Gündem
  • 3.9.2003 12:04

AVRUPA BASININDA ERDOĞAN RÜZGARI…

LONDRA- Alman ve İngiliz basınında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyareti vesilesiyle Türkiye'nin AB üyeliğine dair yorumlar ile Asil Nadir'in İngiltere'ye dönüş planları yer aldı. İngiltere'de Financial Times, Avrupa Birliği üyeliği yolunda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Almanya'da, Gerhard Schröder'den aldığı desteği başyazısında değerlendirdi. Gazete, yine de bu süreçte Almanya'nın Türkiye'ye vereceği desteğin hep böyle süreceğini beklememeleri için Ankara'yı uyardı. Çünkü bir yandan Alman Hıristiyan Demokratlar'ın konuyu popülist bir yaklaşımla iç siyaset malzemesi yapmaya başladıkları hatırlatıldı. Bir yandan PKK-KADEK'in ateşkese son vermesine Türkiye'nin vereceği cevabın önemli bir faktör olacağı vurgulandı. Financial Times'a göre Türkiye, ''Kürtlere karşı geçmişteki acımasızlığa'' dönerse, Avrupa Birliği'nden ters tepkiler alacak. Gazete bir diğer önemli konu Kıbrıs için de Avrupa'yı uyardı. Başbakan Erdoğan'ın, Rauf Denktaş'ı zorla kenara itemeyeceğini Avrupa'nın kabul etmesi gerektiğini, yine de bazı değişiklikler beklenebileceğini vurguladı. Yazıya göre, Denktaş'ın Rumlarla sınırı açmaya ikna edilmesi, Denktaş'ın Aralık seçimlerinde Ankara'nın tam desteğini alamayacağı ihtimali, bu değişimin temellerini attı. Türkiye'nin üyelik görüşmelerini başlatma konusunda 2004 sonunda karar verme sözünü Avrupa'dan alması önemli bir başarı olarak gösterildi. Gazete, Kıbrıs'ın, bir bütün olarak Avrupa Birliği üyeliğini bahara kadar yetiştirebilirse, Ankara hükümetinin kendi üyelik şansını güçlendireceğini kabul etti. Ama Erdoğan'ın üyelik görüşmeleri için yeşil ışık yakılsa da yakılmasa da, Türkiye'ye modernleştirme mücadelesinin sürmesi gerektiğini, bunu başbakanın da bildiğini anlattı. ''ERDOĞAN HAKLI OLABİLİR'' Alman gazeteleri de Erdoğan'ın ziyaretine geniş yer verdi. Frankfurter Allgemeine Zeitung, birinci sayfadan verdiği haberde, Schröder'in, ''Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği Almanya'nın ulusal çıkarıdır'' şeklindeki sözünü aktardı. Berlin'den yayımlanan Die Welt gazetesine verdiği mülakatta Erdoğan, ''Türkiye'yi en yüksek demokratik standartlara sahip bir ülke yapmak istediğini'' anlattı. Gazetenin bildirdiğine göre Erdoğan şöyle devam etti: ''Bütün gayretlerimiz bu amaca hizmet ediyor. Reformları uygulayarak Türkiye üyelik görüşmelerini başlatma yönünde ilerlediğini güvence altına almak istiyor.'' Berliner Zeitung, Erdoğan'ın birkaç yılda Avrupa Birliği üyesi olabileceklerini söylerken haklı olabileceği görüşünü savundu. Gazete, ''Erdoğan iktidara geldiğinden beri artık hiçbir şey imkansız görünmüyor'' diye yazdı. Alman gazetesinin değerlendirmesine göre, Türk hükümetinin gerçekleştirdiği reformlardan sonra Avrupa Birliği, üyelik görüşmelerini 2005'ten itibaren başlatmak zorunda kalacak. Gazete, ''Türkiye'nin katılımını hala ilkesel düzeyde tartışmaya devam etmek anlamsız. Avrupa, daha ziyade, kendini yeni üye Türkiye'ye hazırlamalı'' dedi. Süddeutsche Zeitung gazetesi, Türkiye'nin Avrupa'ya ait olup olmadığı tartışmasının geçmişte kaldığını, eski çarpışmalar ve önyargılardan arınmış bir şekilde ele alınması gerektiğini önerdi. ''Avrupalılar ne olmasını istiyorsa Avrupa odur'' diyen gazete, ''Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği, bir gerçeğin sembolüdür. Bu gerçek de, demokrasi