20 YIL ÖNCE OLSAYDI 30 BİN KİŞİ ÖLMEZDİ
AK PARTİ Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, TRT 6’nın Kürtçe yayınını Cumhuriyet tarihinin ‘en radikal siyasi kararı’ olarak değerlendirdi. Kürt halkının kendini artık vatandaş olarak görmeye başladığını belirten Arslan, ‘Eğer bu karar 20 yıl önce alınsaydı 30 bin insanımız hayatını kaybetmeyebilirdi’ dedi.
Projenin mimarı olarak Başbakan Erdoğan’ı gösteren Arslan, Kürtçe yayını izlerken duygulandığını belirterek, bu kararla terörü doğuran sebeplerin ortadan kalkacağını, halklar arası kaynaşmanın artacağını ve Türkiye’yi daha da güçlendireceğini söyledi. Arslan, TRT 6’nın Kürt kökenli vatandaşlar arasında yarattığı heyecanı, siyasi ve sosyal yansımalarını star’a şöyle değerlendirdi:
TRT 6’yı Kürt kökenli siyasetçi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhuriyet tarihimiz boyunca alınmış en radikal siyasi karardır. 1925’ten sonra yok sayılan bir etnik topluluk ancak yıllar sonra varlığı devlet tarafından kabullenilmiş oluyor. Beraberinde çok ciddi sonuçlar getirebilecek bir şey. O yüzden bunun ulusal olmaktan öte bölge çapında sosyal ve siyasi değişim olduğunu düşünüyorum.
Bunu seçim yatırımı olarak değerlendirenler var, ne diyorsunuz?
Bu gerçeğe tamamen aykırıdır merkezde olan bir parti ülkenin sadece yüzde 5-6’lık kitlesi için, kitlesinin gönlünü kazanmak için alacağı bir karar eğer toplam nüfusun 95’lik kısmını olumsuz etkiliyorsa bunun adı siyasi rant değildir, adı siyasi yatırım değildir. Bu tamamen ülkenin gerçeklerini göz önünde bulunduran ciddi kararlı, cesur bir siyasi iradenin alabileceği karardır.
RÜYADA GÖRSEM İNANMAZDIM
TRT 6’nın yayınını ilk kez izlediğinizde nasıl bir duyguya kapıldınız?
Son çeyrek yüzyıl bu ülke insanının ödediği bedel aklıma geldiği zaman ‘Değer miydi, bunu geciktirmeye’ sorusunu kendime sordum. Ve şu cevabı da verdim: Eğer bundan 20 sene Türkiye önce bu kararı verebilseydi 30-40 bin insanımızı kaybetmezdik. Kaldı ki, bir tek insanın bile kanı böyle bir karar için yeter nedendir.
Bırakın on sene önce, beş sene önce bile biri bana böyle bir haber verseydi inanmazdım. Demek ki, olabiliyor. Bu büyük değişim, büyük bir barajın önündeki duvarın yıkılması gibi bir olaydır. Toplum nefes almaya başladı.
Kürtlerin aidiyet bağı daha da güçlenmeye mi başladı?
‘İlk defa vatandaş olduğumu fark ettim’ demeye başladılar. En başta halklar arasında samimi kaynaşmayı beraberinde getirecektir. Yıllar önce Kürtçe konuşanın ceza aldığı bir ülkeden bugün biz bu dilin rahatlıkla devlet televizyonunda kanallarında kullanıldığını görmüş olmayı büyük bir değişim olarak sayıyorum.
TERÖRÜ AZALTIR
Terörü doğuran sebepleri ortadan kaldıracağına inanıyorsunuz?
Evet. Çok hayati ve stratejik önemi var bunun. Çünkü terör nereden kaynaklandı? Kürtçe konuştuğu için cezaevlerine giren insanların, cezaevlerinde ciddi şiddete maruz kalan insanların olduğu biliyoruz. Ve bu insanlar bu haklarını talep edip, müspet cevap alamayınca değişik nedenlerle dağa çıktılar. Ve bu insanlar bizim insanlarımız. Şimdi bu insanları rahatlıkla kendilerini ifade etmelerine imkan ve zemin hazırlarsanız, bu dillerini öğrenmelerine, geliştirmelerine imkan hazırlarsanız, yani bundan sonra birkaç tane Kürtçe şarkı söyleme fırsatı verirseniz, bu takdirde bu insanın dağa çıkmasına gerek kalmaz. Yani bu atılan adımla birçok hedef birden hedeflenmiştir.
