Yaşam
  • 30.1.2008 02:49

ANNENİZ HİÇ EVLENMEDİ! ÜSTELİK YAŞIYOR!

2000 yılında yapılan nüfus sayımı doğru olsaydı, bugün nüfusumuz 75 milyona çıkacaktı. Oysa, "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi"nden elde edilen veriler, Türkiye nüfusunu 70 milyon 586 bin olarak gösterdi.

Elimizde başka veri olmadığına göre bunu kabul etmek zorundayız.

Ancak, öyle görünüyor ki bu rakam da tartışmalı!

Şimdi size üç isimden bahsedeceğim. 1967 yılında vefat etmişler. Çocukları büyümüş, evlenmiş ve torun sahibi olmuş..

Saide Bavbek ile Leman ve Mükerreme hanımlar buna rağmen daha düne kadar nüfus kayıtlarında hayatta ve bekar görünüyorlardı. Merhumelerin gerçek durumu ortaya çıktı, çıkmasına da... Kayıtların bugün de düzelip düzelmediği belli değil.

İşte size Aziz Ne- sin'lik bir olay: Oktay Bavbek, 24 Ocak günü bir telefon aldı. Telefondaki ses, 1967'de vefat eden annesinin hayatta olduğunu söylüyordu:

- Haberin olsun, annen ve teyzenler henüz evlenmemişler, üstelik yaşıyorlarmış. Ardından da ekliyordu:

- Bu konu için Gölbaşı Nüfus Müdürlüğü'ne uğramanız ve ilgili şefi görmeniz gerekiyor.

Bu, sadece hoş olmayan bir şaka olabilirdi.

Osman Bavbek kendi kendine söylenmeye başladı:

- Annem bekar olsa, ben ve altı kardeşim de olmaz- dık. Ayrıca, benim çocuklarım ve yeğenlerim, benim to- runlarım ve yeğenlerimin çocukları da olmazdı. Yine kendi kendine, "annem hiç evlenmemiş ha" dedi: - Ama bildiğim kadarıyla annem evlenme cüzdanı al- dı. Yine bildiğim kadarıyla bu da nüfusa işlendi. Zaten bu işlemler olmasaydı, bizler de nüfus cüzdanı alamaz, evliliğimizi ve çocuklarımızı nüfusa kaydettiremezdik.

Osman Bavbek, bu düşünceler içinde Gölbaşı Nüfus İdaresi'ne gitti. İlgili şefe kendisini tanıtıp, durumu anlattı. Şef de masaya annesinin nüfus kayıt örneğini koydu. Ortada şaka falan yoktu. Annesi Saide Hanım, Göl- başı nüfus kayıtlarına göre vefat etmişti. Ancak, Polat- lı'daki kayıtlara bakılırsa halen yaşıyordu. Üstelik, teyzeleri de aynı durumdaydı. Hepsi hayatta ve bekar görünüyordu. Sinirinden gülmeye başladı... İlgili şef ve diğer memurlar da onu izlediler. Hep birlikte uzun süre güldüler. Karışıklık bu kadarla da sınırlı değildi. Osman Bavbek'in, Gölbaşı'ndaki kayıtlarda ölü görünen annesi ve bir teyzesi Polatlı'da yaşıyordu. Ancak, küçük teyzesi hiç ortalıklarda yoktu.

Sonunda mesele anlaşıldı anlaşılmasına da, kayıtlar bir türlü düzeltilemedi... Osman Bavbek, "Sizdeki kayıtları Polatlı'ya bildirin, yanlışlık düzelsin" dedi. Bürokrasi Hazretleri ise "Yoook, olmaz" cevabını verdi. Önce, dayısından yanlışlıkların düzeltilmesini talep eden bir dilekçe alındı.

Ardından bir tutanak tutuldu. Ancak, kendisinin ve dayısının imzaları yeterli olmayınca, bir de üçüncü tanığın imzası alındı. Ama yine olmadı. Bürokrasi Hazretleri bir de "soruşturma" yapılmasını gerekli görüyordu. Tutulan tutanak ve dilekçe jandarmaya gönderilecek. Jandarma köyde araştırma yapıp, durumu tespit edecek ve ondan sonra bir yazı yazılıp Polat- lı'ya gönderilecekti. Nüfus memurlarının yaptıkları hata ancak bu şekilde düzelebilecekti!

Gölbaşı da Polatlı da Türkiye'nin Başkenti Ankara'nın iki ilçesi. Dip dibe bu iki ilçe arasındaki nüfus işlemleri böyle yürüyorsa, varın gerisini siz düşünün! Bu yaşananları bakınca insanın aklına hep aynı soru gelip takılıyor:

- Türkiye'nin nüfusu belli mi gerçekten? Biz, söylendiği gibi 70 milyon 586 bin kişi miyiz?

Emin Pazarcı..

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 14:05

İLGİLİ HABERLER