ARINÇ ROCK KONSERİNE GİDER Mİ ?
ARINÇ: DAHA SAYGILI OLMASI LAZIM
İSTANBUL - Radyo Klas'ta, sunuculuğunu Michael Kuyucu'nun yaptığı ''Michael Show'' programına katılan Arınç, Kuyucu'nun, ''Uzun yıllardır darbe anayasalarıyla yönetilmişiz. Bu konudaki yorumunuz nedir?'' sorusu üzerine, ''Michael, sen çok gençsin, ben biraz daha yaşımı aldım. Dinleyicilerimizin hepsi de pırıl pırıl gençler. Ben bunların büyük kısmını da gördüm'' ifadesini kullandı.
-''BU VÜCUDA BU ANAYASA DAR GELİYOR''-
Anayasanın 1982 yılından bu yana 17 kez değiştiğini, 70'e yakın maddesinin değiştirildiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:
''Bu vücuda bu Anayasa dar geliyor. İhtiyaç olduğu zaman da değiştirilmiş. Anayasanın kendi hükümleri içerisinde 'şu şu maddeleri değiştiremezsiniz' diyor, toplasanız 3-4 madde ama anayasanın kendisi 180 madde. Demek ki kendisi de değiştirilebileceğini öngörüyor. Bugüne kadar değişmiş, şimdi değiştiğinde niçin bu kadar gürültü kopsun, neden bu kadar tehlike olarak görülsün. Doğrusu bunu anlamak mümkün değil. Biz de bunu Parlamentoda yapıyoruz, Anayasa Mahkemesinin denetiminden geçerek yapıyoruz.''
''Kitap yazmayı düşünüyor musunuz?'' sorusuna Arınç, böyle bir kabiliyeti olmadığını belirterek, konuşmalarının yer aldığı bir kitap hazırlandığını anlattı.
Günlük sayılmasa bile önemli konuları not aldığını, ileride hatırlamak için ip uçları yazdığını kaydeden Arınç, ileride hayatını birisine anlatarak anılarını kitap haline getirebileceğini söyledi.
Arınç, ''Referandum çalışmaları kapsamında 'Sevdamız millet, kararımız evet' şeklinde değişik sloganlar ürettiniz. Bunlarla neyi anlatmaya çalıştınız?'' sorusu üzerine, kampanyayı yürüten bazı ajanslar olduğunu anlattı.
Kolay konuşulabilecek afişler ve sloganlarla kampanyanın yürütüldüğünü kaydeden Arınç, ''Bu konuda AK Parti'nin başarılı olduğunu düşünüyorum'' dedi.
-''RECEBİM ŞARKISI''-
Kampanya sürecinde CHP'nin de ''Recebim'' şarkısını aranje ettiğini anımsatan Arınç, ''Biraz hafif. Siyasi parti, rakibi hakkında sözlerini kendisi yazarak, belli bir melodi içerisinde söylerse hoşa da gidebilir ama biraz hafif buldum doğrusu. Daha saygılı olması lazım. 'Recebim' diye kastettiği Sayın Başbakan'dır. Arkadaşınız, dostunuz, komşunuz olabilir ama bu bir partinin başkanıdır ve onu alaya, hafife alıcı bir tonda şarkılar söylenirse nazik olmaz, nezaket dışı bir şey olur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sayın Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinden özlük haklarına, kişisel haklarına saygı gösterilmediği için üzüntülü olduğunu biliyorum'' diye konuştu.
''Anayasaya 'evet' demeye hazırlanan sanatçılar da oldu. Bir sanatçının 'evet' ya da 'hayır' demesini ve siyasi görüşünü açıklamasını nasıl buluyorsunuz? Sezen Aksu'ya 'evet' diyeceği için bir mesajınız var mı?'' sorusunu Arınç, şöyle yanıtladı:
''Prensip olarak herkes düşünce ve kanaatini söyleyebilmelidir. Bir insanın dünyada olup bitenlerle ilgili düşüncelerini açıklaması doğaldır, buna saygı gösterilmesi gerekir ve bu hiçbir şekilde yasaklanmamalıdır. Bu bir siyasi kanaat değil. Anayasalar toplumu bir araya getiren temel belgelerdir. Fertlerin devlete karşı haklarını ortaya koyan belgelerdir ve bireyi devlet karşısında güçlendiren temel belgelerdir. Bu konuda bir değişiklik yapıldığı zaman 'Sen hangi kanaattesin' diye sorulduğunda 'evet' ya da 'hayır' denilmesini ben çok doğal görüyorum ve fayda görüyorum. Toplumda simge haline gelen insanların kanaatlerini ifade etmeleri uyarıcı niteliktedir. Sezen Aksu'yu sanatçı olarak çok beğenen bir insanım. Buradaki kanaati 'hayır' da olsa onun hakkındaki kanaatim değişmeyecektir. Bugün 'evet' olarak söylüyor. Bunun için birileri tarafından alaya uğruyor, birileri tarafından hakarete uğruyor, hatta profesör etiketli birisi 'Sazan Aksu' diye aklı sıra onunla alay etmeye kalkıyor. Bu çok yanlış, çirkin ve yakışıksız bir iş. Sezen Aksu'ya kanaatini açıkladığı için teşekkür ediyorum, 'evet' demeyi düşündüğü için de ikinci kez teşekkür ediyorum.''