TRT Şeş’in mimarı Erdoğan’dır
Projenin mimarı kimdir?
Başbakan Erdoğan’dır. Çok cesur ve kararlı davrandı. Nasıl bir vizyon sahibi olduğunu herkes gördü. Böyle bir kararı almak ciddi bir cesareti, ciddi bir vizyon sahibi oluşu ve ciddi bir özveriyi gerektiriyor.
Dağdaki insan bir anda ‘hadi eve dönelim’ demeyecektir
Bu süreçte DTP’nin rolü önemli değil mi?
DTP’nin burada olaya yaklaşımı çok önemlidir. Çünkü DTP’nin duruşu bir şekilde terörü manipule edebiliyor. Toplumu tahrik edebiliyor. Onlara daha büyük bir sorumluluk düşüyor. Ben sevinerek şunu söyleyebilirim; bir çok sözcüsü bu kanalın doğru bir adım olduğunu, ama yeterli olmadığını, geç kalındığını, zayıf kaldığını söylüyorlar. Ben onu da anlıyorum; bu zamanla oluşacaktır.
Bu zaman çok uzun bir dönemi kapsar mı?
Bir anda dağdaki insanın ‘He yav televizyon çıktı, hadi eve gidelim’ demeyeceğini bilmek gerekiyor. Farklı ekonomik, sosyal, dış boyutları var. Bir siyasi mücadele verilmiştir. Dediğim gibi bu taleplere siz zamanla cevap verirseniz, aç olan insanı doyurmak gibi bir olaydır. Doymuş bir insanın tekrar ve ısraren alışkanlığı gereği sizden ekmek istemesini beklemek doğru değildir. Ama kısa bir süre sonra, ihtiyacının tatmin edilmiş olduğunu fark ettiği anda, yeni yollar, yeni çareler arayacaktır. Ben şahsen bu vesileyle, hiç uzun olmayan bir gelecekte, hepimizi rahatsız eden bu şiddet ve terör ortamının nihayete ereceğini bekliyorum. Geçmişi deşmenin hiç kimseye faydası yok. Önemli olan bugün ne yapılıyor ve bugünden yarını nasıl görüyoruz.
TÜRKİYE’Yİ GÜÇLENDİRİR
TRT 6 nasıl bir yayın politikasıyla daha çok başarılı olur sizce?
Bu yeni bir doğumdur. Eksiklikler olabilir Buna siyasi anlamlar yüklemek de yanlış olur. Yayının başlaması, Kürt dilinin dolayısıyla Kürt halkının resmi kabulü anlamına geliyor. Mesela, alfabedeki birkaç tane harf eksikliği konuşulmuyor şu an. Kendiliğinden meşrulaştı, legalleşti yani. Hemen domino taşı misali yeni güzel açılımlar olabilecektir. Hem Avrupa’da hem de Ortadoğu’da büyük yansımaları olacaktır. Zamanla Suriye, Irak, İran, hatta Rusya’da bu kanalımızı izleyen büyük kitlelere sahip.
Bu yayınların bölücü etki yaratacağı kaygıları var.
Bu iddialara hiç katılmıyorum. Esas bölücülük, bir kesim insanın haklı taleplerini görmemektir. Yani ben ve sen, birbirimizi kabul ettiğimiz zaman, birbirimizi sevdiğimiz zaman, birbirimizin hukukuna saygılı olduğumuz zaman bizi kimse ayıramaz. Ama birimiz herhangi bir gücü kullanarak, diğerimizin hukukunu gasp ederse, o zaman huzursuzluk, çatışma başlar.
Baykal’ın bu kadar küçüleceğini ummazdım
CHP lideri Kürtçe yayına ‘70 milyonun parasıyla olmaz’ diyerek tepki gösterdi...
Baykal’ın bu kadar küçüleceğini hiç beklemiyordum. İlle de muhalefet yapacağım diye bunu söylemesini çok yadırgıyorum. İnanıyorum ki, CHP’deki arkadaşlarımızın tamamı da böyle düşünmüyor. Türkiye’nin gerçekten 85 yıldan bu yana, atılmış yanlış adımları vardır. Kürt sorununu çözebilen irade, Alevi-Sünni sorununu da, laik-antilaik çatışmasını da bitirir.