Medya
  • 17.2.2022 21:35

Allah'a kul olmak.. Üzüntü kuyusundan Allah'a sığının

ALLAH’A KUL OLMAK
ÜZÜNTÜ KUYUSUNDAN ALLAH’A SIĞININ!..

Hem ahirette hem dünyada insanoğlunda bulunan yegâne şey, kulluktur.
Kulluk ruhlar âleminde başladı, dünya hayatında sürdü ve Ahiret hayatında sonsuza kadar devam edecektir.
Yüce Allah bizleri kul olalım diye yarattı.
Bizim yapmamız gereken Allah’a kulluk yapmaktır.
İnsanoğlu rabbine hem bu dünyada, hem ahirette kulluk yapar. Dolaysıyla kulluk, insanoğluna ahiretten çıkıp dünyada nasip olmuş en büyük hediyedir.
Kulluğu bu kadar güzel kılan, ahirette gelmiş olmasıdır.
Kulluk ahirette olan bir şeydir.
Bir kişi dünyada rabbine kul olmaya layık olduysa yani hakkıyla kulluk yaptı ise ahirette bu kulluğu sürer. Hem de sonsuza kadar sürer.
Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu;
- “Rahman olan Allah’a kulluk yapın, yemek yedirin, selamı yaygınlaştırın ki Cennete selametle giresiniz.”
Peki, kulluk nedir. Yani Allahü Teâlâ’ya kul olmak nedir?
Allah’a kul olmak iman ve itaat etmektir. Ondan başkasına boyun eğmemektir. Allah’tan başkasına meyletmemektir. Her şeyi ondan istemek yalnızca ona güvenmektir.
Resûlullah Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kullukla ilgili şöyle buyurdu;
- Allah’ın kulları üzerindeki hakkı nedir? Biliyor musun? Allah’ın kulları üzerindeki hakkı sadece ona ibadet edip kulluk yapmaları ve hiçbir şeyi ve kimseyi onun otoritesine ortak koşmamalarıdır.” 
Allahü Teâlâ’ya kul olmak, imandır. Yani onun varlığına ve birliğine iman etmektir. İşte bunu yapıp kalben bunu tasdik eden ve o tasdiyi de Allahü Teâlâ tarafından kabul gören kişi, kul olmakla şereflenir.
Bunun dışında kalanlara rabbimiz kul gözüyle bakmaz.
Onlar bir hiçtir. Kıymeti harbiyesi yoktur. Değeri yoktur.
Kâinatın sahibi tarafından yüzüne bakılmayacak kadar değersizdir. Ama kullar böyle değildir. Kâinatın sahibi Allahü Teâlâ hazretleri tarafından, ‘’Ey benim kulum’ ’diyerek taltif ettiği bir kişi, ne kadar mübarektir. Allahü Teâlâ’nın, “Ey benim kullarım” dediği toplulukta yer almaktan, daha büyük bir itibar olabilir mi?
Bir insanın alıp alabileceği en büyük itibar, Allahü Teâlâ’ya kul olabilmektir.  Ona kul olmak, ona “benim kulum” dedirtmek onun bu övgüsüne mazhar olmak;  bırakın dünyayı, ahirete bile bedeldir. Rabbimiz, “kulum” dediği,” kul” diye hitap ettiği bir kişiyi, sevdiği için bu sıfatı verir. Kâinatın sahibi tarafından sevilmek, onun tarafından böyle bir övgüye sahip olabilmekten daha üstün bir derece yoktur.
Allahü Teâlâ cennetini sadece kullarına açmıştır. Bir başka deyişle, “kullarım” dedikleri için cennetini yaratmıştır. Bu kulları sonsuz rahat eylesinler, sıkıntıları ve dertleri olmasın sürekli mutlu olsunlar diye cenneti yarattı.
Gerçek anlamda Allahü Teâlâ’ya kul olan kişiyi işte böyle bir yer beklemektedir.
Rabbini bırakıp kişiye kulluk edenler, Cenneti bırakıp dünyanın kırıntılarına meyil edenler, Paraya pula ve makamlara tapanlar, gelip geçici dünya zevkleri için sonsuz güzellikleri elinin tersiyle itenler ne büyük gaflet içindedir.
Bunların hiç birisi Allahü Teâlâ’ya kul olamayacak, kul olarak kabul edilmeyecektir.
Bu gafiller; kısacık ömür için âlemlerin rabbinin kulu olmak şerefini kayıp ediyorlar. Onlar ahirette neyi kayıp ettiklerini gördüklerinde, kahır edip kendilerini yerlere atacaklar.