-YOUTUBE VE GOOGLE-
Arınç, Youtube ve Google'ın ne zaman erişime açılacağına ilişkin soruyu yanıtlarken, konunun yasal değişiklikle çözülebileceğini söyledi.
Kendi sitesi dışında Facebook, Twitter ve diğer sosyal paylaşım sitelerine üyeliği bulunmadığını belirten Arınç, özgürlükten yana olduğunu, ifade özgürlüğünün bütün özgürlüklerin bileşkesini oluşturduğunu söyledi.
Google ve Youtube'a erişimin sağlanması için bunların Türkiye'de yerel temsilcilik açması ve suç teşkil eden durumların kaldırılması gerektiğini anlatan Arınç, ''Yasaklar giderek azalmalı ve yok noktasına gelmelidir. Hepimiz Youtube'dan yararlanıyoruz, Google'ı büyük bir merakla izliyoruz. Bulunduğumuz yerin tayininde bile Google earth'ü izleyen insanların herkese yararlı olabilecek, herkesin meraklarını giderebilecek bir siteden mahrum olmasını hiç arzu etmiyorum'' diye konuştu.
-"RUHBAN OKULU'NU AÇMAYI DÜŞÜNÜYORUZ"
Başbakan Yardımcısı Arınç, Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmayı düşündüklerini belirterek, ''Bir dini okulun açılabilmesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla da, sonra çıkarılan özel okullar kapsamında da şu anda mümkün görülmüyor. Ama din adamları dışarıdan gelecek olursa Türk vatandaşlığına geçmeleri gerekiyor. Şu anda sanıyorum 7 tane talep var. Bunlar Türk vatandaşlığına geçecekler ve burada dini faaliyetlerini rahatlıkla yapabilecekler'' dedi.
Arınç, hükümetin, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması konusundaki çalışmalarının sorulması üzerine, okulun, Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatıldığını anımsatarak, açılması için kararda gösterilen kriterlerin karşılanması gerektiğini anlattı.
Bir dini inanca mensup topluluğun, inançlarını yerine getirmek üzere din adamlarına ihtiyacı olabileceğini, bu din adamlarının yetişmesi ve bunlar için imkan hazırlanmasının da laik devletin görevi olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
''İnanmayabilirsiniz. Ama inanabilirsiniz de. İnandığınız farklı inanç gruplarının kendi ibadet usulleri de olabilir. Bu usulleri öğretecek, öncülüğünü yapacak din adamlarına da o topluluğun ihtiyacı olabilir. Bu, Müslümanlar için nasıl varsa Hristiyanlar ve diğerleri için de vardır. İnsanlar bu ihtiyaçlarını gidermek istiyorlar. Heybeliada Ruhban Okulu yıllarca bu ihtiyacı karşıladı. Fakat 1970'ten sonra Türkiye'de pek çok olumsuz gelişme içinde sayabileceğimiz Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmış. Bu okulu, bu ihtiyacın giderilmesine yönelik olarak açmayı düşünüyoruz. Bunu şiddetli istiyor ve arzu ediyoruz. Bir dini okulun açılabilmesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla da, sonra çıkarılan özel okullar kapsamında da şu anda mümkün görülmüyor. Dolayısıyla nereye bağlı olarak bu eğitimi vermemiz gerekir ki, Türkiye'nin kendi iç mevzuatını da gözetmiş olalım çabası içindeyiz. Patrik de çabalarımızı destekliyor. Bu ihtiyacın başka yollardan giderilmesi noktasında Rum cemaatine de Patrikliği de gereken kolaylıkları sağlıyoruz. Din adamları dışarıdan gelecek olursa Türk vatandaşlığına geçmeleri gerekiyor. Bu konuyu kendilerine bildirdik. Şu anda sanıyorum 7 tane talep var. Bunlar Türk vatandaşlığına geçecekler ve burada dini faaliyetlerini rahatlıkla yapabilecekler.''
