ARINÇ: FİTNELER BİZE PAHALIYA MAL OLDU
MUŞ - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son 100-150 yıldır bu milletin içine fitne sokanların olduğunu belirterek, ''Hep çatışmalar çıkardılar, hep kavga olsun istediler, herkes birbirinin kuyusunu kazsın istediler. Bu bize çok pahalıya mal oldu'' dedi.
Bitlis'ten karayoluyla Muş'a gelen Arınç, bir süre polis evinde dinlendikten sonra Yukarı Çarşı esnafını ziyaret etti. Arınç, daha sonra partisince Muş Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda, vatandaşlara hitap etti.
Muş'un tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olduğunu, camileri, külliyelerinin yüzyıllardır ayakta durabildiğini ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
''Muş'un tarihindeki bu önemli yeri maalesef bugüne kadar gelen iktidarlar tarafından ihmal edilmiştir. Halkımıza çok hizmet yapılması gerekirken, kısır çekişmelerle hükümetler bu görevi yerine getirmemiştir. Cumhuriyet ilan edileli 87 yıl oldu. Şu anda mevcut hükümet 60. Hükümettir. 87'yi 60'a böldüğümüz zaman 1 yıl 3 ay yapar. Türkiye'de hükümetlerin ortalama ömrü 1 yıl 3 aydır. Bunların çoğu koalisyondur. Bunların çoğu maalesef çıkar ve menfaat çatışması içinde olan hükümetlerdir. Muş'un yolu, okulları, üniversiteleri sağlık hizmetleri, enerjisi bugüne kadar yerine getirilmemiş. Sizlerin desteğiyle, oylarıyla AK Parti kuruluşundan bu yana en büyük destekleri verdiğiniz için biz 8 yıla yaklaşan bir zamandır tek başımıza iktidarız.''
-''BİZ, ET VE TIRNAK GİBİYİZ''-
AK Parti olarak ayrım yapmadan vatandaşın hukukunu korumayı amaçladıklarını vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
''Kıyafetinden dolayı kadınlarımıza ayrımcılık yapılmasın, inancından dolayı, sakalından, takkesinden, şapkasından hiç kimse mağdur olmasın. Bizim istediğimiz bu. Çünkü bin seneden beri biz kardeşçe yaşıyoruz. Aynı milletin çocuklarıyız. Hem tasada, hem kederde, Allah bizi kardeş yaptı. Çanakkale Harbi'nde, Hasköylü Ahmet Çavuş, Manisa'nın Büyüksümbül köyünden Mehmet Çavuş'un kucağında şehit oldu. Bütün bunlar bizim milletimizin hasletleridir ama ne var ki son 100-150 yıldır bu milletin içine fitne sokanlar oldu. Hep çatışmalar çıkardılar, hep kavga olsun istediler, herkes birbirinin kuyusunu kazsın istediler. Bu bize çok pahalıya mal oldu. Gün geldi Türk-Kürt birbirine düşman edilmek istendi. Birbirine hasım olarak gösterilmek istendi. Halbuki biz et ve tırnak gibiyiz, birbirimizin kardeşiyiz. Bizi kardeş yapan da Müslümanlığımızdır.''
Zaman zaman Alevi-Sünni, ilerici-gerici, sağcı-solcu kavgası çıkarıldığını, ''laiksin, çağdaşsın yoksa yobazsın' denildiğini belirten Arınç, bunların hepsinin yapay endişeler olduğunu söyledi. Arınç, ''Sırf millet ayağı kalkmasın, Türkiye güçlenmesin, memlekete hizmet yapılmasın diye bizi kendi için kavga eden bir toplum haline getirmek istediler ve halen de bunun için çalışıyorlar. Çok şükür biz de buna karşı kardeşliği savunuyoruz, hukuku savunuyoruz, insan haklarını savunuyoruz, birbirimizi anlamayı, kucaklamayı savunuyoruz. Sonunda da husumet değil kardeşlik hakim olacak. Çünkü bizi kardeş yapan inancımızdır, Allah'a imanımızdır'' diye konuştu.
