Yaşam
  • 30.10.2011 00:49

ANNESİNİN VE KARDEŞİNİN ÖLDÜĞÜNÜ BİLMİYOR

Van'da meydana gelen depremden yaralı kurtulan Berat Ay, tedavi gördüğü hastanede annesini ve küçük kardeşini kaybettiğini bilmeden yaşadığı acıların yaralarını sarmaya çalışıyor.
Van'da yaşanan deprem felaketinin ardından her gün yürekleri dağlayan yeni bir insan hikayesi gün yüzüne çıkıyor. Trabzon'un Dernekpazarı ilçesinden yaklaşık 8 yıl önce çalışmak için Van'a giden Yılmaz Ay'ın ortanca oğlu Berat deprem enkazından sağ olarak kurtarılırken, anne Asiye ile evin en küçük oğlu Kadir Ay onun kadar şanslı değildi.
Erciş'teki Şeker Fabrikası'nda çalışan baba Yılmaz Ay, 2 yıl önce ailesini yanına aldı. Evin en büyük oğlu vatani görevini yaparken, anne-baba ve iki kardeş Erciş'te yaşıyordu. Pazar günü meydana gelen deprem sırasında baba Yılmaz Ay, işe gitmek için dışarıdaydı. Anne Asiye ile Berat ve evin küçük oğlu Kadir ise evde bulunuyordu. Deprem enkazından birkaç saat sonra 13 yaşındaki Berat sağ kurtulurken, annesi ve küçük kardeşinin ise cesetlerine ulaşılabildi.
Bir süre Van'daki hastanede tedavi edilen Berat Ay, daha sonra Trabzon'daki yakınlarının yanına getirilerek Yavuz Selim Kemik Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Annesi Asiye ile kardeşi (6) Kadir Ay ise Çaykara'da toprağa verildi. Tedavisi süren Berat'ın ise henüz annesi ve kardeşinin öldüğünden haberi yok. Yakınları psikolojik tedavi gören Berat'ın durumu öğrenmemesi için elinden geleni yaparken, anne ve küçük kardeşinin ölüm haberini çocuğa nasıl vereceklerini kara kara düşünüyor.

"DEPREM GÜNÜ ÇOK TUHAF VE GARİP BİR GÜNDÜ"
Aralık ayında 14 yaşına girecek olan Berat, deprem gününün çok tuhaf olduğunu söyledi. Balkonda bulunan Trabzonspor bayrağını düzelttikten bir süre sonra sallanmaya başladıklarını belirten Berat, "Babam saat 15.00'te işe gidecekti ve dışarıdaydı. Babam hiçbir zaman evden şapkasını almadan çıkmazdı. O günü bana, 'Sakın evden çıkma' demişti. Bir ara babam beni aradı ve manavdan alışveriş yaptığını, elindeki poşetleri almamı istedi. 'Ben bir saat sonra işe gideceğim' diyerek poşetleri bana verdi. Babamdan
poşetleri aldım, iki basamaklı bir merdiveni çıktıktan sonra demir kapıya çıkılıyordu. Ben hep o kapının önüne geldiğimde poşetleri bırakır zili çalardım, yine öyle yaptım ve annemi çağırdım. Bir kısmını ben aldım yukarıya çıktım, küçük kardeşim bana, 'Ağabey geldin mi?' deyince ben de ona, 'Evet geldim, sen git ödevini yap' dedim. Ben de L şeklindeki balkonumuza çıkıp oraya astığım Trabzonspor bayrağını düzelttim. Orada biraz yürüdükten sonra adımımı içeriye atar atmaz sallanmaya başladığımızı hissettim.
Bir anda gelince şaşırdım ve bağdaş kurarak yere oturdum. Askılık yere düşüyor, kapılar birbirine çarpıyor, kartonpiyerler çatır çatır çatlıyor. O sırada çok acayip gürültüler oluyordu. Ben bir anda, 'Ne oluyor' diye bağırırken üzerime kumların döküldüğünü hissettim. Uyanıp gözlerimi açtığımda başımın ağrıdığını, ayağımı da hissetmediğimi fark ettim. Sol elimi oynatabiliyordum ve etrafımda ne varsa aşağıya doğru atıyordum. Bir ara bir büyükçe bir kartona değdi elim ve vurmaya başladım. Ancak sağ elimi
kullanamıyordum. Çok garip bir duyguydu. Ne ileri ne geri gidebiliyordum. Çatıda yürüyen insanlar beni duymuyordu" diye konuştu.

"BABAM RUMCA AĞIT, DOĞULULAR KÜRTÇE AĞIT YAKIYORDU"
Babasının ağıtlarını duyduğunu anlatan Berat, "Babamın, 'Ey gidi dünya, yıkıldı dünya, ey gidi. İki oğlum vardı' dediğini duyuyordum. Babam benim ve annemin adıyla bağırıyordu. Aynı yerden Doğu kökenli komşularımız da Kürtçe ağıtlarla 'Ey gidi yıkıldı dünya' diye bağırıyorlardı. O karmaşanın içinde tırnağım kadar bir ışığı fark edince, 'İmdat ağabey, ben buradayım' diye var gücümle bağırdım. Çatıda yürüyen biri beni duydu. O ağabeyi Allah gönderdi. Allah'tan beni duydular. 'Koçum sakin ol, nefes
alabiliyor musun?' diye bana sordular. Ben de alabildiğimi ve ismimi söyledim. Babama yalvarıyordum, 'Çok korkuyorum, burası çok karanlık, kurtarın beni' dedim. Babam da 'Allah'ını seven gelsin' diye bağırınca herkes gelip yardım etti ve beni çıkardılar. Daha sonra da babam beni ambulansla Van'a hastaneye gönderdi. Kendisi de kardeşimle annemi aramaya devam etti" ifadelerini kullandı.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 12:42

İLGİLİ HABERLER