Ailesini kaybetti! Kızının sesli mesajları ağlattı
Antakya'da enkaz altında kalan 10 yaşındaki Elif Eylül'ün, ölmeden önce babasına göndermeye çalıştığı ses kayıtları ortaya çıktı.
Asrın felaketi dayanılması zor acılar bıraktı..
Bir babanın enkaz altındaki kızının gönderdiği sesli mesajları dinlediği anlar yürekleri dağladı.
Depremde yıkılan Hatay'ın Antakya ilçesindeki Elit Apartmanı'nda yaşayan 4 kişilik Gövce Ailesi'nden, iş seyahati için 6 Şubat gecesi İstanbul'da olan baba Mümtaz Gövce dışında sağ kurtulan olmadı.
150 kişinin yaşamını yitirdiği apartmanda eşi Sena, kızları 6 yaşındaki Ece Birce ile 10 yaşındaki Elif Eylül'ü kaybeden Mümtaz Gövce, yaşadıklarını anlattı.
Depremden 8 ay önce apartmanın altında bulunan bir dükkanda kolonların kırıldığını fark edip durdurduklarını söyleyen Gövce, "Bu işlem orada bitti diye biliyoruz. Sonrasında kontrol de ettik. Dükkanların dış cephesi yapıldıktan sonra da bildiğimiz kadarıyla o işlem orada bitmişti." dedi.
"Bu çaresizliği başka türlü yaşayamazsınız"
Deprem sonrası enkaz haline gelen apartmanın fotoğraflarının kendisine gönderildiğini söyleyen Gövce, şunları söyledi: O fotoğrafı görünce arabamla hemen yola çıktım. Hatay'a 7 saatte vardım. Apartmanımız asma katlarla birlikte 9 kat ve 42 daireden oluşuyordu. Yaklaşık 175 kişinin yaşadığı bir apartmandı. Biz üçüncü kattaydık. Apartmanın eksi 1'nci kısmında otoparkımız vardı. Yakınları orada olan kişilerle birlikte, ellerimizde enkazı kaldıralım dedik ama betonla savaş olmuyor. Öyle bir enkazı elinizle kaldıramazsınız. Düşünün ki her enkazın altından sesler duyuyorsunuz, 'Kurtarın beni, imdat' diye ama sadece bakakalıyorsunuz. Bu çaresizliği başka türlü yaşayamazsınız.
"Mis gibi kokuyorlardı"
Eşi ve kızlarını enkaz altından madencilerin çıkardığını anlatan Gövce, şu ifadeleri kullandı:
Kızlarıma ulaştıklarında o kadar temizlerdi ki, stetoskop istediler. Çıkartıldıklarında öptüm, sarıldım, kokladım. Hala yanakları yumuşacıktı, mis gibi kokuyorlardı. Üzerlerinde hala ten kokuları vardı. Sanki 10 dakika önce vefat etmiş gibilerdi. Üçü de uyuyor gibiydi. Enkaz altından birçok cenaze çıkarttım ama insanın kendi yakını olunca çok başka oluyor.
"Mis gibi kokuyorlardı"
Eşi ve kızlarını enkaz altından madencilerin çıkardığını anlatan Gövce, şu ifadeleri kullandı:
Kızlarıma ulaştıklarında o kadar temizlerdi ki, stetoskop istediler. Çıkartıldıklarında öptüm, sarıldım, kokladım. Hala yanakları yumuşacıktı, mis gibi kokuyorlardı. Üzerlerinde hala ten kokuları vardı. Sanki 10 dakika önce vefat etmiş gibilerdi. Üçü de uyuyor gibiydi. Enkaz altından birçok cenaze çıkarttım ama insanın kendi yakını olunca çok başka oluyor.
"Baba lütfen yardım et"
Enkaz altındayken 10 yaşındaki kızının kendisine WhatsApp'tan sesli mesaj gönderdiğini gözyaşları içerisinde anlatan Gövce, şunları söyledi:
Kızım akıl etmiş sesli mesaj göndermiş. Fakat şebeke çekmediği için gönderilememiş. Telefon benim elime geçtikten sonra, tekrar gönder tuşuna bastığımda hepsi benim telefonuma iletildi. Birinci sesli mesajında dediği şey de şu, 'Baba Antakya'da deprem oldu. Lütfen yardım et, ambulans çağır, konum at ben atamıyorum, bizi kurtarsınlar.' İkinci sesli mesajı, 'Baba sana ulaşamıyorum. Lütfen beni ara, bana yardım et. Baba, annemlere ulaşamıyorum, galiba ben de öleceğim.' Sonra bunu yazıya dökmüş. Bu telefon eşimin telefonuydu ama, kızımdaydı. O kadar yalnızlık duygusuna kapılmış ki kendisine 'Seni seviyorum' diye mesaj atmış. Kızım korkmuştur enkaz altında, karanlıktan çok korkardı.
Yetkililerden tek bir isteği olduğunu da belirten Mümtaz Gövce, "Kızımın ölüm belgesinde ölüm saati 10.01 yazıyor. Kızım o saatte ölmedi, çektiği fotoğraflar ve ses kayıtları var. Benim tek isteğim bir baba olarak bunun düzeltilmesini istiyorum." ifadelerini kullandı.
Güncellenme Tarihi : 14.3.2023 08:15