Eğitim
  • 4.9.2004 13:02

ATO'DAN 'DERS ZİLİ ÇALIYOR' RAPORU... DAR GELİRLİ VATANDAŞLAR ÇOCUKLARININ OKUL MASRAFLARI NEDENİYLE YİNE SIKINTILI BİR YIL GEÇİRECEK!

ÜMİT GÖKMEN ANKARA - Buna göre 318 milyon lira maaş alan asgari ücretli bir ailenin çocuğunun okula başlatmasi için bir maaşını feda etmesi gerekiyor. ATO'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, devlet üniversitesinde okuyan, devlet yurdunda kalan bir öğrencinin barınma, harç, kitap, yemek, yol, ve giyim giderlerinden oluşan masraflarının aile bütçesi üzerindeki yükü yıllık 6.5-7 milyar lirayı buluyor. Bu rakam özel üniversitelerde 20 milyar liranın altına inmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine dayanılarak hazırlanan rapora göre, hali hazırda ilköğretimde yaklaşık 11 milyon, orta öğretimde ise 4 milyon 600 bin öğrenci eğitim-öğretim görüyor. Bu yıl ilk kez okula başlayacak 1 milyon 50 bin yeni öğrenci ile birlikte, 2004-2005 eğitim-öğretim yılında, ilk ve orta öğretimde 16 milyon 650 bin, üniversitede 2 milyonu olmak üzere toplam 18 milyon 650 bin öğrenci okula gidecek. BİR YILIN EĞİTİM MASRAFININ AİLELERE YÜKÜ 4.4 KATRİLYON Rapora göre, bir ailenin ilköğretimde okuyacak çocuğunun yeni öğretim yılına merhaba demesi için en az 350 milyon liralık bir harcama yapması gerekiyor. Bu da bu yıl ilk kez okula gidecek 1 milyon 50 bin öğrenci için ailelerin cebinden çıkacak olan paranın 367 trilyon lirayı bulacağını gösteriyor. İlköğretimde eğitim görecek toplam 12 milyon 50 bin öğrencinin ailelere toplam yükü ise 4.4 katrilyon liraya yaklaşacak. Raporun can sıkıcı sonuçlarından biri ise lisede okuyacak bir öğrencinin okul masrafları da özel, devlet okulu ayırımı yapılmaksızın ortalama 520 milyon lirayı buluyor. Bu yıl orta öğretimde okuyacak 4 milyon 600 bin öğrencinin alışveriş pazarı bu hesaba göre 2.4 katrilyon lira olarak bildirildi. Araştırma sonuçları sadece ilköğretim ve liselerde ortaya çıkan pazarın 6.8 katrilyon lira olduğunu gösterirken, buna servis, yemek, sosyal aktivite, özel okul, özel ders ve dersane, kayıt ücretleri, karne, gezi, bağışlar gibi masrafların dahil olmaması ailelerin bu yıl çocuklarını okuturken ne kadar zorluk çekeceklerini gösteriyor. Bu yıl servis ücretlerinin kilometreye göre değişeceğini de dikkate alırsak, ailelerin karşısına 0-5 km için Ankara'da 58 milyon, İstanbul'da 88 milyon 320 bin, 5-10 km için Ankara'da 70 milyon 500 bin, İstanbul'da 97 milyon 980 bin, 10-15 km için Ankara'da 83 milyon, İstanbul'da 138 milyon, 10-15 km için ise İstanbul'da 178 milyon lira bütçe ortaya çıkarıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ilköğretim öğrencilerine ücretsiz kitap dağıtacak olması aileleri bir nebze olsun rahatlatırken, Bakanlık 82 milyon ders kitabı için 175 trilyon liralık harcamada bulunacak. Araştırma sonuçlarına göre okul kayıtlarıyla birlikte ''bağış'' üzerinde dönen kayıkçı kavgası da başlıyor. Anayasa'ya göre kayıt parası