“İsmet Paşa caminin etrafına jandarma dizdi”
SERDAR ŞAHİN
TEKİRDAĞ - Çorlu Divan Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Muharrem İnce, “Yargı iktidarın sopası haline gelmiş, yargı artık bir kılıç olmuş Türkiye`de, önceden biliyorsunuz yargısız infaz vardı şimdi yargıyla infaz var, infazı yargıyla yapıyorlar. Önceden avukat tutma hakim tut diyorlardı şimdi AKP`nin il başkanına git diyorlar. Bu mekanizma da ortadan kalmış. Bir başka fren mekanizması medya. Medya bunu engelleyebilirdi artık bu da mümkün değil. Diz çökmüş bir medya var. Haberleri nasıl veriyorlar şaşırıyorum, yuh diyorum artık” dedi.
Anayasa çalışmalarında bizi gerici, statükocu gibi tanıtıyorlar diyen İnce, “1930'ların CHP'si. Biz bak neler önermişiz Anayasada. Demişiz ki memura toplu sözleşme hakkı, memura grev hakkı, anayasada kadın erkek eşitliği, seçim barajının düşürülmesi, kamuda güvence, kamuda taşeronluğun ortadan kaldırılması tüm bunları söylemişiz AKP bunların hepsini reddetmiş ama AKP'nin ortaya koyduğu 4 şey var. Türklük tanımının anayasadan çıkarılması, eğitim dilinin Türkçe`den başka bir dille yapılabilmesi, yerel yönetimlere özerklikle federasyon, başkanlık sistemi. AKP bunları önermiş, biz bunları önermişiz ama bu yandaş medya bu yalaka medya bizi gerici, onları ilerici demokrat olarak tanıtıyor. Bunu protesto etmek için arkadaşlarımızla bir basın toplantısı yapalım dedik, 135 milletvekili ile basın toplantısı yapılmaz ben de 2 milletvekilimize dedim ki, 20 - 25 civarı arkadaşımız olsun ulaşın dedim. Daha güçlü görünelim diye. Ben de grup başkan vekili olarak açıklamayı yapayım dedim, daha açıklama yapmamışız, CHP'de ulusalcılar bir deklarasyon hazırlıyor açıklamamızı da küçük düşürecek. Biz hepimiz ulusalcıyız, hepimiz yenilikçiyiz hepimiz Atatürkçüyüz. Bizim açıklamayı gölgede bırakmak için arıyorlar, tarıyorlar bir bahane buluyorlar. 100 milletvekili ile basın toplantısı olmaz amacımız 25 milletvekili ile basın toplantısı yapmak, kim denk gelirse onu çağırdık. Bunu bile medya döndürdü, dolaştırdı CHP'de bir bölünmüşlük varmış gibi anlattı. Dolayısıyla medyanın denetim yapma şansı yok” diye konuştu.
"Türkiye'ye bakın Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip 3,5 tarafı denizlerle çevrili bir ülke, madenleri, ovaları, akarsuları, her şeyi mükemmel ama ülke yoksul" diyen İnce, “Sorunlar çok basit sanayici için vergi oranları yüksek, enerji maliyeti yüksek. Turizmci için kalifiye eleman yok, madenlerimiz katma değer üretilmeden ucuza satılıyor. Türkiye'de tarımımız verimsiz. Biz 100 kilo alıyorsak Avrupalı, Hollandalı 500 kilo alıyor. Bütün bunların içerisinde Türkiye bir de ne yazık ki soyuluyor. Türkiye'nin en ciddi problemi Türkiye'nin soyulması. Trakya`da tarımla uğraşan çok sayıda yurttaşımız var. Tarım politikası nedeniyle Nevşehirli patatesini Orta Doğu`ya satamadı, tarlada çürüttü. Suriye politikası nedeniyle Suriye`den 30 bin ton, kaçak zeytinyağı girdi Türkiye'ye, Türkiye'nin yıllık zeytinyağı üretimi zaten 150 bin ton. 30 bin ton kaçak girince Ayvalıklı, Burhaniyeli battı, zeytinyağı dip yaptı. Türkiye`nin tarım bakanına 1800`lü yıllardan beri ilk kez Fransız Hükümeti şövalye unvanı verdi, böyle bir şey olabilir mi? 250 milyon dolarlık hayvan aldık biz Fransa`dan. Fransız gazetelerinde yaşasın Türkiye diye haberler yapıldı. Bizim tarımımıza destek oldu Türkiye, bizden 250 milyon dolarlık alım yaptı diye teşekkür ettiler Türkiye`ye. Türkiye'nin tarım bakanına şövalye unvanı verdiler. Bu ayıp yeter bize. Fransa Türkiye'nin bakanına şövalye unvanı veriyorsa Türk çiftçisinin ayağa kalkması lazım. Sen bana hizmet etmeden, Fransız çiftçisine hizmet ettin o ödülü onun için aldın demesi gerekirken ‘helal olsun be Fransızlar bile bizimkinin değerini anladı’ diyorlar. Böyle bir mantık olabilir mi?” dedi.
