Medya
  • 25.4.2014 09:52

Sinemalarda bu hafta

2012'de izleyici karşısına çıkan İnanılmaz Örümcek-Adam filminde hikayesi bir kez daha başlayan Peter Parker'ın dönüşümünü tamamlayıp Örümcek-Adam yeteneklerini elde edişine tanık olmuştuk. Bu filmle birlikte kahramanlığın sorumluluk isteyen zorlu yanlarına şahit olmaya başlayan Parker'ın her günü daha karmaşık, daha yoğun geçiyor. Bir yandan kahramanlığa alışmaya, diğer yandan ise Gwen'le vakit geçirmeye çalışırken sahip olduğu yeteneklerin büyük bedeli en korkutucu haliyle karşısına dikilir.

New York'u tehdit eden en büyük tehlikelerden biri olan Electro bir anda ortaya çıkar ve Peter Parker'ın şimdiye dek gördüğü en güçlü düşmanını alt etmesi gerekir. Örümcek-Adam, eski dostu Harry Osborn'un da dönmesiyle bütün düşmanlarının ortak noktası olan OsCorp'u keşfetmiş olur. Öte yandan Gwen'ın babasına verdiği sözü unutmayan Peter, Gwen'e zarar vermemek için elinden geleni yapmak için çabalar, ancak Electro'nun ortaya çıkması ve Harry Osborn geri dönüşü bu sözünü tutmasını oldukça zorlaştıracaktır. Peter Parker'ın geçmişine dair ortaya çıkan yeni ipuçlarıysa Örümcek Adam'ın hayatının gidişatını derinden etkileyecektir...Filmin yönetmen koltuğunda serinin ilk filminde olduğu gibi bir kez daha Marc Webb bulunurken, başrollerde Andrew Garfield ve Emma Stone'un yanı sıra Jamie Foxx da yer alıyor.

AŞK TRENİ

Ailesini küçük yaşta kaybeden Rahul’u büyükannesi ve büyükbabası büyütmüştür; ömrü onlara ait olan Y.Y.Mithaiwala adlı pastanede geçmiştir. Büyükbabası 100. yaş gününü kutladıktan kısa bir süre sonra hayata veda eder. Rahul bu olaydan sonra, Goa’ya gitmeye karar verir ve bunu büyükannesine anlattığında yaşlı adamın son vasiyeti ile karşılaşır. Büyükbaba öldükten sonra küllerinin bir kısmının Ganj Nehri’ne diğer kısmının ise Hindistan’ın diğer ucunda yer alan Rameswaram’a dökülmesini istemiştir. Şimdi büyükannesi küllerin Rahul tarafından Rameswaram’a dökülmesini ister... Rahul’un arkadaşları ile birlikte çıkacağı tren yolculuğu da böylece başlamış olur…

SENSİZ OLMAZ
Birkaç seneliğine Londra'ya taşınan Hache, Barcelona'ya döndüğünde hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulamaz. Kendisi de dahil olmak üzere birçok şey değişirken, aynı kalan tek şey Babi'ye duyduğu aşktır. Ne var ki Babi bu süreçte hayatını yeniden inşa etmeye koyulmuş ve başka biriyle nişanlanmıştır. Bunu öğrenen Hache de böyle bir karar alır ve arkadaşları, işi ve çevresi olmak üzere her şeyi değiştirmeye başlar. Gin isimli kendine oldukça benzeyen bir kadınla tanışır ve aralarında uyumlu bir ilişki başlar. Ancak bir partide karşılaştığı Babi, onu şaşkına çevirir ve aklını karıştırır. Hache artık hiçbir şeye ya da hiç kimseye inanmadığı bir döneme girmiş; zamanını ise güçlü olmaya çalışarak geçirmeye başlamıştır...

