''Türkiye'ye dokunmayın'' başlığıyla siyaset analizcisi Erwin Grandinger tarafından kaleme alınan yorumda, Birlik partilerinin (CDU/CSU) Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan tutumlarında ne kadar ciddi olduklarını zamanın göstereceği belirtilerek, 1990'lı yılların ortalarında CSU'nun Almanya'nın, ortak para birimi euro'ya geçilmesine de şiddetle karşı çıktığı hatırlatıldı.
Türkiye ile üyelik müzakerelerine 2005 yılı ilkbaharında başlanması olasılığının yüzde 80 civarında olduğu kaydedilen yorumda, buna rağmen yatırımcılara Türk para ve borsa piyasasına aceleci şekilde girmemeleri konusunda uyarıda bulunuldu.
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in bir ''Türk Şansölyesi'' olduğu görüşüne de yer verilen yorumda, 2002 yılında yapılan genel seçimlerde Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Birlik 90/Yeşiller Partisi'ne oy veren Türk kökenli Alman seçmenlerin oranının yüzde 82 olduğu ve bu partilerin yaklaşık 9 bin oy farkla iktidara geldikleri hatırlatıldı.
Schröder'in Türk kökenli seçmenlerle yakınlığının, Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakmadığı savunulan Fransa ile sorunlara neden olduğu görüşüne de yer verilen yorumda şöyle denildi:
''Değişmeyen bir kural vardır: Müzakerelere başlanılan tüm ülkeler sonuçta AB'ye alınmıştır. Tabii ki Türkiye tam üye olana kadar 12 ila 15 yıl, belki daha fazla zaman geçecektir. Türkiye'nin üyeliğine karşı olanlar için şu söylenebilir: Bu süre içinde, kısmen Müslüman olan Balkan ülkeleri ve Ukrayna daha önce üye olabilir. Türkiye, hakkında gerçek anlamda olumlu bir karar alındığı zaman uzun vadeli yatırım yapılabilecek bir ülke olacaktır''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:37