Arınç, ''Partinizin çalışanları tarafından referandum şarkısı olarak Ahmet Kaya'nın 'Şafak Türküsü' seçildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da grup konuşmasında 12 Eylül'de mağdur olanları anlattı. Bu konudaki görüşünüz nedir'' sorusu üzerine, şöyle konuştu:
''Sayın Başbakan'ın grup toplantısındaki konuşması çok duygulu bir konuşmaydı. Hepimiz duygulanmış, gözyaşlarımız da akmıştı. İki noktayı gündeme getirdi. O dönemde sol düşüncenin sahibi insanlar da çok büyük zararlar gördü, sağ düşüncenin sahibi gençler de eylem yapanlar, bu fikre sahip olanlar da çok büyük eziyetler gördü. Sadece cezaevleri, yargılanmak, uzun yıllar haklarından mahrum olmanın ötesinde 17-18 yaşında, hatta yaşı büyütülerek idam edilen gençlerin öykülerini biliyoruz ve Türkiye tanıyor. O günkü konuşmasında bu gençlerden kesitler verdi, onların mektuplarını okudu, hayat hikayelerini anlattı. Ahmet Kaya'nın söylediğine 'protest müzik' diyebiliriz. Ahmet Kaya'nın ülkesinden uzaklara gönderildiğini ve hasret içerisinde öldüğünü ifade etti. Ve onun şarkısının dizelerinden örnekler okudu. Resmen miting meydanlarında ne kadar çalınıyor bilmiyorum ama ben Ahmet Kaya'yı dinler ve beğenirim. Hatta TRT müzik kanalı açılışında 'Ahmet Kaya'ya TRT'nin kanallarında hiçbir şekilde ambargo uygulanmayacak ve o şarkılar çalınacaktır' dedim. Bunlar Türkiye'nin yetiştirdiği büyük değerlerdir. Şafak Türküsü, annesi görüşmeye gelen bir tutuklunun veya hükümlünün ağıtıdır. Geliyor, soruyor, evladının 3 gün evvel idam edildiğini öğreniyor ve büyük bir yıkım oluyor. Türkiye bu acıları yaşadı, 30 sene sonra bu acıların artık son bulduğunu görmek istiyor.''
-U2 KONSERİ-
Bir soru üzerine, İrlandalı rock müzik grubu U2'nin konserine gitmesinin mümkün olmadığını belirten Arınç, ''Bizim hayat memat meselemiz referandum. 6 Eylülde Manisa'da olacağım. 12 Eylül sonrası olsaydı bu merakımı gidermek isterdim. Konseri, televizyonlardan veya başka şekilde izleme imkanı bulacağım. U2'yi merak ediyorum'' dedi.
Arınç, Leman ve Penguen dergilerini de 12 Eylül sonrasında ziyaret etmeyi düşündüğünü söyledi.
Bülent Arınç, seçimin zamanında olacağını belirterek, ''Biz güçlü bir iktidarız, Anayasa'daki süreye uyacağız. 2011'in Temmuz ayında, belki Mayıs, Haziran düşünülebilir. Herkes kendisini 2011'in Temmuz ayına hazırlasın'' diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerinin sonunda Radyo Klas dinleyicilerine esenlik, sağlık, mutluluk ve işlerinde başarılar dileyerek, şunları söyledi:
''Radyo Klas'ı dinlemeye devam etsinler. Halk oylamasında 'evet' denilebileceğini, bunun ileri demokrasi açısından daha iyi olacağını söylemek istedim. Özgürlükler önemlidir. İnsanlar ekmeksiz yaşayabilir ama özgürlük olmadan yaşamak mümkün değil. Anayasa Mahkemesi de Anayasa'ya aykırı olmadığı konusunda karar verdi. 26 maddenin 26'sı da Anayasa'ya uygun. Vatandaşlar bu açılımı faydalı görüyorlarsa 'evet' oyu kullansınlar. Bu, Türkiye'nin geleceği açısından çok daha önemli bir noktayı önümüze getirecek. Bilinçli olarak kanaatleri 'hayır' noktasındaysa onlara da saygı duyuyorum. O zaman verecekleri karar, bir başka açıdan Türkiye'nin lehine olabilir. Yeter ki niçin 'evet', niçin 'hayır' dediğimizi bilelim.''
Arınç, vatandaşlardan sandığa gidip, yurttaşlık görevlerini yapmalarını isteyerek, ''İsterseniz 'hayır' oyu kullanın ama sandığa gitmemek bence çok uygun değil. Bu bizim yurttaşlık görevimiz. Anayasa bizim için var. 'Bu anayasa konusunda benim de sözüm, oyum, kanaatim var' demeliyiz. Bundan hiçbir şekilde uzak durmamak lazım'' diye konuştu.
Program, Muazzez Abacı'nın seslendirdiği ''Her şey seni hatırlatıyor'' şarkısının çalınmasıyla sona erdi.
Radyo Klas'ta canlı yayımlanan program, bu akşam saat 21.00'de de Numberone TV'de yayımlanacak.