MUTLAK ADALET

İzmir' de bir ilköğretim okulunda Türkçe öğretmenliği yapan Metin, karısı Bahar ve kızları Ece'yle birlikte mutlu bir hayat sürmektedir. Bir gün iş dönüşü evine geldiğinde evlerinde üç hırsızın karısına tecavüz ettiğini ve kızını darp ettiğini görür. Olayın şokuyla hırsızları kovalar ve birini yakalayıp öldürür. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. İçindeki intikam hırsıyla kendi adaletini aramaya çıkan Metin'i ve onun hayatındaki herkesi büyük bir sürpriz beklemektedir.

SIFIR TEORİSİ
Gerçek bir bilgisayar dehası olan Qohen Leth, hapsolduğu işinden ayrılıp eski bir şapelin yıkıntıları içerisinde içine kapanık, yalnız bir hayat sürmeye başlar. Bu tek kişilik hayatındaki tek uğraşı Yönetim tarafından kendisine verilen gizlice projeyi yürütmektir. Yönetim, yaşadığı yere 'Sıfır Teorisi' adlı teorinin varlığını kanıtlaması için özel bir bilgisayar sistemi ve programı kurar; eğer başarılı olursa da hayatın anlamsızlığını kanıtlamış olacaklardır. Saatlerce çalışmasına rağmen başarılı olamayan Qohen, Bainsley adlı çekici bir kadının hayatına dahil olmasıyla iyice delirmenin eşiğine gelir. Üstüne Bob adlı genç bir adamın projeye dahil olması işleri iyice tuhaflaştırır.
Monty Python and the Holy Grail, Brazil ve Twelve Monkeys gibi sevilen yapıtların yönetmeni Terry Gilliam'ın yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerini Christoph Waltz, Mélanie Thierry, David Thewlis ve Tilda Swinton paylaşıyor.

AŞK BİLMECESİ

Hikayesi L'Auberge Espagnole filmiyle başlayan ve Russian Dolls filmiyle devam eden Xavier, şimdilerde 40 yaşındadır ve yine hayatını tam anlamıyla düzene sokamamış, aksine daha da karmaşık hale getirmiştir. Üniversiteyi aile babası olabilmek için terk edip iki çocuk babası olduktan sonra da dikiş tutturamayan Xavier, eşinin biriyle tanışıp onunla birlikte yaşamak için New York'a taşınmak istemesiyle yıkıma uğrar. İşin kötü yanı eşi, çocukları da beraberinde götürecektir. Başka bir çaresi kalmayan Xavier de çocuklarını görebilmek için New York'a taşınır. Yeni hayatında kendisini Chinatown'un tam ortasında bulur, hayatıysa tam bir yapboza dönüşmüştür.Üçlemenin son filmi olan Aşk Bilmecesi'nin yönetmen koltuğunda bir kez daha Cédric Klapisch bulunurken başrollerinde Romain Duris, Audrey Tautou ve Cécile De France yer alıyor.

LAL

Cemal ve Süleyman 1970'li yılların Çukurovası'nda, Antakya'nın küçük bir köyünde yaşayan iki iyi arkadaştır. En büyük ortak noktaları sıradan mahalle oyunları yerine, yeni maceralara atılmak olan bu ikili mahalledeki çocuklara kendilerini ispat etmek için cesaret isteyen bir yolculuğa çıkarlar. Adana’ya gidip “Endişe” adlı filmini bu kentte çeken Yılmaz Güney’in fotoğrafını çekmeyi hedef edinirler! Yaya halde ve üstelik ellerindeki fotoğraf makinesi de çalıntı olan bu iki kafadar genç, Antakya ile Adana arasındaki vadilerde, yepyeni insanlar tanıyarak yollarına devam ederler. Yolları yeni hayatlarla ve yüzlerle kesişince maceraları da yeni bir boyut kazanacaktır. Semir Aslanyürek'in senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği yapımda, iki genci Ata Murat Kalkan ve Erdal Sarı canlandırırken, onlara kadroda Erkan Can, Gürkan Uygun, Emre Altuğ ve Asiye Dinçsoy gibi deneyimli isimler eşlik ediyor.