ve insan haklarının bir Hıristiyanlık meselesi olmadığıdır. Tamamen demokratik ve ekonomisi istikrarlı bir Türkiye, Ortadoğu'daki diğer ülkelere model olacaktır. Kötümser senaryoya göre, Avrupa, çok fazla üye aldığı için istikrarsız bir devletler federasyonuna dönüşecek. Ne kadar cesur olacaklarına Avrupalılar karar vermek durumunda'' diye devam etti. ''ASİL NADİR, İNGİLTERE'YE DÖNMEYE HAZIRLANIYOR'' İngiliz gazetelerinden bazıları, yıllardır Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan, ama İngiltere'de epeyce tanınan bir işadamının Asil Nadir'in, İngiltere'ye dönmeye hazırlandığını haber verdi. Guardian'ın bildirdiğine göre Nadir'in avukatı, İngiliz makamlarının yargılanırken kefaletle serbest bırakılıp bırakılmayacağı konusunda ipucu vermelerini umuyor. Ama her halükarda Kıbrıslı Türk işadamının İngiltere'ye döneceğini vurgulandı. Gazeteye göre, Ağır Dolandırıcılık Bürosu, Asil Nadir dönerse, yargıda peşine düşeceğini şimdiden ilan etti. Guardian, İngiltere'deki yargılamanın, Asil Nadir'in dev şirketi Polly Peck'in çöküşü sürecini kapsayacağını ve Ağır Dolandırıcılık Bürosu'nun saygınlığı konusunda önemli bir sınav olacağını anlattı. Independent, Asil Nadir'in toplam 34 milyon sterlin hacmindeki 66 hırsızlık suçlamasıyla karşı karşıya olduğunu bildirdi. Polly Peck International, 80'li yıllarda özellikle meyve ve elektronik üretiminde yoğunlaşan bir çokuluslu şirketti. Asil Nadir Turgut Özal'ın iktidarı sırasında Türkiye'ye de epey yatırım yapmış, Vestel'i kurup, yerli firmalara ev eşyalarında rakip olmuştu. Asil Nadir, satın aldığı büyük gazetelerle de epeyce gündemde kalmıştı. ''ABD, IRAK'TA POLİSLİK TECRÜBESİNE SAHİP ORTAKLAR ARAMALI'' İngiltere'de Times gazetesi, Amerika'nın Irak'ta polislik tecrübesine sahip ortaklar araması gerektiğini yadı. Gazete, reformdan geçirilmiş Irak polisi ile yeniden kurulmuş Irak ordusuna hızla özerlik kazandırılmasını önerdi. Times'a göre, ulus kurma faaliyetine katılma arzusundaki Danimarka'nın yanı sıra, lojistik destek imkanı olan Doğu Avrupa ülkeleri ve ülkeye asker gönderecek Türkiye, Hindistan, Pakistan gibi ülkeler arasında yararlı bir koalisyon kurulabilir. Paris'ten yayımlanan International Herald Tribune ise Doğu Avrupa devletlerinin bu meselede o kadar da hevesli olmadıklarını yazdı. Gazetenin haberine göre, Macaristan Başbakanı, bu ülkeye 28 bin Iraklının getirilip, polis eğitiminden geçirilmesine dair Amerikan planının işlemeyeceğini, çünkü Macaristan'da buna uygun altyapı bulunmadığını söyledi. Guardian, ''Amerikan Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz gibi ideologlar her şeye rağmen Irak'ın Müslüman dünyaya örnek olabileceğini, buradaki işin, terörle mücadelenin merkez üssü olduğunu söylemeye devam ediyor. Bundan iki hata çıkıyor. Birincisi Irak'ın deneyimi, Müslüman dünyayı dehşete düşürdü. Ve Tony Blair'in dürüstçe itiraf edebileceği gibi Filistin'deki pozitif dönüş, çok başarısız oldu. İkincisi ise, Irak'ın, 11 Eylül açısından El Kaide ile mücadele noktasında hiçbir anlamı yok. Şiddetin kontrolden çıktığı Irak'taki gelişmeleri, yarattığı sonuçlarla değerlendirmek gerek. İşgal, sağlam bir hukuki temele dayanmadı, uluslararası destek gelmedi, işleyebilecek bir askeri ve siyasi strateji de yoktu'' dedi. Guardian, Amerikan yönetimini bunlardan ders çıkarmaya davet etti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:37

İLGİLİ HABERLER