AVRUPA BASININDA BUGÜN...
LONDRA (İHA) - BBC'nin Türkçe internet sitesi "www.bbc.co.uk/turkish" adresinde yer alan basın özetlerine göre, Financial Times gazetesi iç sayfalarında, "Türkiye, yazar aleyhine açılan davayı düşürdükten sonra Kıbrıs konusunda harekete geçiyor" başlığıyla yazar Orhan Pamuk aleyhine 'Türklüğü alenen aşağılamak' suçundan açılan davanın düştüğünü duyurdu.Financial Times'a göre böylece, Türkiye'nin imajına zarar veren ve AB'yle ilişkilerde çatlağa yol açma tehdidi olan adli bir serüven son buldu. Gazete, bu olayın hemen ardından Türkiye'nin bugün Kıbrıs'taki çıkmazın aşılabilmesi için yeni bir girişim açıklayacağını belirtti.
Haberde, Financial Times'a konuşan Ankara'daki diplomatların, bu iki gelişmenin AB'yle müzakerelerdeki bazı güçlüklerin aşılmasına yardımcı olmasını umduklarını söylediklerine yer verilerek, diplomatlara atfedilen, "Kıbrıs ve Orhan Pamuk davasına ilişkin gelişmelerin arka arkaya gözlenmesi tesadüf. Ancak zamanlama açısından şanslı olduğumuzu belirtmek gerek" ifadeleri yer aldı.
Almanya ve Avusturya'da yayımlanan gazeteler, Orhan Pamuk aleyhine açılan davanın düşmesini memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti.
Alman Die Tageszeitung'a göre, "İyi haber davanın düşmesi; kötü haberse bunun henüz Türkiye'de ifade özgürlüğü alanında önemli bir ilerleme anlamına gelmemesi." Orhan Pamuk'un, Türkiye'de görüşlerini dile getirdikleri için haklarında dava açılan çok sayıda gazeteci, yazar ve profesörden sadece en tanınanı olduğunu belirten Die Tageszeitung, "Pamuk'un tanık olduğu dayanışmanın, diğer Türk aydınlarına da uzanması çok daha önemli" yorumunu yaptı.
Avusturya gazetesi Der Standard'a göreyse, "Pamuk davası Türkiye'yi geçmişiyle yüzleşmeye zorladı." Gazete, yazar hakkındaki davanın düşmesinin ifade özgürlüğü için mücadele edenler kadar, AB'nin müzakereler yoluyla reform baskısı yapabileceğine inananlar için de zafer olduğunu yazdı.
Der Standard bu noktada AB'ye, "Birlik şimdi sadece basın özgürlüğünü savunmamalı ve daha az tanınan sanıklar için de Ankara'ya baskı yapmalı" çağrısında bulundu.
"JAMES BOND DEĞİL JOHNNY ENGLISH"
İngiliz gazetelerinin bugün sayfalarında en geniş yer verdikleri haberse, İngiltere'yle Rusya'yı karşı karşıya getiren ve Soğuk Savaş döneminin casus hikayelerini anımsatan olay.
Rusya devlet televizyonunda önceki gün yayınlanan bir programda, Moskova'daki İngiltere Büyükelçiliği'nde görevli bazı diplomatların casusluk yaptığı öne sürülmüştü. Programa göre, İngiliz istihbarat birimleri Moskova'nın dış mahallerindeki bir parka kaya görünümlü bir maket koymuş ve içine yerleştirdikleri verici sayesinde Rus vatandaşı olan kaynaklarıyla istihbarat paylaşmaya başlamıştı. Rus yetkililer ayrıca casuslukla suçlanan İngiliz diplomatların Rusya'daki bazı sivil toplum kuruluşlarına para aktardıklarını öne sürmüştü.
Guardian programda yayımlanan görüntülerden iki kareyi ilk sayfasına taşıdı. Gazete, haber başlığında bir komedi filmine atıfta bulunarak, "James Bond mu? Doğrusu daha çok Johnny English" yazdı.
Times ise "Bir dinleme aygıtının hayatı" başlıklı başyazısında, şakayla karışık, "Rus kayalarının altında ilginç yaşam şekilleri bulundu" ifadesine yer verdi.
Gazetenin dış haberler editörü Bronwen Maddox'a göreyse yaşananlar "sadece komedi." Bronwen Maddox, İngiltere'nin Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in bir başka saldırgan hareketiyle karşı karşıya kaldığını savunarak, "Putin'in attığı tüm adımlar, Rusya'nın demokrasi yönünde ilerlediğine yönelik umutları daha da azaltıyor" yorumunda bulundu.