DOM HEMİNGWAY

Dom Hemingway'in sicilinin temiz olmadığı konusunda hepimiz hemfikiriz! Ancak o birlikte çalıştığı suç ortaklarını polise gammazlamayacak kadar da sadık bir çalışma arkadaşı! Sırf bu yüzden hapislere düşen ve 12 yıllık cezaya mahkum edilen deneyimli hırsız Dom Hemingway, mahkumiyetinin ardından özgür kalır. Bir zamanlar tozu dumana kattığı Londra sokaklarına geri döndüğünde ise sokakların değişen çehresine tanık olur. Eski hesapları kapatıp suç dünyasına veda etmeyi ve kendisine yabancılaşan kızıyla arasını düzeltmeyi dileyen Hemingway için yeraltı dünyasından uzaklaşabilmek zannettiği kadar kolay olmayacak...Richard Shepard'ın senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde Jude Law, Richard E. Grant ve Demian Bichir yer alıyor.

CENNETTEN KOVULMAK
Emine İstanbul'da yaşayan, 24 yaşında kentli bir kadındır; Kürt işçilerin ağırlıkta olduğu bir inşatta elektrik mühendisi olarak çalışır. Bir gün inşaatta bir kaza sonucu Kürşat isimli bir işçi hayatını kaybeder. Bu olaydan çok etkilenen Emine, Kürşat'ın memleketine gitmeye karar verir.Ayşe ise Muş'ta yaşayan 8 yaşında küçük bir kız çocuğudur; tüm hayali hayatını sürdürebilmek için İstanbul'a gitmektir. Birbirinden çok farklı yaşamlar süren bu iki insanın yolları aslında hiç taraf olmadıkları çatışmalarla kesişecektir.Filmin yönetmen koltuğunda kısa filmleriyle çeşitli ödüller alan Ferit Karahan bulunurken, senaryoda yönetmenle birlikte Serdar Temel’in de imzası var.

SEFER TASI

Bombay'da meşhur bir gelenek: 5000 dabba (sefer tası) dağıtıcısının oluşturduğu bir topluluk var. Bu babadan oğula geçen bir meslek. Her sabah bu dağıtıcılar kadınların evde yaptıkları sıcak yemekleri eşlerinin iş yerlerine taşıyorlar ve boş kutuları da akşama doğru eve geri getiriyorlar. 120 yıldır işyerlerinde ev yemeği lüksleri var. Harvard üniversitesi bu konuda bir araştırma yapmış, 8 milyon sefertasının yalnızca 1 tanesi yanlış adrese gidiyormuş. İşte bu film, o 1 tanenin hikayesi!Yanlış ulaştırılan bir sefer tası Ila Singh'ten, Saajan Thomas'a ulaşınca bu yanlışlık iki insanı biraraya getirir ve aralarında hayali bir ilişki başlar. Kadın, gizemli karşı tarafa yemekler pişirerek onunla iletişim kurmaktadır. Sefertasının içine koydukları notlarla yazışmaktadırlar. Bu notlarda hayalgüçlerini o kadar zorlarlar ki adeta gerçek hayattan koparlar. Bu film, hayal ettiğimiz hayat ve gerçek hayatı karşılaştırırken hayalleri gerçeğe dönüştürme cesaretinden de bahseder.

ORMANDA KARMAŞA

Meksika'nın yağmur ormanlarında yaşayan ve birbirlerine aşık olan iki rakun Manu ve Sacha'nın beraberliklerinin önünde büyük bir engel meydana gelir. Manu'nun yaptığı bir yaramazlık sonucu kabilelerinin en önemli heykeli kırılır ve Sacha'nın da babası olan kabile reisi Manu'yu kabileden gönderir. Manu artık ormanda yaşamak zorundadır. Bir süre sonra Sacha kaçak avlanan avcılar tarafından kaçırılır ve böylece Manu'nun kendini ispatlama görevi başlamış olur. Manu, tek aşkını kurtarmak ve bu sayede de kabileye geri dönebilmek için yola koyulur.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 05:43

İLGİLİ HABERLER