Gündem
  • 15.8.2017 16:30

Sonunda harbi bir FETÖ'cu çıktı

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in avukatları ile örgütün sözde "Yargıtay imamı" olduğu öne sürülen Mehmet Rasim Kuseyri'nin de aralarında bulunduğu 52 avukat hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, savunma yapan sanık Mehmet Deveci, "1990'lı yılların başından bu yana sizin örgüt dediğiniz, benim ise hizmet dediğim cemaatin üyesiyim" itirafında bulundu.

Bilerek ve isteyerek bir suç işlemediğini ve darbe girişiminde bulunanları lanetlediğini dile getiren Deveci, darbe girişiminden FETÖ’nün sorumlu olmadığını öne sürerek FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında, "Kendisini terörist olarak görmüyorum. Sanıyorum bütün kuşkular 15 Temmuz'dan kaynaklanıyor" dedi.

Savunmanın ardından Deveci'ye "FETÖ elebaşı Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak'ı tanıyor musun?" sorusu yöneltildi.

Sanığın Albayrak'ı tanıdığını ifade etmesi üzerine Albayrak'ın başka bir şüpheliye gönderdiği ByLock mesajında, "KPSS soruşturmalarıyla ilgili Mehmet Deveci acaba bir basın açıklaması yapsa mı?" yazdığı hatırlatılan Deveci, söz konusu yazışmaların suç unsuru olmadığını savundu.

FETÖ'nün sohbet adı altında gerçekleştirilen toplantılarına katılım sağlayıp sağlamadığı ve katılan diğer kişilerin isimleri sorulan Deveci, "Evet sohbetlere katılıyordum, sohbetleri ben gerçekleştiriyordum. Ancak isimleri asla vermem." cevabını verdi.

Örgüt içinde bir rolü bulunmadığını iddia eden sanık Deveci, tahliye talebinde bulundu.

BYLOCK KULLANDIĞINI KABUL ETTİ

Sanık Cemalettin Karadaş da hukuk alanında akademik çalışmalarının olduğunu, bunlardan bazılarının kamu kurumları tarafından yayınlandığını söyledi. 
Hakkında isnat edilen terör örgütü üyeliği suçunu kabul etmediğini belirten Karadaş, iddianamede hakkında somut bilgilere dayanmayan iddialara yer verildiğini savundu. FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığına ilişkin iddianamedeki tespiti kabul ettiğini belirten Karadaş, "Yurt dışına çok sık çıkıyorum, eşimle özel görüşmeler yapmak için çeşitle mobil programlar kullanıyordum. Bunlardan biri de ByLock'tur." dedi.

Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) uluslararası operasyonu sonucunda ByLock'a ulaşıldığını, istihbarat faaliyetleriyle elde edilen bilgilerin delil olarak kullanılamayacağını savunan Karadaş, "ByLock'u indirdiğime ilişkin inkarda bulunmadım. Elbette istihbaratın başarılı bir operasyonudur. Ancak bunun delil olarak kabul ettiğim anlamına gelmez." savunmasını yaptı.

"FETÖ'nün gerçek yüzünü göremedim"

Sanık İsmail Yıldırım ise dini duyguları nedeniyle bir dönem FETÖ yapılanması içerisinde bulunduğunu, örgütün gerçek yüzünü görmekte geç kaldığını ifade etti.Emniyet güçlerine teslim olduğunu ve kaçma şüphesinin olmadığını belirten Yıldırım, MASAK kaydına yansıyan para transferlerinin örgütsel bir amaç taşımadığını öne sürdü. Soruşturma aşamasında ByLock kullandığı iddialarını kabul etmediğini aktaran Yıldırım, programı 17-25 Aralık sürecinden sonra emniyetten ihraç edilen eski müvekkili istihbaratçı polis Ö.T'nin yüklediğini ancak programı kısa süre sonra sildiğini ifade etti.

Sanık Mehmet Derdiyok da vatan ve millet aleyhinde bir faaliyetinin olmadığını öne sürerek suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.

Bürosunda ele geçirilen Fetullah Gülen ismine düzenlenen belgelerin İzmir Yamanlar Lisesinde bir öğrenciye ait olduğunu, FETÖ elebaşı Gülen ile alakalı olmadığını iddia eden Derdiyok, söz konusu kişinin eski müvekkili olduğunu savundu. 
Firari sanıklardan Mehmet Kasap'ın yönlendirmesiyle bazı FETÖ davalarına baktığına ilişkin soruya Derdiyok, söz konusu davaların 30'dan fazla olduğunu ancak bunlardan sadece 6'sının FETÖ davası olduğunu ifade ederek tahliye talebinde bulundu.

Güncellenme Tarihi : 15.8.2017 16:38

İLGİLİ HABERLER