TRAFODAKİ KEDİ CHP ÇIKTI

  • 16.4.2019

Sosyolojik olarak bazı kurallar var ki, bunlar her devirde geçerlidir.
Bir kimse herkesi yalancılık ile suçluyorsa; bilin ki, en büyük yalancı odur
Bir kimse hiç kibirli olmadığını söylüyorsa; bilin ki, en kibirli odur.
Bir kişi herkesi hırsızlık ile suçluyorsa, bilin ki en büyük hırsız odur.
Bu halin İslami anlamda çok güzel bir açıklaması var;
- KİŞİ NASIL İSE, HERKESİ ÖYLE SANIR.
AK Parti 17 yılda 14 seçimden zaferle çıktı.
Kazandığı her seçimden sonra CHP tarafından hile yapmakla suçlandı.
Sayım sırasında bazı yerlerde elektrik kesilmesi bile, oy hırsızlığına delil gösterildi.
AK Partili bakanlar elektrik kesintisinin trafoya giren kedi yüzünden olduğunu anlattı ama dinleyen kim?
CHP oy hırsızlığı bağırtısından vazgeçmedi, taa ki bu seçime kadar.
Bu seçimde anladık ki, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” taktiği uyguluyormuş.
Oyları çalan CHP, ev sahibini bastırmak için bağırıp çağırıyormuş.
CHP’nin AK Parti’yi oy hırsızlığı ile suçlamadığı tek seçim, son seçim oldu.
Neden acaba?
Çünkü fena halde yakalandılar...
İtirazlar yapılmadan önce; fark 29 bin idi..
İtirazlardan sonra bu sayı AK Parti lehine sürekli azaldı...
Gelinen noktada 13 bine kadar düştü...
Bu ne demek?
AK Parti’nin 16 bin oyu çalınmış...
Soru hırsızı FETÖ’cüler ile oy hırsızı CHP’liler yanlarına HDPKK’lıları da alıp, sandıklara pusu kurmuş.
MHP’den kaçan Ülkücüler de pusuya gözcülük etmiş..

Gelinen noktada durumun özeti bu.
Şimdi kurdukları pusudan vazife çıkarır gibi, başkan çıkarmaya çalışıyorlar.
Başkan adayları da YSK’yı baştan çıkarmaya çalışıyor;
- Mazbatamı verin. Ben mazbatamı isterim. Mazbata benim hakkım...
La havle vela...
Dur be Ekrem kardeşim acelen ne?
Önce bir mazbatayı hak et.
Biri soru çalarak gençlerin, öteki oy çalarak seçmenin kul hakkına girmişlerin çabası seni başkan yapmaz.
Hele bir de arkanda şehitlerin mübarek kanına girmişler var ise; o mazbata sana kolay kolay verilmez.

Önce mazbata almayı hak et...
Bak sana bazı rakamlar vereceğim.
Bundan  9 ay önce de İstanbul’da bir seçim yapıldı...
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi...
O seçimde 9 milyon 586 bin oy kullanıldı.
Bu oyların 149 bini geçersiz sayıldı.
Geçersiz oyların kullanılan oylara oranı yüzde 1.5 idi...
Yani; oy kullanan her yüz kişiden 1.5’i hatalı oy kullanmıştı.
Gelelim bu güne...

Bu seçimde 8 milyon 866 bin kişi oy kullandı.
Bir önceki seçime göre seçmen sayısı 720 bin azaldı.
Bakın bu çok önemli bir ayrıntı...
8 milyon 866 bin oyun, 319 bini geçersiz sayıldı.
Seçmen sayısı azaldığı için geçersiz oyların da aynı şekilde düşmesi icab ederdi.
Ama öyle olmadı.
Tam tersine, geçersiz oylar patlama yaptı.
Geçersiz oyların kullanılan oylara oranı; birden bire yüzde 3.6’ya fırladı.
Bunun anlamı şu;
- Sandığa oy vermeye gelen her 100 kişiden 3.6’sı hatalı oy kullanmış.
Tabi yersen...
9 ay öncesi seçimde geçersiz oy oranı; yüzde 1.5 iken, şimdi nasıl 3.6’ya çıkar?
Hem de seçmen sayısı 720 bin azaldığı halde.
Hokus Pokus ve Abrakadabra işte tam burada.
Şimdi anladınız mı geçersiz oylar sayıldıkça aradaki farkın tık tık hep aşağıya inme nedenini?
Ankara’da topu topu 99 bin oy geçersiz, İstanbul da ise 319 bin geçersiz oy.
Vay anam vay...
Gel de inan...
Geçmişte açık oy kapalı sayım yöntemi ile kendini iktidar ilan eden CHP, katakulli konusunda Ordinaryüs profesör sayılır.
CHP sayesinde bir kez daha öğrendik ki; seçim sandıkta değil, sandık başında kazanılır.

Geninde oy çalma kromozomu bulunan CHP, şimdi pişkin pişkin bu tuhaflığa kılıf uydurmaya çalışıyor.
Oy hırsızlığına da beyin yakan bir bahane bulmuşlar.
Bakın ne diyorlar;
- Efendim, AK Parti seçmeni cahil olduğu için mührü yanlış yere basmış.
Kendinden başkasını “Göbeğini kaşıyan adam” olarak gören zihniyetin, savunması da böyle olur.
Kendileri tahsilli, AK Partili'ler cahil.
Öyle mi?
İşte siz bu yüzden kazanamıyorsunuz..
Bu kafayla da hilesiz- hurdasız hiç kazanamayacaksınız.
Hırsızlık ortaya çıkınca, kuyruklarına basılmış gibi feryat etmeye başladılar;
- Yetiş Amerika, Yetiş Avrupa.
Kusura bakma yemezler...
İstanbul seçimi sayenizde Murdar oldu.
Artık kimse yemez.
Kazansanız da yenmez, kazanmasanız da yenmez.
FETÖ’cü, Bölücü, Ülkücü, Dinci ve Solcu bir araya gelirse ortaya böyle bir garabet çıkar.
Bunlarınki böyle bir garip ilişki..
Böyle bir ilişkiden; hayırlı bir evlat değil, çıksa çıksa yamyam çıkar.
O yamyam da değil İstanbul’u, bütün Türkiye’yi yer.
İstanbul’u bu pislikten ve murdarlıktan kurtarmanın tek yolu; tekrar temiz bir seçim yapmaktır.
Son sözüm de; MHP sofrasından kaçıp, HDP masasına düşen Ülkücülere..
Çakal gibi dostun olacağına, aslan gibi düşmanın olsun. 
Hiç olmazsa sırtından değil, delikanlı gibi alnından vurulursun.

METİN ÖZER / HABERVİTRİNİ