İnce, “Bütün bunların içerisinde tartıştığımız konular, İsmet Paşa Camilere saman doldurdu mu? İkinci dünya savaşında kasıp kavuruyor ortalığı Hitler, Avrupa'yı yakmış yıkmış, Trakya`ya yanaşmış, bizim sınırımıza gelmiş Trakya`yı insandan boşaltmış İsmet Paşa önemli bir kesimini, camilere saman doldurmuşlar doğru. Samanların içine de silah koymuşlar memleketi savunmak için ne var bunda. Niğde`ye gidiyor başbakan, ‘bu camiye CHP döneminde İsmet Paşa döneminde jandarma insanları camiye sokmadı’ diyor. Vallahi doğru ama yalan tarafı var. Hitler orduları, Almanya saldırır Türkiye`ye diye Topkapı Sarayındaki kutsal emanetler zarar görmesin diye İsmet Paşa oradaki o kutsal emanetleri alıyor, bir trene bindiriyor, Adana'ya gönderiyor, Adana`dan Niğde`ye gönderiyor, Niğde merkezdeki bir camiye koyuyor o kutsal emanetleri etrafına da jandarmayı dikiyor, ‘buraya kimse girmeyecek’ diyor. Doğru yapmış ama bunu yalancılar jandarma insanları camiye sokmadı diye anlatıyor. Tartışmamıza bakın, buğdayı tartışmamız gerekirken, sanayicinin vergisini tartışmamız gerekirken gençlerimizin işsizliğini tartışmamız gerekirken bu çocuklar KPSS kuyruklarında ziyan oluyor bunları tartışmamız gerekirken tartıştığımız konu CHP`nin tek parti döneminde camiye saman doldurduk mu doldurmadık mı? Sanki cami babasının malı. Sanki cami AKP`nin il başkanlığı. Babanın dükkanı mı orası, Allah`ın evi, herkese açık orası” dedi.
"Darbeciler oldu mu hep oldu. O darbecilerden bu tosuncuklar zarar mı gördü zannediyorsunuz" diyen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Bugün iktidardakiler hangi darbeden zarar gördüler. 12 Eylül`de solcular içeriye alındı, bizim tırnaklarımız söküldü. Biz işimizden olduk. Ülkücüler de zarar gördü doğru. Bu tosuncuklara ne oldu ki. Bunlara hiçbir şey olmadı. CHP kapatıldı 1980`de mallarına el konuldu, genel başkanı hapse atıldı, zorunlu ikamete gönderildi. Milletvekillerimiz hapse atıldı il başkanlarımız tutuklandı. Bu tosuncuklar o zaman İETT`de top oynuyordu. Bunlara hiçbir şey yok. Şimdi tutturmuşlar bir 28 Şubat. Doğrudur 28 Şubat'ı biz onaylamıyoruz, tasvip etmiyoruz. 28 Şubat`ta baskı oldu, bugün baskı yok mu? Şimdi daha kötüsü var. O zaman medya manipüle edilmiş, şimdi medyanın tümüm ele geçirdiniz. Ne darbeleri kabul ediyoruz, ne muhtırayı kabul ediyoruz, ne ihtilalleri kabul ediyoruz” şeklinde konuştu.