5 parfüm yüzünden papazı bulduk
Gazeteci Metin Özer Habervitrini'ndeki köşesinde Papaz krizinin çıkmasının nedeni olan ve kimsenin hiç sorgulamadığı İsrail'in tutukladığı Türk kızı Ebru Özkan'la ilgili şüphelerini kaleme aldı.
İşte o yazı
5 parfüm yüzünden papazı bulduk
Durduk yerde bir gerilimin ortasına düştük.
Hiç hesapta yokken Amerika ile papaz olduk.
Krizin her çeşidini yaşamış bir toplum olarak, listemize bir de papaz krizi ekledik.
Amerika ile kötü olunca doğal olarak adamların paraları da başımıza bela kesildi.
Biz havadan beklerken, Amerika cepten saldırdı.
Doları tutuşturup, ekonomimizi yakmaya kalktı.
Peki bütün bunlar neden oldu?
İnanmayacaksınız ama topu topu 5 parfüm yüzünden.
Her şey Ebru kızımızın Kudüs'e gitmeye karar vermesi ile başladı.
Malum!.. Türk geleneğidir, bir yere giderken eli boş gidilmez.
Bizim Ebru kızımız da giderken yanına 5 parfüm ve 300-500 dolar almış.
Orada tanıdığı bazı Filistinlilere hediye etmek için.
Türk’ün bu geleneğinden bihaber İsrailliler, Ebru Özkan’ı HAMAS’a yardım etmekten yaka paça tutukladılar.
Kızımızın tek amacı, güneşin altında İsrail askerlerine taş atan Filistinlilerin kötü kokmasını engellemekti.
Bunun için de ter kokmasınlar diye yanında parfüm götürmüştü.
Meselenin bu komik yönünü niye yazdım?
Emin olun birileri bizim buna inanmamızı istiyor…
Gelelim işin ciddi yanına…
Ebru Özkan 27 yaşında bekar bir kız.
Bir şirkette sekreter olarak çalışıyor. (Bu şirketin adı hala bir sır gibi saklanıyor)
Ebru kızımızda Kudüs’e karşı çok büyük bir sevgi var.
Baba Özkan ise Twitter’a yüklediği video ile kızının İsrail tarafından tutuklandığını duyurdu.
Ebru Özkan’ın ailesi video çekilmesini, çekilen videonun yayınlanmasını ve Twitter’dan bütün Türkiye’ye dağıtılmasını öğrenmiş.
Kızlarının tutuklandığını haber vermek için çok PROFESYONEL bir çalışma yürütmüş.
Özkan ailesini tebrik ediyorum.
O yaşta böyle bir PR çalışması yapmak her ailenin harcı değil.
İşte o videoda Anne Özkan şöyle diyor;
- Kızım, Kudüs'ü çok seviyor. Hani nasıl aşık olan bir insan duramaz ya yerinde, o da öyle. Gitmeden duramıyor. ( Bu nasıl aşksa o yaşına kadar iki kez gitmiş… Yerinde duramaz değil, bayağı durmuş yani )
Gördünüz mü başımıza geleni.
Yaşadığımız ekonomik kriz, bir genç kızın aşkı yüzünden olmuş meğer.
Genç kızın o aşkı, ülkeler arasında savaş çıkarttı.
Topu topu 5 parfüm için küresel krizin topu ateşlendi.
Ne senaryo ama... YEŞİLÇAM filmi gibi.
Holywood en ünlü senaristlerinin hocaların hocası Robert McKee bile böyle bir senaryo yazamazdı.
Washington Post'ta yazan ekonomist Matt O'Brien bu yüzden Türk lirasındaki ani düşüş ile birlikte patlak veren ekonomik krizin şimdiye kadarki belki de en ”aptalca” kriz olduğunu söyledi.
Böyle bir senaryodan aptallıktan başka ne çıkar ki?
Şimdi size alt alta tarihler ve yanlarında olanları yazacağım.
8 Haziran: Ebru Özkan Kudüs’e gitti.
11 Haziran: Havaalanında gözaltına alınıp tutuklandı. Hamas'a yardım ve çeşitli hizmetlerde bulunmak, ülkenin düzenini bozmak ve 'düşman bir tarafın' gönderdiği parayı ülkeye sokmakla suçlandı.
HAMAS’a yardım dedikleri; 5 adet parfüm ve bir adet telefon şarz aleti götürmesiydi.
17 Haziran: Özkan ailesi hazırladıkları bir videoyu Twitter’den yayınlayarak kızlarının İsrail’de tutuklu olduğunu duyurdu.
11 Temmuz: Ebru Özkan, 15 bin yeni İsrail şekeli (yaklaşık 20 bin Türk lirası) kefalet, pasaportuna el konulması ve İsrail'deki ikamet mahalline en yakın polis noktasına haftada iki kez giderek imza atması şartıyla serbest bırakıldı.
11 Temmuz: Belçika’daki NATO zirvesinde Trump ve Erdoğan bir araya geldi.
Washington Post; Erdoğan’ın bu görüşme sırasında İsrail’de tutuklu bulunan Türk kızı Ebru Özkan’ın serbest bırakılması için yardımcı olmasını istediğini yazdı.Trump da Türkiye’de tutuklu bulunan Rahip Brunson’u masaya getirdi.
Erdoğan ise Papazı bırakacağını değil mesele ile ilgileneceğini söyledi. Erdoğan 'Tamam' dediğinde 'Bunun üzerinde çalışıyoruz' demek istedi.
İşte işin püf noktası burası.