almak yasak. Çünkü Anayasa ''temel eğitimin zorunlu ve parasız'' olduğunu söylüyor. Ancak velilerden bağış adı altında kayıt parası alınmaya devam ediyor. Bağışa eğitim sendikaları karşı çıkıyor, Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl olduğu gibi her yıl ''velilerden kayıt parası alınmayacağına'' dair genelge yayınlıyor. Ancak eğitim bütçesinin yetersizliği nedeniyle okulların temizlik masrafları bile karşılanamadığı için, okul yöneticileri kayıt parasına yöneliyor. Türk Eğitim-Sen'in yaptığı ankete göre okul müdürlerinin yüzde 95'i okulun ihtiyaçlarını kayıt paralarından karşılıyor. Velilerin derdi kayıt parası ile de bitmiyor. Yıl içinde pek çok veli, ''karne parası'', ''spor parası'', ''perde parası'', ''örtü parası'', ''dergi parası'', ''kurs parası'', ''diploma parası'' adı altında milyonlarca lira ödüyor. ÖZEL OKUL ÜCRETLERİ DE ZAMLI TARİFE UYGULAYACAK Raporda, bu yıl özel okul ücretlerine de yüzde 15-20 arası zam geldiği belirtiliyor. Buna göre, Ankara'da anasınıfı ücretleri yaklaşık 3-7.5 milyar, ilköğretim 4.5-8 milyar, özel liselerin fiyatları 5.5-8.5 milyar lira arasında değişiyor. İzmir'de anaokulu KDV hariç 4 milyar 325 milyon, Konya'da anasınıfı 2 milyar 500 milyon, Ilköğretim 1. kademe 2 milyar 800 milyon, İlköğretim 2.kademe 3 milyar 100 milyon lira masrafı olacak. Özel okulların veliye getirdiği yük bununla da bitmiyor. Ortaya bir de yemek faturası çıkıyor. Ankara'da Anaokulu (kahvaltı ve ikindi beslenmesi) aylık 135 milyon lira, ilköğretim okulu 1. kademe yıllık 940 milyon lira, ilköğretim okulu 2. kademe yıllık 870 milyon lira, lise yıllık 870 milyon lira, İzmir'de ise ortalama yemek tutarı 882 milyon lira. ÖZEL ÜNİVERSİTELERİN PARA BİRİMİ ''DOLAR'' Raporda, 'Dert Zili'nin en çok çocuğunu özel üniversitelerde okutanlar için çaldığı da dikkat çekici. Çünkü bu üniversitelerden çoğunlukla dolar sesleri geliyor. Özel üniversiteler, hazırlık sınıfları ve yüksek okullar hariç 5 bin doların altında kapı açmıyor. Bazı üniversitelerde kampüse girmenin yıllık maliyeti 16 bin 000 doları buluyor. Kimi okullar bu parayı bir defada alıyor, kimileri ikiye bölüyor, kimileri ise 6 aya kadar vade yapıyor. Ödeme nasıl olursa olsun bu yıl da aileleri dolar cinsinden çok ciddi bir bütçe bekliyor. Rapor sonuçlarına göre özel üniversitelerin uyguladıkları 'dolarlı' tarfe ise şöyle: ''Atılım Üniversitesi (Ankara) 6.500 dolar, Bilkent Üniversitesi (Ankara) 8.370 dolar, Ufuk Üniversitesi (Ankara) 5.940 -7.722 dolar, Beykent Üniversitesi (İstanbul) idl servis ücretlerinin kilometr5.292 dolar, Fatih Üniversitesi (İstanbul) 4.500-6.800 dolar, Işık Üniversitesi (İstanbul) 9.180 dolar, Kadir Has Üniversitesi (İstanbul) 4.000-7.000 dolar, Başkent Üniversitesi (Ankara) 5.000 dolar, Çankaya Üniversitesi (Ankara) 2.700 dolar, Haliç Üniversitesi (İstanbul) 2.500 - 7.500 dolar, Koç Üniversitesi (İstanbul) 12.500 dolar, Sabancı Üniversitesi (İstanbul) 11.500 dolar, Yaşar