Buradan gelip bizi alamazlar diye beklemeye başladılar. Zannediyorum bir, ikisi herhalde kaçıverdi bu arada. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz, bir suçunuz yoksa o zaman durun" dedi.

"SIRTIMIZDAN HANÇERLENDİĞİMİZİN EN BÜYÜK DELİLİ TÜBİTAK'TAKİ BU TİPLERDİR"

TÜBİTAK'ın içine ihanet şebekesinin yerleşmiş olduğunu anlatan Erdoğan, "TÜBİTAK'ı yeniden yapılandırdık. Teşvik ettik. Çok güçlü şekilde destekledik. Ancak bizim bütün iyi niyetimize rağmen bizim bizim bütün samimi gayretlerimize rağmen TÜBİTAK'ın içine yerleşen bir urun, bu kurumu içten içe çürütmeye farklı gayelere taşımaya başladığını gördük. Siz bilim diyorsunuz, araştırma, geliştirme diyorsunuz ama birileri kurumun içine bir kanser hücresi gibi sızıyor. Sizin bu samimi gayretlerinizi çürütmenin mücadelesini veriyor. TÜBİTAK'ın içine öyle bir ihanet şebekesi yerleşiyor ki mesaisini, birikimini vatanı için milleti için değil ihanet için kullanıyor. Üst düzey devlet görevlilerinin kriptolu telefonlarını dinlemek için orada alçakça çalışmalar, alçakça faaliyetler yapıyorlar. Bana verilen kriptolu telefonu buradaki bu telefonu verenler dinliyorsa bunlara ben farklı bir yaklaşım asla gösteremem. Bizim nasıl sırtımızdan hançerlendiğimizin en büyük delili maalesef TÜBİTAK'taki bu tiplerdir. İnsanı karşıdan vurdukları zaman erkekçe vurdu dersin. Ama arkadan vurdukları zaman bu kalleşçe ve alçakça bir vuruştur" diye konuştu.
"TÜBİTAK'IN İÇİNE SIZMIŞ HAŞHAŞİLER TARAFINDAN KORUNUYORDU"
TÜBİTAK'ın içerisine sızanların temizlendiğini belirten Erdoğan, "Bilimsel çalışma yapsın diye alınan elemanlar, düşünün ki o dönemin cumhurbaşkanını, başbakan olarak şahsımı, genelkurmay başkanımızı, kuvvet komutanlarımızı, Anayasa Mahkemesini, bakanlarımızı dinlemek için sinsice çalışmalar yürüttüler. Elde ettikleri bilgileri nerede kullandıkları, kimlere servis ettikleri ya da peşkeş çektikleri şu anda çok hassas şekilde görüyorsunuz soruşturuluyor. Bunlar soruşturulmuyordu. Soruşturulamıyordu. TÜBİTAK içine sızmış bu hainler maalesef yargı içine sızmış haşhaşiler tarafından korunuyordu. Şimdi TÜBİTAK bunlardan arındırılıyor. Tam temizlendi demiyorum. Tam temizlendiğinin veya temizleneceğinin umudu içerisindeyim. Yargıyı da bu haşhaşi urun baskısından, şantajından, tehdidinden temizleyeceğiz. Oradaki yuvalanmaları da çok ileri derecede. Birçok kurum gibi TÜBİTAK da normalleşiyor. Asli vazifesine yavaş yavaş dönüş yapıyor. Burada çalışan tüm kardeşlerimin bize yardımcı olması lazım. Bu bizim ulusal güvenliğimizin çıkış noktasıdır. Milletimizin çıkış noktasıdır. Bu bir milli meseledir. Bu bizim için ahlaki bir meseledir. Bunu hep beraber çözeceğiz. Bilim bu tür bir şeyi kabul etmez. Bunu temizlemeye mecburuz" ifadelerini kullandı.

"ZANNEDİYORUM BİR, İKİSİ KAÇIVERDİ"

14 Aralık operasyonu hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Günlerdir bazılarının televizyonlarının ekranlarından, gazetelerinin sayfalarından hüngür hüngür ağladıklarını görüyorsunuz. Hayret. Bir gün, iki gün değil üç gün, dört gün, bir haftadır bakıyorsunuz şu kadar kişi alındı. Şu kadar kişi alınıyor filan falan haberler. Hani siz örgüt değildiniz? Siz örgüt olmasanız bunları nereden bileceksiniz? Bunu bildikleri için bazıları evlerinde değil gittiler gazetelerinin içerisinde beklemeye başladılar. Niye orada beklemeye başladılar? Buradan gelip bizi alamazlar diye beklemeye başladılar. Zannediyorum bir, ikisi herhalde kaçıverdi bu arada. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz, bir suçunuz yoksa o zaman durun. Çağrıldığınızda da gelin teslim olun. İşledikleri ihanet suçlarının ne boyutta olduklarını çok iyi biliyorlar. Ondan dolayı da kendilerine göre şov araçlarını da iyi kullanıyorlar. Başlarına gelecek olanı biliyorlar. Sadece TÜBİTAK içinde yaptıkları ihanet dahi bunların ne kadar ülke düşmanı olduklarının, bunların hangi kirli odakların hizmetkarı olduklarının ispatıdır" şeklinde konuştu.