Erdoğan’ın “Mesele ile ilgileneceğim” sözünü belki de bir çeviri hatasıyla yanlış anlayan Trump, Erdoğan’ın Papaz’ı serbest bırakacağını sandı.
Hem Washington Post, hem de İngiliz The Guardian krizin bu yanlış anlamadan çıktığını yazdılar.
14 Temmuz: Trump İsrail Başbakanı Netanyahu’yu aradı ve Ebru Özkan’ın serbest bırakılmasını istedi. Netenyahu Türk kızının serbest olduğunu ancak şartlı tahliye nedeniyle yurt dışına çıkış yasağı olduğunu belirtti. Trump bu yasağın da kaldırılarak Türkiye’ye gönderilmesini istedi.
Netanyahu da Trump’ın Türk kızı için kendisini aradığını doğruladı.
15 Temmuz: Mahkeme Ebru Özkan’ın şartlı tahliye kararını bozdu ve hakkındaki yasakları kaldırdı.
16 Temmuz: Ebru Özkan 16 Temmuz’un ilk dakikalarında Türkiye’ye geldi.
16 Temmuz: Cumhurbaşkanı Erdoğan sürpriz bir şekilde Trump ile telefonla görüştü. Erdoğan muhtemelen Trump’a teşekkür için bu telefonu açmıştı.
Trump da üstüne düşeni yaptığını belirterek Papaz Brunson’u tekrar hatırlattı.
25 Temmuz: Mahkeme tutuklu bulunan Rahip Brunson’a yurt dışı yasağı koyup ev hapsine karar verdi.
Brunson’un tamamen serbest bırakılacağını bekleyen Amerika için bu karar tam bir şok etkisi yaptı.
Nitekim 29 Temmuz’da Twiter’den bir açıklama yapan Amerika Başkan Yardımcısı Mike Pence sert ifadelerle bunun yeterli olmadığını Papazın tamamen serbest kalmasını istedi.
Sonra Trump’ın resti, ardından bizim restimiz derken kriz patladı.
Mesele, Erdoğan’ın ‘Tamam, ilgileneceğim” sözünün yanlış çevrilmesi veya anlaşılmasından doğdu.
Papaz hapisteyken bir sorun yoktu ne zaman cezası ev hapsine çevrildi, kıyamet de o zaman koptu.
Amerika tamamen bırakılacağına inanıyordu.
Bu onların sorunu…
Gelelim bizim meselemize..
Kim bu Ebru Özkan Allah aşkına..
Hapisteyken kıyamet kopartılan bu kız, kriz patlayınca birden bire ortadan kayboldu.
Bu kızın kimliği ve geçmişi ile ilgili sorulması gereken çok soru var.
Benim anlamadığım şu; 27 yaşında bekar bir kız nasıl oluyor da tek başına İsrail’e yollanıyor? Ailesi buna neden karşı çıkıp engellemiyor?
Kızın mahkemedeki haline baktım, adeta şok geçirdim.
Elleri kelepçeli ve ayakları zincirli bir halde olmasına rağmen o sürekli gülüyor. Yüzünde hiçbir kaygı veya endişe izi yok.
İsrail zindanlarında değil de, sanki bir film sahnesinde rolünü oynuyor gibi..
Bu rahatlığı nereden geliyor, doğrusu ben de bilmiyorum.
Değişik bir başörtüsü bağlama yöntemi var. Farklı ortamlarda farklı şekilde başını bağlıyor.
Ailesinin haline bakıyorum, onlar da çok rahat.
Bu tuhaflıklara bakarak, “Acaba yeni bir ‘ZARRAB’ tezgahına mı düştük?” diye düşünmeden edemiyorum.
Papazı almak veya Türkiye’yi ekonomik krize sokmak için bir büyük oyun mu oynandı?
Amerika- İsrail-FETÖ üçgeninde yeni bir kumpasa mı kurban gittik?
Normalde her mağduru Külliye’de ağırlayıp onunla fotoğraf çektiren Tayyip Bey, Ebru Özkan ile neden tek kare fotoğraf çektirmedi ve neden onunla görüşmedi?
Soruyu daha açık sorayım; Bu kız, FETÖ veya benzeri birilerinin elemanı mı?
Çözülmesi gereken denklem şu;
-Kriz mi Papazdan çıktı, Papaz mı krizden çıktı?
Tam bir tavukla, yumarta hikayesi.
Buradan devletin istihbarat örgütlerine çağrı yapıyorum.
‘Kudüs aşkı” falan gibi hikâyelere inanmamızı beklemeyin.
Ebru Özkan’ın Kudüs’e gerçek gitme nedenini ortaya çıkartın.
Kudüs’e gitmeden önce kimler ile teması olduğunu belirleyin.
Bu kızın hangi cemaat veya grupla bağlantısı olduğunu kamuoyuna açıklayın.
Devlet tez elden bu soruların peşine düşmelidir.
Bize gelince; biz zaten krizler konusunda kaşarlanmış bir milletiz.
Ömrümüz kriz geçirmekle geçti.
Allah’tan kalbimiz sağlam.
Bunca krizde teklemedi bile.
Biz de sıkıntı yok.
Bundan sonrasını Trump düşünsün.
Her tehdidine karşı bizden bir meydan okuma görecek.
Esas kaygılanması gereken kendisi olacak.
Biz meydan okudukça o kriz geçirecek.
Eyyyy Trump
Akıllı ol, yarım aklını da biz almayalım.
Metin Özer/ Habervitrini
Güncellenme Tarihi : 21.8.2018 01:37