Daily Telegraph da başyazısında "komik de olsa yaşananların İngiltere'yi güç durumda bıraktığını" belirterek, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın iddiaları yalanlamaktan kaçındığını hatırlattı. Gazetenin başyazısı, "Başbakan Tony Blair, 'kaya' vakasını bir şaka olarak yorumlayıp geride bırakmak isteyebilir. Ancak daha önce müttefik olarak belirlediği bir lider, giderek daha da güvenilmez bir ortağa dönüştü. İster İran'ın nükleer hevesleri konusunda olsun, isterse de Rusya'nın doğal gaz sağlayıcısı olmasında. Elektronik kayanın neşeli bir tarafı olabilir. Ancak bu kaya ayrıca Rusya'nın Batı'yla ilişkilerinde bir soğumaya da işaret ediyor" şeklinde noktalandı.
Rus gazetesi Komsomolskaya Pravda ise İngiltere'yle Rusya arasında yaşananların hiç de komik olmadığını savundu.
Gazeteye göre İngiliz Dış İstihbarat Servisi MI6'den gelen para sayesinde belki de Rusya'da, İngiltere hesabına çalışacak ajan yetiştirmeye yönelik bir enstitü faaliyet gösteriyor.
Nezavisimaya Gazeta'ya göre de, yaşananlar muhtemelen İngiltere'yle Rusya arasında son yılların en büyük casusluk skandalına işaret etti.
Kommersant gazetesinin bir yorumundaysa, Rus yetkililerin iddialarına şüpheyle yaklaşılıyor. Haberde, Moskova'daki İngiliz Büyükelçiliği mensuplarının hem diplomat, hem casus oldukları iddialarının yeni olmadığı vurgulandı. Yine aynı yoruma göre, "dünyada tüm büyükelçiliklerde bu tür kişiler mevcut", hatta belki de Rus televizyonundaki programda yayımlanan görüntüleri çeken kişi de "gazeteci değil bir gizli servis mensubu."
"NÜKLEER PLANLAR"
İngiliz Independent gazetesinin bugünkü manşeti, "Tehlike! Nükleer atık" şeklinde.
Gazete İngiltere hükümetinin ülkede 30 yeni nükleer enerji santrali inşa etme planlarını eleştirdi. Independent, ülkede hala 2.3 milyon metre küp nükleer atık olduğunu, bu atıklarla temasın bir kişiyi 2 dakikada öldürebileceğini ve atıkları gömmenin maliyetinin 85 milyar sterlin olduğunu yazdı.
Gazete başyazısında bir de, "Eğer İngiltere daha fazla nükleer enerji santrali inşa etmeyi kararlaştırırsa, hangi ahlaki hakla İran gibi ülkelerin benzer bir şey yapmamasını savunabiliriz?" sorusunu yöneltti.
Times ise başyazısında Independent'ın tam aksi bir görüşü savunarak, İngiltere'nin enerji açığının giderilmesi için nükleer enerji gerekli olduğunu vurguladı.
Dün, İngiltere milli futbol takımının menajeri Sven Goran Eriksson'un 2006 Dünya Kupası sonrası görevinden ayrılacağı açıklanmıştı.
Eriksson'la ilgili tartışmaları alevlendirense, ülkenin en çok satan pazar gazetesi News of the World'ün kendini şeyh olarak tanıtan bir muhabirine Dubai'de yaptığı, bazı İngiliz kulüpleri ve futbolcularına yönelik açıklamalar olmuştu.
Guardian bugünkü başyazısında Eriksson'u "iyi bir menajer" olarak nitelendirip övdü. Gazete, Eriksson'un sahada aldığı sonuçlara göre değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "İngiliz futbolunun itibarını sarsmak için en fazla çabayı menajer değil, ona yönelik eleştiriler ve mevcut sistem harcıyor" yorumunu yaptı.
Daily Telegraph spor ekinde, varılan anlaşma uyarınca İngiltere Futbol Federasyonu'nun (FA) Sven Goran Eriksson'a 2.5 milyon sterlin tazminat ödeyeceğini duyurdu.
Gazete, Eriksson'un koltuğuna aday isimler arasında başı çeken teknik direktörün halen Avustralya milli takımı ve Hollanda'nın PSV Eindhoven takımlarını çalıştıran Guus Hiddink olduğunu iddia etti.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:11