Erdoğan, 14 Aralık operasyonu hakkında "Tutturdular bir molla Muhammed. İki gözü yüzde 90 görmüyor ve onunla beraber 122 kişiyi içeri aldılar. Adamcağız 17 yıl tutuklu kaldı. Niye? Pensilvanya'ya aykırı ifadede bulundu. Onun gibi düşünmedi, yaşamadı. Ve onların 17 yıldan sonra çıkıp açtıkları dava ile yaptıkları müracaatla işte şimdi halkalar sökülmeye başladı. Bu ülkede 15 yıldır korkuyla, yurt dışında yaşayıp, uyuşturduğu takipçilerine yasa dışı işler yaptıranlar var. Gemiyi daha ilk rüzgarda terk edip, binlerce kilometre uzağa kaçıp oradan korkakça ihanet şebekesini idare edenler var. Kurumlarda yaptığı ihanetin ortaya çıkacağı korkusuyla soluğu yurt dışında alanlar var. İşlediği suçun boyutunu bildiği için korkup kaçanlar var. Bunların hepsi yurt içinde olduğu gibi yurt dışındaki inlerinde de takip edilecek" dedi.

"ÜST AKIL ONLARLA BİRLİKTE YAYGARA KOPARIYOR"

Paralel yapı hakkında değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi bazı ülkelerden bazı medya kuruluşları bunların gözyaşlarını masum bir gözyaşı gibi yansıtmanın derdi içindeler. Çünkü uluslararası odakların hatta belki de bazı istihbarat örgütlerinin kaynaklarını kesiyoruz bu adımlarla. TÜBİTAK'taki ihaneti fark ederek bu ihanetin üzerine giderek, maşaları tasfiye ederek Türkiye düşmanı çevrelerin tuzaklarını bozuyoruz. Bu o kadar önemli. Sadece içeride değil dışarıda da feryat var. Paralel yapı tek başına bütün bu kurguyu kuracak idare edecek zekaya, birikime, beceriye, sahip değildir. Bunları maşa olarak kullanan bir üst akıl var demiştim, hatırlayın. İşte o üst akıl onlarla birlikte yaygara koparıyor. Üst aklın uzantıları var. Hepsi devreye giriyor" diye konuştu.
"HİÇKİMSE TİMSAH GÖZYAŞI DÖKMESİN"
Yargı içindeki çeteleşmeyi çökerttiklerini belirten Erdoğan, "Bir yıl boyunca biz yetkimiz dahilinde bunların inlerine girdik. TÜBİTAK bunların inlerinden biri haline getirilmişti, oraya girdik. Emniyet gibi, TİB gibi KOSGEB, üniversiteler gibi kurumlardaki kurgularını bozduk. Ancak bütün delilleri ortaya koymamıza rağmen yargı bu ihanetin üzerine gitmiyor, gidemiyordu. Bir yıl boyunca azimle çalıştık. Yargıyı da bu tehdit ve şantajdan kurtardık. Yargı içindeki çeteleşmeyi de çökerttik. İşte şu anda yargı da bu değişim dönüşümle birlikte bir normalleşme sürecinin içerisine girecektir. Bir şekilde bu iddiaların üzerine gidecektir. Eski Türkiye'de değiliz artık. Masumların ceza alıp suçluların dolaştığı bir Türkiye yok. Masum ile suçlunun hassasiyetle birbirinden ayrılacağı, hukuk ve demokrasinin en temiz şekilde işleyeceği bir Türkiye var. Hiç kimse timsah gözyaşı dökmesin. Feryadı figan ortalığa dökülüp, zavallılığını dünyaya sergilemesin" ifadelerini kullandı.

"KURUMLARDA YAPTIĞI İHANETİN ORTAYA ÇIKACAĞI KORKUSUYLA SOLUĞU YURT DIŞINDA ALANLAR VAR"

14 Aralık operasyonunun başlama nedenini anlatan Erdoğan, "Tutturdular bir molla Muhammed. İki gözü yüzde 90 görmüyor ve onunla beraber 122 kişiyi içeri aldılar. Adamcağız 17 yıl tutuklu kaldı. Niye? Pensilvanya'ya aykırı ifadede bulundu. Onun gibi düşünmedi, yaşamadı. Ve onların 17 yıldan sonra çıkıp açtıkları dava ile yaptıkları müracaatla işte şimdi halkalar sökülmeye başladı. Özellikle medyanın ve siyasetin bu hukuk süreçlerinde ulusal ve uluslararası algı operasyonlarından uzak durması kaçınılmaz bir sorumluluktur. Herkes hukukun işleyişine yardımcı olacak. Ak ile karanın net bir şekilde ortaya çıkacağı bir süreçte herkes sorumlu davranacak. Ama bu ülkede 15 yıldır korkuyla, yurt dışında yaşayıp, uyuşturduğu takipçilerine yasa dışı işler yaptıranlar var. Gemiyi daha ilk rüzgarda terk edip, binlerce kilometre uzağa kaçıp oradan korkakça ihanet şebekesini idare edenler var. Kurumlarda yaptığı ihanetin ortaya çıkacağı korkusuyla soluğu yurt dışında alanlar var. İşlediği suçun boyutunu bildiği için korkup kaçanlar var. Bunların hepsi tek tek ortaya çıkacak. Bunların hepsi yurt içinde olduğu gibi yurt dışındaki inlerinde de takip edilecek. İnşallah bundan sonra her bir kurum artık sadece kendi işini yapacak" şeklinde konuştu.

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 23:36

İLGİLİ HABERLER