ABD'NİN VURDUĞU İMAM-I AZAM TÜRBESİ İBRET OLSUN DİYE ONARILMAYACAK
Hanefi fıkhının kurucusu İmam–ı Azam Ebu Hanife’nin türbesi ve camisinin içinde yer aldığı külliye, Amerikan bombardımanında büyük hasar gördü. Bağdatlılar, 500 yıllık İmam–ı Azam Külliyesini onarmayarak, ABD’nin yaptığı tahribatı “ibret–i alem” olarak göstermeyi düşünüyor.
İslam dünyasının bu fotoğrafı unutmamasını isteyen Iraklılar, saldırıların başladığı günden beri cami avlusunda nöbet tutuyor. Camideki tahribat İslam dünyasından da büyük tepki gördü. Hanefi Mezhebi’nin imamı, İmam–ı Azam Hazretleri’nin (ra) adını alan Bağdat’ın Azamiye Mahallesi, Birinci Körfez Savaşı’ndan daha zor bir sınavdan geçmiş bu defa. Caminin yanındaki minareli saat kulesi Saddam rejiminin devrildiği geçtiğimiz hafta önce uçakların, ardından da Bağdat’ın her yerinde Saddam Hüseyin’i ve askerlerini arayan Amerikan askerlerinin hedefi olmuş. Ertesi gün camiye sabah namazından önce saat 5’te baskın düzenleyen Amerikan askerleri caminin içinden de girme imkanı olan İmam–ı Azam türbesinin kapısını roketle havaya uçurmuş. Türbe giriş kapısında yarım metreye yakın oyuk açılmış.
Olaydan sonra camiye ilk gelen cemaatten olan öğretmen Faysal Esseyyid, “Saldırıyı duyup geldiğimizde türbenin içinde roketatarın başlığını bulamadık.” diyor. Esseyyid, İslam dünyasının savunmadığı Bağdat ve İmam–ı Azam türbesini, kendisinin koruduğunu anlatıyor. Cami avlusunda girişte sağda yükselen 30 metrelik buğday sarısı kerpiç ve beton destekli minarenin ortasında tam üç büyük oyuk açılmış. Uçak bombalarından biri minarenin hemen yanı başına düşmüş. 3–4 metrekarelik oyuk, cemaat tarafından iki gün sonra kapatılmış. “Saddam’ı aradılar, bulamadılar, sonra da içeriye silahlı bir şekilde girdiler. Camiyi ve türbeyi vurdular.” diye anlatan Faysal Esseyyid şöyle konuştu: “Duyuyoruz ki Amerika eski Asuri kiliselerinin olduğu semtlere asker yerleştirmiş. Acaba burası bir kilise olsaydı, aynı rahatlıkta içeri girip baskın yapabilir miydi?” Esseyyid’in verdiği bilgiye göre, türbe kapısının ve minarenin vurulduğu gün caminin imamı Şeyh Vasık El Ubeydi ve iki oğlu ile sabah namazına gelen 5 kişi tutuklanarak bilinmeyen bir adrese götürülmüş. Tutuklananlardan o günden beri haber alınamamış. Cemaatten Muhammed Suali ise, “Silahla camiye girilmez” diyor ve ekliyor: “Hiçbir şey camiye ve İmam–ı Azam’ın türbesine saldırmayı gerektirmezdi. Saldırının arkasında sembolik de olsa İslam dünyasına gözdağı verme amacı yatıyor"
4 büyük mezhep imamının birincisi
Hanefi mezhebinin kurucusu İmam–ı Azam Ebu Hanife Hazretleri, 4 büyük mezhep imamının birincisidir. Asıl adı Numan'dır. Hayatını ilme ve İslam'a hizmete verdi. Çağındaki ilimlerin hepsini tahsil etti. Babası, Kûfe, Basra ve Mekke arasında ticaretle meşgul olduğundan, o da onunla beraber gezerek, değişik alimlerle görüştü, ilmini ilerletti. Ebu Cafer Mensur’un emrettiği temyiz mahkemesi başkanlığını kabul etmediği için zindana atılarak kamçılandığı, 767 yılında, 70 yaşında şehit olduğu rivayet edilir.
‘Muhammed’ lafzı da zarar gördü
Bombalı ve roketatarlı saldırıdan sonra zarar gören ikinci bahçe kapısı üzerindeki Muhammed (sas) lafzı da zarar görmüş. Bağdatlı Muhammet Suali, şehirde 8 gündür elektriklerin kesik olmasına karşın bu bölgenin ve ışıklandırmalı lafzın hâlâ yanmasını ilgiyle karşıladıklarını anlatıyor. Amerikan askerlerinin saldırılarının ardından bir grup silahlı milis ile yağmacıların da camiye saldırdıklarını aktaran Suali, camideki kıymetli halıları talana kalkışan yağmacılara karşı Azamiyeli vatandaşların silahlı direniş gösterdiğini kaydetti. Semtteki çatışmalarda kaybedilen 25 şehit ise caminin hemen önüne defnedilmiş.
Hanefi mezhebinin imamının defnedildiği, Irak’a gelen her Müslüman’ın ziyaret etmeden geçmediği İmamı Azam Camii artık minaresindeki üç bomba yarası, türbe kapısındaki roketatar oyuğu ve duvarlarındaki mermilerle anılacak.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:49