Asayiş
  • 17.4.2005 01:25

YALÇIN KÜÇÜK : HASAN TAHSİN'İN DÜŞMANA İLK KURŞUNU ATMADIĞI VE KENDİSİNİN İBRANİ OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKARDIM

GÖKTÜRK FIRAT
TRABZON (İHA) - Trabzon Dünya Ticaret Merkezi'ndeki Doğu Karadeniz 1. Kitap ve Kültür Sanat Fuarı'na katılan araştırmacı-yazar Prof. Dr. Yalçın Küçük, okurları ile buluştu. Prof. Dr. Yalçın Küçük, 'Gizli Tarih' konulu söyleşisinde, Kürdistan'in kurulmasının planlandığı Kuzey Irak sınırının Misak-i Milli sınırlarımız içerisinde olduğunu belirterek, Atatürk'ün ölmeden önce İsmet İnönü'den Musul'u almasını istediğini söyledi.


Prof. Dr. Yalçın Küçük, Kürdistan'ın kurulmak istendiği Kuzey Irak topraklarının Misak-i Milli sınırlarımız içerisinde olduğunu söyleyerek, Atatürk'ün Musul'un alınması yönünde vasiyeti bulunduğunu açıkladı. Küçük, 1920'li yıllarda Türk Misak-i Milli sınırlarımız çizildiğinde bugünkü Kürdistan'ın kurulmasının planlandığı Kuzey Irak topraklarının da bu sınır içerisinde yer aldığını kaydederek, "Kuzey Irak, Misak-i Milli sınırlarımız içerisindedir. Atatürk, öleceğini anladığı zaman, İnönü'yü yanına çağırarak Musul'u almasını istemiştir. Musul'u alamayan İnönü, Bülent Ecevit'in yerini alacağını anlayınca, Ecevit'i yanına çağırıp Atatürk'ün bu vasiyetini hatırlatmıştır" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Yalçın Küçük, okurlarına hitaben yaptığı söyleşide yakın tarihimizde yer alan birçok olayın gerçek olmadığını ileri sürerek, kurtuluş mücadelesinde ilk kurşunu attığı söylenen Hasan Tahsin'in 'İbrani' olduğunu iddia etti. "Hiçbir ülke tarihinde ve savaş tarihinde ilk kurşun diye bir olay yoktur" diyen Küçük, "Kurtuluş mücadelesinde Hasan Tahsin'in ilk kurşunu attığı doğru değildir. Yaptığım araştırmada Hasan Tahsin'in 'İbrani' olduğunu öğrendim" diye konuştu.


Küçük, Enver Paşa'nın yanlış tanıtıldığını savunarak, Atatürk'ün, görüldüğü gibi Enver Paşa ile arasında hiçbir sürtüşme olmadığını söyledi. Küçük, "Çanakkale Savaşı'nda Atatürk yoktu. Çanakkale Savaşı, bir deniz savaşıydı. Atatürk denizci değildi. 1. İnönü savaşı hiç olmamıştır. Kuva-i Milliye'nin en büyük dayanağı, Çerkez Ethem ve Mustafa Suphi'dir. Ancak bunların sonradan tasfiye edildiğini görüyoruz. Tarihle ilgili birçok konuya ifade getirebiliyorum. Ama Musul'un neden alınmadığını bir türlü anlayamıyorum" diye konuştu.
Prof. Dr. Yalçın Küçük, 19. yüzyılda Anadolu'da misyoner faaliyetlerine de değinerek şunları söyledi:


"Osmanlı'nın son dönemlerinde Türkiye'de bulunan misyonerler, Müslümanlar'ın dinini değiştirmeyi amaçlamıyordu. Amaçları Ermeniler'i Protestan yapmaktı. O dönemlerde Anadolu'nun birçok yerinde misyoner okulları vardı. Misyoner okullarının yanında Yahudiler'in ülkede idarecilik yapması için yetiştirildiği 'Alyans Okulları' da vardı. Bu 'Alyans Okulları', ülkeyi idare edecek gençler yetiştirdi ama kimse bunlardan bahsetmiyor."

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:54

İLGİLİ HABERLER