Çığlıklar atacaklar ama iş işten geçtiği için her biri rabbinin kulu olamayacak. İşte bir insanın başına gelebilecek en büyük felaket budur.
Kâinatın tek sahibinin istemediği bir kişi, kulluk şerefini vermediği bir kişi, sevgi ve şefkatinden mahrum ettiği bir kişi, cennet nimetlerinden mahrum kaldığı gibi,  üstüne üstlük sonsuz azap çekecek.
Mahşerin Seyidi Rasûlullah Efendimiz, (Aleyhisselatü vesselam) şöyle buyurdu: “Üzüntü kuyusundan Allah’a sığının.” 
Ashab; “üzüntü kuyusu nedir? Ey Allah’ın Rasûlü” dediler.
Rasûlullah Efendimiz şöyle anlattı;
- Orası Cehennem’de bir vadi olup, Cehennem her gün yüz kere ondan Allah’a sığınır. 
Bunun üzerine Ashab, “Oraya kimler girecektir? Ey Allah’ın Rasûlü” dediler
Peygamber Efendimiz buyurdu ki;
- Gösteriş için okuyup (Kuran ve dualar) gösteriş için kulluk yapanlar oraya girecektir.
Ah kardeşim ah.
Onlar bunu bilseler, 24 saat secdeden kalkmazlardı.
Başlarına geleceklerin bir saniyelik kısmını görseler, Allah’tan kulluktan başka bir şey istemezdi. Ama onlar bunu yapmadılar.
Çöplük dünyanın nimetlerini, hayal olan dünya nimetlerini, Allahü Teâlâ’nın sonsuz nimetlerine tercih ettiler.
Namazlarda dua ederken ve her aklınıza geldikçe; iki elinizi yana açıp, “ Yarabbi beni kendine kul eyle” diye dua eyleyin. Deyin ki; “Yarabbi, beni ‘benim kullarım’ diye hitap eylediğin kullar içinde eyle” diye dua edin.
Peygamber Efendimizin sık sık yaptığı, “Ey Rabbim bize dünyada da ahirette de iyilik ver” duasını şöyle açıkladı;
-Dünyadaki iyilik; ilim, ibadet ve kulluktur. Ahiretteki iyilik ise cennettir.
Emin olun ki; Allahü Teâlâ’dan ne isterseniz isteyin kulluk talebi yanında, denizde bir damla bile tutmaz. İster dünyanın hepsini isteyin ister ahiretin hepsini isteyin bunların tamamı Allahü Teâlâ’nın kulu olmamızın yanında önemsizdir.
Onun için en büyük şeref, Allahü Teâlâ’ya kul olmaktır. Her şey burada başlar, burada devam eder.
Rasûlullah Efendimiz şöyle buyurdu: “En değerli şey Allah’ı devamlı hatırlayan dil, Allah’ın nimetlerine şükrederek kulluk yapan kalb, imanı konusunda erkeğine yardımcı olan kadındır.” 
Kulluğun da gereği sağlam imandır.
İman sağlam değil ise kulluk çürük olur.
Kulluk; İtikattır ve ibadettir.
Kulluk; ehlisünnet vel cemaat yoludur. 
Allahü Teâlâ’ya kul olan onun rehberlerine de uyar, tabi olur.
Kulluk;  Kulluk;
Mübarek peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) ve onun rehberlerine uymaktır. Çünkü onlar; talebelerinin iyi birer kul olabilmesi için çabalar.
Burada dikkat edilmesi gerekli şey şudur;  kişi talep eyler, ancak Allahü Teâlâ dilerse o talep gerçekleşir. Dolaysıyla kul olmak için yapacağınız şeyleri Allahü Teâlâ’nın kabul eylemesi gerekir. Ancak o kabul ederse kul olursunuz. Akıllı kimse odur ki; Ömrünü Allahü Teâlâ’nın kendisini kul olarak kabul etmesi için dua ederek geçirir.
Rabbimiz sizi kul olarak kabul ettiği anda, hem dünyanız hem ahiretiniz kurtulmuş demektir.
İşin özü özeti Allahü Teâlâ’ya kul olabilmektir.
Şanı Yüce Rahman ve Rahim olan Allah’a kul olmanın yolu, Habibi Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimize Ümmet olmaktır.
Resûlulllah’a ümmet olmanın kısa yolu ise onun vekili olan büyüklere talebe olmaktır.
VESSELAM
CUMANIZ MÜBAREK OLSUN.
ALLAH’A EMANET..

METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ

 

Güncellenme Tarihi : 17.2.2022 21:51

İLGİLİ HABERLER