Gündem
  • 26.11.2002 13:48

ARINÇ:"PROTOKOL KURALLARINA RİAYET EDERİM"

KAYNAK : Haber Vitrini TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i türbanlı eşiyle birlikte uğurlamasının ardından başlayan ve Sezer’in son açıklamasıyla tırmanan tartışmadan büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "Protokol kurallarına riayet etmek zorundayım. Yoksa ben de, eşim de meraklısı değiliz" dedi. Arınç, "Sezer’in açıklamaları kararınızda değişikliğe yol açacak mı?" sorusuna, "Görevimin gereği neyse onu yaparım" yanıtını verdi. "SEZER’İ ÇOK SEVİYORUM" Sezer’le bugün (dün) konuştum. Hükümet programı müzakerelerine başkanlık edeceğimi ve bunun saat 13.00’de başlayacağını kendisine söyledim. Sezer, Almanya’ya saat 15.00’te gidiyorlarmış. Ben uğurlayamayacağım, ama bu yanlış yorumlanmasın diye kendisine bilgi arz ettim, uygun gördüler. Ben Sezer’i, çok seviyorum. Seçilmesi için de en çok gayret edenlerden biriyim. Önceki günkü konuşmayı bu manada yorumlamam kendilerine saygısızlık olur. Ne söylesem ona cevap gibi yorumlanacağını biliyorum. BEN DE, EŞİM DE MERAKLISI DEĞİLİZ Ben protokol kurallarına riayet etmek zorundayım. Yoksa ben de, eşim de meraklısı değiliz, bu benim görevimin gereğidir. 23 yıllık eşime "başını aç" diyemem, bu ona saygısızlık olur. Bundan sonra da görevimin gereği neyse yaparım. Cumhurbaşkanı’ndan eşimi törene getirmek için onay aldığım bilgisi de kesinlikle doğru değildir. KAMUSAL ALAN NEDİR BİLİRİM Kamusal alan nedir ben bilirim. Orası Cumhurbaşkanı’na ayrılmış şeref salonudur. Aprondan uğurlama yapılıyor, sonra da arabaya biniliyor. Eşim de ben de, nezaket kurallarını biliriz. Eşim çok bilgili bir insandır, fazlası vardır, eksiği yoktur. Başında bir örtü var, fazlası odur, o kadar fazlası da olsun. HASSAS ÜÇ GÜN VAR Çok üzülüyorum. Şimdi ben "Hanım kusura bakma, Cumhurbaşkanı’nı karşılamaya gideceğiz ama sen şöyle yapsan desem olur mu? Eşimin başı açık olsaydı da ben inadına gidip başını kapattırmış olsaydım buna bir tepki, gösteri denebilirdi. Veya tam aksi. Tabii olanı tercih ettim. Bugün üç tane konu var; 23 Nisan TBMM Başkanı’nın günü. Kutlamalar onun riyasetinde oluyor. 30 Ağustos Genelkurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetlerimizin. 29 Ekim Cumhurbaşkanımızın. Bu günlerdeki hassasiyetlere elbette uyacağız onun dışında gerilimi artırmak, mevzi kazanmak, bunlar küçük şeyler. NE DÖVDÜM, NE SÖVDÜM Görevi ben yapacağım. Eşimin başının kapalı olması, açık olması... zaten bayanlara bir hakarettir, böyle kategorize edemezsiniz. Benim ailemde başı açık olan var, kapalı olan var. Açıkken örten var, kapalıyken açan var. Benim eşim Olgunlaşma Kız Teknik Yüksek Öğretmenliği’ni bitirinceye kadar çok modern giyinmiş bir bayandır. Ama daha sonra bunu tercih etti. Kızım kendiliğinden örtmeyi tercih etti. Yani ben ne dövdüm, ne sövdüm. Eşim benim dindar olduğumu biliyordu, kendisi tercih etti. YANLIŞLARA ORTAK OLSAYDIM Ben önü arkası belli bir insanım. Bana neye mal olursa olsun bildiğimi söyler, bununla iftihar ederim. Bedelini de öderim. Erbakan’ın yanında onun yanlışlarına ortak olsaydım çoktan bakan, 50 defa genel başkan olurdum. Tayyip Erdoğan’ın yanında onun yanlışlarına ortak olsaydım bu noktalarda bulunmazdım." ÇÖZENİN ELİNİ ÖPERİM Bu sorun (türban) toplumsal mutabakatla mı çözülmeli, bir hukuk kuralı tanzim edilip mi çözülmeli. Bu siyasetçilerin işi. Bunu kim çözerse elini öperim. Ben Meclis Başkanı olarak bu konuda 'hadi yürüyün’ diyecek durumda değilim. Parlamento var, yargı var. Çözülürse toplum rahatlayacak. KÜRSÜDEKİ SÖZ KAPATMAMALI Kürsü dokunulmazlığı tam ve mutlak olmalı. Dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili işlemler çok süratli tamamlanmalı. Ancak kürsüde yapılan konuşmalar partinin kapatılması için gerekçe sayılmamalı. Sivil ve asker bürokrasinin hepsinde bir hazırlık tahkikatı var. Milletvekillerinin ise hemen yargıç önüne çıkarılması yanlış. (milliyet) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:46

İLGİLİ HABERLER