LONDRA- Fransız basını, mecliste yapılacağı açıklanan Türkiye tartışmasını ele alırken, Alman basını, Hristiyan Demokrat muhalefetin gündeme getirdiği 'Türkiye'ye karşı imza toplama' fikriyle ilgili eleştirilere yer verdi.
Fransa'da yayımlanan Le Figaro, ''Fransız kamuoyunun yüzde 66'sı, Ankara ile müzakerelere başlayıp başlamama kararının alınacağı aralık ayındaki AB zirvesinden önce, Fransa'da bir referandum yapılmasından yana.'' başlıklı haberinde, ülkenin meclisinde perşembe günü, Türkiye'nin üyeliği konusunda yapılacak, ancak bir oylamayla sonuçlanmayacak tartışmayı ele aldı.
Gazetede, ''Tartışmanın bu kadar erken yapılması hükümetin, Türkiye hakkındaki polemiği daha fazla büyümeden, gelecek haftaki bütçe tartışmasından önce yatıştırmayı amaçladığının işareti. Oylama meselesine gelince. Muhalefetteki Sosyalistler ve koalisyon hükümetinin küçük ortağı UDF'ye ek olarak, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın partisi UMP'den de 100 kadar milletvekili, parlamentodaki Türkiye tartışmasının bir oylama ile sonuçlandırılmasından yana.'' ifadeleri yer aldı.
Le Nouvel Observateur, ''Muhalefetin kozu'' başlıklı haberinde, parlamentodaki Türkiye tartışmasının oylamayla sonuçlanmasını isteyen muhalefetin oynamaya hazırlandığı koz ile ilgili yorumlara yer verdi.
haberde, ''Muhalefet (eğer oylamaya izin verilmezse) parlamentoda gelecek hafta yapılacak bütçe tartışmalarında, Fransa'nın AB'ye yapacağı mali katkıya ilişkin maddeye desteğini çekme tehdidinde bulunuyor. Cumhurbaşkanı Chirac ise, Türkiye'nin üyeliği tartışmasının partisi içinde yarattığı krizden kendini kurtarabilmiş değil. Aynı, Avrupa Anayasası sorununun sol içinde yarattığı kriz gibi.'' ifadeleri yer aldı.
Liberation, ''Chirac'ın partisi UMP içinde Türkiye ile ilgili ağız dalaşı devam ederken, Sosyalistler de Avrupa Anayasası konusunda bölünmüş durumda'' başlıklı haberinde, ''İktidardaki UMP içindeki Türkiye karşıtı çoğunluk, muhalefetteki Sosyalistler içindeki Avrupa Anayasası taraftarı çoğunluk kadar güçlü. Fransız kamuoyunda ise, Türkiye'nin adaylığı ender bir mutabakat doğurmuş durumda. Tabii, üyeliğe karşı çıkan bir mutabakat bu. Ve mantıktan ziyade duygulara dayanıyor. Ankara'nın adaylığı, başka hiçbir Avrupa ülkesinde böylesi şiddetli ve aleyhte bir tartışmaya neden olmadı. Anlaşılan Türkler, uzun bir süre Fransızların sıkıntısına esir olacak.'' ifadeleri kullanıldı.
Alman basınındaki tartışmaysa muhalefet tarafından gündeme getirilen, Türkiye'nin tam üyeliğine karşı çıkan bir imza kampanyası başlatma fikri konusunda.
Der Tagespiegel, ''tüm bu tepkilere rağmen Hristiyan birlik partileri bu konuyu, ciddi olarak düşünüyor gibi'' başlıklı haberinde, Hristiyan Demokrat Birlik'in lideri Angela Merkel'in, pazar günü, bunu değerlendirdiklerini söylediğini ve Hristiyan Sosyal Birlik lideri Edmund Stoiber'in de bu fikre destek verdiğini hatırlattı.
Haberde, ''Öneri hemen hemen tüm siyasi partilerin, hatta bazı önde gelen Hristiyan Demokratlar'ın da tepkisine neden oldu. Ancak en büyük tepki, Almanya'daki Türk toplumundan geldi. Almanya Türk Toplumu adlı sivil toplum kuruluşunun başkanı Hakkı Keskin tepkisini; 'Bu Türkiye'ye ve Almanya'da yaşayan Türklere karşı savaş ilan etmek gibi bir şey' sözleriyle dile getirdi'' ifadeleri yer aldı.
Frankfurter Allgemeine Zeitung, her iki parti liderini de önerilerinin sonuçlarını düşünmeye çağırdı.
Haberde, ''Türkiye'nin AB üyeliğine karşı bir imza kampanyası yanlış beklentiler yaratmanın yanı sıra, bir de aynı konuda referandum talebi ortaya çıkaracaktır. Kaldı ki Almanya'nın parlamenter demokrasisi, insanları haklı olduklarına ikna etmek isteyen muhalefet partilerine, ihtiyaçları olan her imkanı sunuyor zaten.'' ifadeleri yer aldı.
Türkiye'nin üyeliğine karşı imza toplanması fikrine karşı çıkan Die Welt, ''Türkiye'nin AB'ye katılımı konusunda halkın fikrine bir imza kampanyasından ziyade, bir referandumla başvurulmalı'' başlıklı haberinde, ''Hristiyan Demokrat Birlik ve Hristiyan Sosyal Birliği yanlış bir yoldan gidiyor. Zira bir imza kampanyasının neticesi, hükümet tarafından kolaylıkla reddedilebilir. Gerekçe de, Türkiye'nin üyeliğinden yana olanların görüşlerinin burada yansıtılmamış olması olur.'' ifadeleri yer aldı.
Süddeutsche Zeitung ise, ''Bir imza kampanyası, tartışmaların yerini siyasi tepkilerin aldığını gösterir'' başlıklı haberinde, ''Dile getirdiği görüşler son derece zayıf olanlar, derdini el kol hareketleriyle anlatmaya çalışır'' ifadelerini kullandı.
Die Tageszeitung, ''siyasi program yerine öfke'' başlıklı haberinde, ''İmza kampanyası, Türkiye'nin muhtemel üyeliğini tartışmak için hiç de uygun olmayan bir yöntem.Siyasi partiler imza değil, oy toplamayı hedefler. Bu tür parlamento dışı yöntemlere kaymaya başlayan bir parti, yoldan çıkmış demektir.'' ifadeleri yer aldı.
Çek Cumhuriyeti'nde yayımlanan Pravo gazetesiyse, Türkiye ile müzakerelere başlanması yönündeki tavsiyesini fazla iyimser bulduğu Avrupa Komisyonu'nu eleştirdi.
Gazeteye göre, ''Komisyon raporu ciddi bir analiz içermekten ziyade, Avrupa'yı Türkiye'nin üyelik için uygun olduğuna inandırmaya adamış görünüyor kendini. Bu son derece dengesiz metin, üzerinde önceden anlaşılmış bir mesajı aktarmak için yazılmış izlenimi veriyor. Türkiye'nin üyeliğini bir an önce ve bedeli ne olursa olsun gerçekleştirmek için ortaya konmuş bir çaba gibi duruyor.'' ifadeleri yer aldı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:04