Üniversitesi (İstanbul) 5.950 dolar, Okan Üniversitesi (İstanbul) 4.000-6.000 dolar, Kültür Üniversitesi (İstanbul) 4.500-7.700 dolar, Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul) 3.6-12.5 milyar lira, Yeditepe Üniversitesi (İstanbul) 8-24 milyar lira, Maltepe Üniversitesi (İstanbul) 9.7- 16.2 milyar TL, Doğuş Üniversitesi (İstanbul) 7-12 milyar lira''. Rapora sonuçlarına göre, özel üniversitede çocuğunu okutanları ''özel dertler'' bekliyor. Yurt, yemek, kitap bedeli derken neredeyse okul ücretine yakın bir bedel ailelerin gider bütçelerine ekleniyor. Özel üniversitelerde yurt ücretleri otel fiyatlarını aratmıyor. Buna göre, Bilkent Üniversitesi'nde banyolu mutfaklı bir odanın fiyatı yüzde 18 KDV hariç yıllık 4 bin 850 dolarken, normal tek kişilik oda 3 bin 50, iki kişilik oda bin 470, dört kişilik bir oda 700 dolardan müşteri buluyor. Koç Üniversitesi'nde önce 300 dolar depozito alınıyor, tek kişilik oda bin 470, çift kişilik oda 1.100, üç kişilik oda 840 dolara veriliyor. Yurt için Fatih Üniversitesi 250 dolar depozito hariç olmak üzere yıllık 2 milyar 700 milyon lira, Işık Üniversitesi 250 dolar depozito hariç aylık 350 milyon lira, Yeditepe Üniversitesi ise 3 milyar 50 milyon lira alıyor. Bu üniversitelerde okuyacak öğrencileri aylık ortalama 75, yıllık 750 dolar yemek bedeli, yıllık ortalama 350 dolar da kitap bedeli bekliyor. Bu rakamlar alt alta toplandığında özel üniversitede okuyan bir öğrencinin yıllık maliyeti en az 20 milyarı buluyor. DEVLET DEYİP GEÇMEYİN ATO'nun araştırma sonuçlarına göre, devlet üniversitelerinde okuyacak öğrencileri de ciddi bir bütçe ve en başında da barınma sorunu bekliyor. Buna göre, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nü hizmet verdiği 78 il, 67 ilçede bulunan toplam 201 yurtta 190 bin öğrenciye genel ücret uygulaması yapılan yurtlarda aylık yatak ücreti 39 milyon lira olarak görülüyor. Aynı yurtlar için alınan depozito ücreti ise 120 milyon lira. Farklı ücret uygulaması yapılan yurtlarda, yatak ücretleri 45 milyon lira ile 180 milyon lira arasında, depozito ise 135 milyon lira ile 400 milyon lira arasında değişiyor. Buna göre bir öğrencinin genel ücret uygulaması yapılan devlet yurdunda kalması halinde yıllık 390 milyon, farklı ücret uygulaması yapılan devlet yurtlarında kalması halinde ise yıllık en az 450 milyon, en fazla 1 milyar 800 milyon lira yurt parası ödeyecek. Ancak kurum, 2004-2005 öğretim yılında bu ücretleri yeniden belirleyecek. Öğrencilerin yurt dışında alternatifleri yok değil. Ancak bu durumda fatura katlanarak büyüyor. Büyük şehirlerde bir öğrencinin kalabileceği ev kiraları 300-400 milyon lira arasında değişiyor. Bir evi üç öğrencinin paylaşması halinde kişi başına 100-150 milyon lira kira bedeli düşüyor. Yakacak, elektrik, su ve telefon da dahil edilirse fatura artıyor. Ayrıca bu yıl üniversite öğrencilerinden alınacak harçlara da yüzde 15 zam yapıldı. En yüksek harcı 431 