Gündem
  • 28.7.2014 09:41

İlker Başbuğ Başbakan'a demiş ki, 'Bugün bize yarın size...'

Başbakan Erdoğan, Diyarbakır mitingi sonrası Star Gazete yazarı Orhan Miroğlu'nun sorularını yanıtladı. İlker Başbuğ ile aralarında geçen diyaloğu aktaran Erdoğan, Başbuğ'un kendisine "bugün bize yarın size" dediğini söyledi. 

İşte Orhan Miroğlu'nun sorusu ve Erdoğan'ın cevabı: 

- Irkçı Prensilvanya dediniz, operasyon nasıl gidiyor? Bir de İlker Başbuğ’un askeri davalar sürecinde sizinle konuştuğuna dair sözleri var...

Şimdi İlker Paşa’nın görevde olduğu sürede bana söylediği bir sözü vardı. Onu ben burada söyleyeyim. O da şuydu “Bugün bize yarın size!” demişti. O zaman tabii daha Genelkurmay Başkanıydı. Toplamalar malum başlamıştı. Ben de tabii o zaman demiştim ki, şeyleri bunları bile yapıyorlar demiştim herhalde yargı. Ama tabii bilesiniz ki biz elimizden geleni bu noktada ardına koymayız. Ve hakikaten dediği oldu. Ve bazı herhalde onlarda kendilerine göre sinyaller alıyorlardı ki bu endişeyi taşıyorlardı. Sonra ne oldu. Bu işte Hakan Fidan meselesi çıktı. Şimdi Hakan beyde patlak veren konu sıradan bir olay değildi. Hatta içeri girdiklerinde falan da bizim gönderdiğimiz insan hakları komisyonu üyelerine de işte “Hakan Beye sahip çıktığı kadar bize sahip çıkmadı” gibi bir ifade kullanıldı. E şimdi tabii Hakan ile onların konumu çok farklı. TSK mensuplarının bu noktadaki beklentileriyle sivildekinin beklentisi farklı. Şimdi benim sivildekine çok rahat müdahele etmem mümkün. Ama bizim asker şuna alışmamış, sivilin kendilerine müdahale etmesine alışmamış. O demokratik diyalogu da bu şekilde hala oluşturmamış. Şimdi şu paralel yapı meselesini gündeme getiriyoruz, e bu varlığın olduğunu artık görmeleri lazım. Bu olaylardan sonra İlker Paşa’nın o tespiti manidardır. Bugün bize yarın size!

- İlker Başbuğ Başbakan’a Ali Fuat Yılmazer’in ismini söyledim diyor?

Evet o vardı tabii. O zaten bizim de gündemimizdeydi. Onu ben de duymuştum ve zaten aynı şeyi ona ben de söylemiştim. Şimdi de kalkmış kelepçelerle falan şov yapıyor. Bu işlerin İstanbul ayağının bütün pisliklerinin içinde var.

Hakan Şükür’e sert tepki

- Hakkında işlem yapılan polisler ve emniyetçiler bu yapının ana operatörleridir diyebilir miyiz?

Şu anda yurtdışında olanlar var, meslektaşlarınız var, meslektaşlarınızın içinde burada olan var kaçan var. Hepsinin üstlendiği görevler, roller var. Mesela şimdi bizden ayrılan milletvekilinin gözaltındayken gidip resim çektirmesi... Yani hangi diktatörlükte sen gidip böyle resim çektirebilirsin?  Adam gidiyor gözaltında olanlarla resim çektirip şov yapıyor, hale bak! Ama nedir bunların hepsi haneye yazılacak

- Başbuğ Dink davası çözülürse bu yapı deşifre edilebilir şeklinde sözler söyledi...

Dink davasına indirgemek bence küçültmek olur. Hrant Dink davası bence kişiselleştirilmiş davadır. (Cinayet) Dink’in yazılarını, onun düşünce dünyasını kabullenmemek gibi bir nedenle yapılmıştır. Paralel yapı meselesinde ise devleti ele geçirme, ulusal güvenliği tehdit gibi büyük bir amacı var. Bu teoriler paralel yapıyla mücadelenin hedefini saptırmasın. Mesela bu yapının parasal boyutu var.

- Yılmazer’den hiç şüphelenmediniz mi?

Bana bu adam 2-3 kez gelmiştir. Geldiğinde ona ait bilgiler bir genelleme yapabileceğimiz fikirler, şimdiki gibi rahatsız edici değildi. Çok basit kişisel bazı duyumlardı. Ama son görüşmede baktım ki, biraz farklı bir görüntü veriyor. O farklı görüntüyü verdikten sonra zaten diyalogu kestim. Konu olarak farklı şeyler bahsetmeye başlayınca kestim, dedim ki, ‘sen’ dedim,’ artık görevine dön! Ama Öyle bir şey paralel yargı paralel emniyet yapısını kurmuşlar!

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 02:57

İLGİLİ HABERLER