Gündem
  • 19.10.2002 09:34

YARGITAY, İŞKENCEYE 1 MİLYONLUK CEZAYI YUTMADI

KAYNAK : Haber Vitrini Türkiye'de işkencenin münferit mi yoksa sistematik mi olduğu tartışılırken Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 5.5 yıl önce Mersin polisinin karıştığı bir davayı daha "işkencedir" diyerek sonuçlandırdı. Mersin 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin, "kötü muamele" suçundan birer milyon lira "ağır" para cezasına çarptırdığı sabıkalı bir başkomiser ile bir polis memurunun, nohut ticareti yapan iki yurttaşa her türlü işkenceyi uyguladığını, bir adli tabibin de bunu görmezden geldiğini saptayarak, her üç sanığın çok daha ağır cezaya çarptırılmasını ve bunun paraya çevrilmemesini oybirliğiyle kararlaştırdı. Dava konusu olay 21-23 Mayıs 1997'de Mersin'de gerçekleşti. Hububat ticareti ve nakliyesiyle uğraşan Abdulvahap Terzi ve Recahi Erkmen Darende'den aldıkları nohutu Mersin'e getirdi. Devlet hastanesi yanından telefon açmak için kulübe önünde geceyarısı bekleyen iki tüccar, ihbar gerekçesiyle Mersin Asayiş Şubesi oto hırsızlık masası ekiplerince gözaltına alındı. Daha önce iki kez işkence suçundan hüküm giyen Başkomiser Soner Dülger ile halk arasında "taşakçı" olarak tanındığı Yargıtay kararlarına geçen polis memuru İbrahim Altuntaş, sorgu sırasında "Mersin'e otomobil çalmaya geldiniz" diyerek iki tücrarın yüzüne tükürüp, sinkaflı sözlerle küfür etti. HAYALARI SIKILDI, ELEKTRİK VERİLDİ Daha sonra "işkence bölümüne" alınan tüccarlar, "suçlarını" kabul etmeleri için sert cisimlerle dövülürken, hayaları sıkıldı, elektrik verildi. Savcılığın 2 gün ek gözaltı süresi vermesi üzerine polis, nezarethanede tuttuğu iki tüccarın vücutlarındaki yara bere izlerinin kaybolması için merhem ve ilaçla tedavi uygulayıp, iyileşmelerini bekledi. 23 Mayıs 1997'de adli tabipliğe sevkedilen tüccarları, polislerin de odada olduğu bir sırada sadece "Bir şeyiniz var mı?" diyerek "muayene eden" doktor Suat Tekin Turhan, "Darp ve cebir izine rastlanmadı" şeklinde rapor tuttu. Polisin aynı gün salıverdiği Terzi ve Erkmen, hemen savcılığa giderek suç duyurusunda bulununca, savcının emriyle aynı gün bir kez daha başka bir adli tabip tarafından muayene edilerek işkenceye uğradıkları saptandı. Bunun üzerine başkomiser Dülger ve polis Altuntaş hakkında "işkence ve hakaret" suçlarından 7 yıl 10 aya kadar, adli tabip Turhan hakkında ise "görevi kötüye kullanmak" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak yargılama sonunda sanık doktorun beraatini kararlaştıran Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce aynı suçtan iki ayrı sabıkası olan başkomiser Dülger'i, "kötü muamelede bulunduğu" gerekçesiyle 3.5 ay hapis cezasına çarptırdı ve bu cezayı da 1.050.000 lira "ağır" para cezasına çevirdi. "Taşakçı" polis memuru Altuntaş da aynı suçtan önce 3 ay hapis cezasına, daha sonra da 900 bin lira ağır para cezasına çarptırıldı. Hakaret suçundan beraat eden sanık polisler 3-3.5 ay boyunca memuriyetten de uzaklaştırıldı. Sanıkların ve müdahillerin temyizi üzerine dosyayı inceleyen 8.Ceza Dairesi ise adli tabip olan sanığın suçunun "görevi ihmal" kapsamında değerlendirilmesini benimserken, diğer 2 sanık polisin ise "işkence" suçundan, üstelik iki ayrı mağdurun bulunması nedeniyle bu suçtan ikişer kez cezalandırılması gerektiğini bildirdi. İŞKENCEDE ISRAR Sanık başkomiserin önceden iki ayrı mahkumiyetinin bulunması nedeniyle, yerel mahkemenin kararı doğru varsayılsa bile, hapis cezasının günlüğü 10 bin lira yerine günlüğü 2-3 milyondan hesaplanması gerektiğini saptayan 8. Ceza Dairesi, oybirliğiyle aldığı kararda, sanık başkomiserin "aynı suçu işlemekteki ısrarlı tutumu" nedeniyle cezasının paraya çevrilmesinin de yasalara aykırı olduğunu bildirdi. Ancak yerel mahkeme bozma kararına kısmen uyarken sadece sanık başkomiserin para cezasının artırılmasını kabul etti. Eski kararında direnen Mersin 2.Ağır Ceza Mahkemesi, işkence suçunun oluşabilmesi için gözaltında kişi hakkında dava açılarak sanık durumuna düşürülmesi gerektiğini savundu. Mahkeme, ancak bu durumda TCK'nın işkenceyi cezalandıran 243.maddesinde belirtilen "sanığın suçunu söyletmek kastıyla işkence etmek, zalimane davranmak" hükmünün oluşabileceği iddia edildi. Mahkeme, sanık adli tabibin suçunun "görevi ihmal" olarak görülmesi durumunda dahi, Af Yasası uyarınca hakkındaki davanın erteleneceği, ancak "beraat kararının ertelemeye göre daha teminatlı olacağı" görüşüyle eski kararında direndi. Bunun üzerine dosya, 5.5 yıllık hukuk sürecinin ardından kararlarına itiraz edilemeyen ve ceza davalarında en üst organ niteliği bulunan Yargıtay Ceza Genel Kurulunda tartışıldı. Sadece bir üyenin beraat kararının onanmasını istediği sanık doktor Suat Tekin Turhan hakkındaki dava, 23 üyenin oyuyla, Af Yasası uyarınca 5 yıllığına ertelendi. Turhan, bu süre içerisinde yeniden benzeri bir suç işlerse davaya yeniden devam edilecek. Yerel mahkemenin direnme kararını kaldıran Ceza Genel Kurulu, işkence suçundan sanık başkomiser Soner Dülger'in 6 yıl 8 aya kadar, polis memuru İbrahim Altuntaş'ın ise 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına oybirliğiyle karar verdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:26

İLGİLİ HABERLER