milyon lira ile Tıp Fakültesi ve Konservaidl servis ücretlerinin kilometrtuvar öğrencileri, en düşük harcı ise 52 milyon TL. Açıköğretim Fakültesi öğrencileri ödüyor. Sosyal bilimlerde okuyan öğrencilerin ortalama 200 milyon lira, Fen bilimlerinde okuyan öğrencilerin ortalama 400 milyon lira kitap parası ödemeleri gerekiyor. Ankara Ticaret Odası'nın ilgili meslek komitesince verilen fiyatlara göre, bir öğrencinin günlük yemek masrafı 7 milyon 650 bin lirayı buluyor. Buna göre bir üniversite öğrencisinin aylık yemek masrafı 229 milyon 500 bin, yıllık yemek masrafı 2 milyar 754 milyon lira tutuyor. Ankara'da okuyan ve okuluna giderken bir kez otobüs kullanan bir öğrenci gidiş-dönüş için günlük 1 milyon 200 bin lira yol masrafı ödüyor. Bu öğrencinin ayda 20 gün okula gidip geldiğini varsayarsak aylık ulaşım masrafı 24 milyon lirayı, yıllık 288 milyon lirayı buluyor. Üç büyük ilimizde okuyan bir öğrencinin yıllık giyim masrafı ortalama 250-500 milyon lira arasında değişiyor. Bu durumda, devlet üniversitesinde okuyan, devlet yurdunda kalan bir öğrencinin barınma, harç, kitap, yemek, yol, ve giyim masraflarından oluşan masraflarının aile bütçesi üzerindeki yükü yıllık 6.5-7 milyar lirayı buluyor.Yurt yerine evi tercih etmesi halinde yıllık masraflar yüzde 60 oranında artıyor. ATO BAŞKANI AYGÜN:'' BU TABLO EĞİTİMDE SINIFTA KALDIĞIMIZIN RESMİDİR'' Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Aygün, bütçeden eğitime ayrılan payın İsviçre'de yüzde 14.3, Danimarka'da 13.1, ABD'de 14.1, İsveç'te 11.6, Finlandiya'da 12.2, İspanya'da yüzde 12.8 olmasına karşılık, Türkiye'de bu oranın yüzde 8.2 olduğuna dikkat çeken Aygün, ''Bu tablo eğitimde sınıfta kaldığımızın resmidir'' değerlendirmesinde bulundu. Aygün, çocuğu okulda okuyan bir ailenin eğitim öğretim yılının başında en az bir asgari ücret rakamını eğitim masrafları için ayırması gerektiğini, yıl içerisinde ise bu rakamın 1.5 milyar lirayı bulduğunu bildirirken, dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitimi için gerekli kaynağı beslenmelerinden keserek karşılamak zorunda kaldıklarını, Anadolu'da ve büyükşehirlerin varoşlarında bir çok ailenin ise çocuklarını okula göndermediklerini vurguladı. Eğitimin mehmetçikleri durumundaki öğretmenlerin 4 kişilik bir ailenin asgari geçim rakamı olan 1 milyar 500 milyon liranın yarısı kadar bir maaş ile görev yapmaya çalıştıklarını ifade eden Aygün, ''Geçim savaşında şehit düşmüş eğitimin mehmetcikleri ile ilim ve irfan savaşını nasıl vereceğiz? İşportacılık yapmaya itilmiş öğretmenlerle yapılan eğitim işportadır, seyyardır'' dedi.Öğretmenlerin konumları ile orantılı olmayan ikinci işler yaparak geçimlerini sürdürmeye çalıştığını dile getiren Aygün, eğitim sorunu sadece devlete bırakılmayacak kadar ciddi bir konudur derken, gücü olan herkesin eğitimin bir ucundan tutması gerektiğinin altını çizdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:52

İLGİLİ HABERLER