-''MAFYA VE ÇETELERLE MÜCADELE ETTİK''-
Arınç, 8 yıllık iktidarları döneminde en büyük mücadeleyi de mafya ve çetelere karşı verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
''Son zamanlardaki bu yapay düşmanlıklar, çekememezlikler, hepsi bitecek. Bunu Türkiye'de yıllarca kışkırttılar. Bunları yapanlar da bir takım çıkar amaçlı suç örgütleriydi, çetelerdi, mafyalardı, milleti birbirine kırdırmak isteyen, dışarının oyununa gelmiş içerideki bir kısım hokkabazlardı. Onlar dışarıdan tetiğe basıyor, içeridekiler de Türkiye'yi karıştırıyorlardı. Onlara imkan veriliyordu, maalesef bir kısım çevreleri de onları destekliyordu. Medyasıyla, güç odaklarıyla, Türkiye'de kardeş kavgası çıksın diye çalışan bir takım merkezler vardı. 8 yıllık hükümetimiz döneminde en büyük mücadeleyi mafya ve çetelerle yaptık. Şu ana kadar AK Parti Hükümeti döneminde açığa çıkarılmış, yargılaması devam eden veya bitmiş 55 tane mafya ve çete vardır. Hiçbir dönemde bu kadar mücadele edilmemiştir. Hepsinin elebaşları içeridedir, hepsinin foyası çıkarılmış, yaptıkları cinayetler de hesapları, kitapları da ortaya konmuştur. Onun için 8 yıllık hükümetimiz döneminde Türkiye'de faili meçhul bir tek olay kalmamıştır.''
Türkiye'de artık tam demokrasi olacağını, bunun için millete de söz verdiklerini söyleyen Arınç, ''Türkiye'de insan hakları esas olacak. Kimseye zulüm yapılmayacak, kimseye haksızlık yapılmayacak, kimseye ayrımcılık yapılmayacak. Söz verdik Türkiye'de artık darbeler dönemi kapanacak, milletin seçtiği iktidar olacak, milletin seçmediği muhalefet olacak. Başka hiç kimse Parlamentoya, demokrasiye müdahale etmeyecek, edemeyecek. Bu sözümüzü tutuyoruz, sonuna kadar da tutacağız. Sizin bize sandıkta verdiğiniz emaneti hiç leke düşürmeden ve onu lekeletmeden yükseklerde tutacağız. Siz bizden onu alıncaya kadar demokrasinin gereğini yerine getireceğiz'' dedi.
-''BİRİNCİ HEDEFİMİZ TAM DEMOKRASİ''-
Türkiye'de darbe anayasasının olduğunu ve bunun da çalışmalarına engel olduğunu anlatan Arınç, şöyle konuştu:
''Bizim birinci hedefimiz tam demokrasi. Halkımız düşüncelerini, fikirlerini, inançlarını rahatlıkla ifade edecek ve onlar ülkemizde teşebbüs özgürlüğüyle, din ve vicdan özgürlüğüyle, fikir ve düşünce özgürlüğüyle çok daha rahat yaşayacaklar. Kimse kimseyi kimliğinden dolayı suçlamayacak. Bin yıldır nasıl yaşıyorsak öyle yaşayacağız. Darbe olmayacak, hükümetler alaşağı edilmeyecek, muhtıralar verilmeyecek. Bunları artık geçmişte kalan acı hatıralar olarak yad edeceğiz. Bunu yapmamız için yeni ve sivil bir anayasa yapmamız lazım. Çünkü 50 yıldan beri Türkiye'de sivil anayasa yok, darbe anayasaları var. 1960'tan bu yana Türkiye'de 20 sene Cemal Gürsel ve ekibinin anayasası, 30 yıldan bu yana da Kenan Evren'in anayasası yürürlükte. Biz de 'Avrupa Birliği'ne gireceğiz' diyoruz, 'Türkiye'de tam demokrasi olacak' diyoruz ama elimizde darbecilerden kalma bir Anayasa var. Bize yakışmıyor, yapmak istediklerimize engel oluyor''
-''ANAYASA KUL YAPISIDIR''-
Yeni, çağdaş, demokratik, sivil bir Anayasa yapılması gerektiğinin altını çizen Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
''Tamamını yapmaya niyetlendik, tartışmaya açtık ama Türkiye'de egemen güçler hem AK Parti hakkında kapatma davası açtılar hem de Mecliste öğretim özgürlüğüyle ilgili yaptığımız bir düzenleme, 411 oyla kabul edilmişken, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Anayasa kul yapısıdır, Allah yapısı değildir. Kendisi değişebilir. 3-4 maddesinin dışında nasıl değişeceğini de biliyoruz. Üstelik bu Anayasa 17 defa değişmiş. Eskiden değişirken de hiç kavga gürültü olmamış ama ne zaman ki AK Parti milletvekilleriyle bir Anayasa değişikliği yapıyor, CHP'si bir taraftan, MHP'si bir taraftan, BDP'si bir taraftan 'hayır' diye bağırıyor. Geçmişte yaşanmayan tartışmalar neden şimdi yaşanıyor. Çünkü AK Parti güçlü bir parti, çer çöple ilgilenmiyor Anayasa'nın mutlaka değişip daha ileri demokraside yer alması için yapması gerekenleri yapıyor.''
Arınç, daha sonra Anadolu Jet'in tarifeli uçağıyla Ankara'ya hareket etti.