Gündem
  • 22.10.2019 21:32

Türkiye’yi geri bırakmak için PKK, FETÖ ve DEAŞ’ı kullanıyorlar

TRT World Forum’da konuşan TBMM Eski Başkanı ve Eski Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin terör örgütleri eliyle geri bırakmaya çalıştıklarını ama başaramayacaklarını söyledi.

İstanbul’da bugün sona eren TRT World Forum’da konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi Eski Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Eski Başbakanı Binali Yıldırım "Ticaret Savaşları ve Küresel Kalkınmanın Önündeki Riskler" başlığında özel bir konuşma yaptı.

Küreselleşmeyle birlikte ülkeler ve kıtalar arasındaki gelişmişlik farkının azalacağının umut edildiğini, Somali, Nijerya, Mali, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Afganistan gibi teröre maruz kalan ülkeler ile İran, Venezuela gibi Amerikan yaptırımlarına ve ambargosuna maruz kalan ülkelerin hepsinin barışa, huzura ve güvene ve kalkınmaya hasret olduğunu belirten Yıldırım, “Türkiye de serbest, açık ve demokratik sistemiyle küresel sistemi savundu. Ancak küreselleşme sürecinde barış ve güven ortamı bozulmaya çalışılan ülkelerden biri de Türkiye oldu. Türkiye’yi geri bırakılmış ülkeler sınıfına sokmak için kullanılan araçlarından biri PKK terör örgütü idi. Bu hainler tarafından yapılan eylemler sebebiyle ülkemizde güvenlik kaygıları öne çıktı. Ekonomik kaynaklarımızın önemli bir bölümünü devletimizin ve milletimizin güvenliğine ayırmak zorunda kaldık. Onbinlerce şehit verdik parasal maliyeti ise 35 yıllık sürede 1.5 trilyon dolar oldu. Bölücü ve yıkıcı terörün bize yıllık ortalama maliyeti 42 milyar dolar oldu. PKK terör örgütüne bir de FETÖ terör örgütüne DAEŞ terör örgütü katıldı. Bu örgüt de uluslararası işbirlikçilerinin de desteğiyle 15 Temmuz 2016 tarihinde büyük bir darbe girişiminde bulunup ülkemizi kaosa sürüklemek istedi,” şeklinde konuştu.

Yıldırım, güvenlik politikalarının öne çıkmasına sebep olan terör örgütleri nedeniyle, her yıl iki tane İstanbul Havalimanı, en 20 tane Marmaray, 15 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapacak kaynağın yok olmasına sebep olduğunun altını çizerek şöyle dedi: “Terör örgütlerinin yaptıkları eylemler ülkemize gelecek dış yatırımlara da mani oldu. Bu sebeple Türkiye 35 yıllık süreçte yaklaşık 400 milyar dolarlık daha fazla bir dış yatırımdan da mahrum oldu. Eğer Avrupa’nın ortasında bir devlet olsaydık ve kaynaklarımızı teröre ayırmak zorunda kalmasaydık bugün millî gelirimiz 10 bin doların çok üstünde olurdu. Türkiye, 2002 yılında altyapı yeterliliği konusunda 39’uncu sıradaydı. Bugün 9’uncu sırada. Şu anda dünyanın 18’inci, Avrupa’nın da 7’nci büyük ekonomisiyiz. Önümüzdeki üç yıl boyunca ortalama yüzde 5 büyümeyi hedefliyoruz. İhracatımızın ithalatımızı karşılama oranı artıyor.”

“Fırsatlardan herkes eşit yararlanmalı”

Yıldırım, küreselleşmenin sağladığı fırsatlardan herkes eşit şekilde yararlanması gerektiğini, altını çizerek, yeni süreçte denge oluşturma beklentisinin aksine denge giderek gelişmiş ülkelerin lehine değiştiğini belirtti.

Uluslararası ticaretten pay almak isteyen aktörlerin artmasının Amerika başta olmak üzere gelişmiş ülkeleri telaşlandırdığını ifade eden Yıldırım, “Artık insanlığın geleceği öngörülemez durumda. BM bugün dünyada gördüğümüz güç dengesini yansıtmıyor. Dünyada barış ve istikrarı sağlamakla görevli BM Güvenlik Konseyi görevini yapmıyor, yapamıyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da, gittiği her yerde muhataplarına “Dünya beşten büyüktür” diyerek sistemin yanlışlığını ve çarpıklığını ifade ediyor.”

“Türkiye yaptırımlara boyun eğmez”

Türkiye’nin tehditlere, yaptırımlara boyun eğecek bir ülke olmadığını vurgulayan Yıldırım, “Biz milletimizin huzuru milletimizin bekası neyi gerektirirse onu yaparız. Bu gerçeği de bölgemizde attığımız her adımla gösteriyoruz. Batı bizim geleneksel ortağımız. Ancak bu diğer coğrafyalarla iş yapmayacağımız anlamına gelmiyor,” dedi.

Yıldırım: “Gümrük Birliği anlaşması güncellenmelidir.”

Dünya Ticaret Örgütü’nün, günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde reforma tabi tutulması gerektiğini vurgulayan Yıldırım: “Avrupa Birliği ile 1996 yılında imzaladığımız Gümrük Birliği Anlaşması’nın da gözden geçirilmesi zamanı geldi. 23 yıl önce imzaladığımız anlaşma günümüz ihtiyaçlarına tam olarak cevap vermemektedir,” şeklinde konuştu.

Güncellenme Tarihi : 22.10.2019 21:36

İLGİLİ HABERLER