"Ay yıldızı görünce yüzünü buruşturdu"
SEZGİN PANCAR
ADANA - AK Parti AR-GE Başkanlığı’nca yürütülen Siyaset Akademisi, ‘Yerel Yönetimler Programı’ başlığı ile Adana’da yeniden başladı.
Seyhan Belediyesi Kültür Merkezinde düzenlenen programa katılan Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, çaldığı zil ile akademinin ilk dersini başlattı. Katılımcılara dünya üzerindeki teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimler hakkındaki izlenimlerini aktaran Soylu, Türkiye’nin ve AK Parti hükümetinin uzun ömürlü hedeflerinden bahsetti.
Soylu, Türkiye’nin siyaset anlamında zayıfladığında, dünyanın en çok faiz ödeyen ülke konumuna geldiğini hatırlatarak, “AK Parti, Türkiye’de siyaset merkezinin güçlendirilmesini sağlayacak önemli adımlar atmıştır. Bunlardan biri olan Siyaset Akademisi, bugüne kadar 48 bin mezun vermiştir. Türkiye’nin her noktasında, diğer siyasi partilerde görüyoruz ki adı Siyaset Akademisi olmayan ama Siyaset Akademisi’ni andıran faaliyetler yapılmaktadır” dedi.
Dünya üzerindeki gelişmelerin, ülkelerin kaderlerine olan etkilerden söz eden Soylu, 145 milyon civarında olan Rusya nüfusunun 2050’de 100 milyona düşeceğini savunarak, “Japonya’nın da hem nüfusu azalacak hem da ortalama yaşı 65’in üzerine çıkacak. Avrupa’da 2050 yılında da 65 yaş üzerinde olacak nüfus oranı yüzde 29 olacak. Bu nüfus oranı, sürdürebilir kalkınmayı, büyümeyi ve diğer ülkelerle rekabet etmeyi sağlayabilen bir nüfus değildir” diye konuştu. Soylu, bundan dolayı Türkiye’nin 21. yüzyıldaki en büyük stratejik planının, Başbakan Erdoğan’ın ‘3 çocuk yapın’ söylemi olduğunu belirterek, “Şimdi Sayın Başbakan niçin stratejik olarak 3 çocuk yapın dediğini anlıyor musunuz? Bir ülkenin sadece kendi nüfusunu koruyabilmesi için var olan çoğalma katsayısı, 2.1 olmalı. Yani her insan 2’nin üzerinde çocuk yapmalı ki nüfusu koruyabilelim. Yeni dünyayı bekleyen en büyük tehlikelerden biri şudur; 0-5 yaş arası nüfusun büyüklüğü 65 yaşın üzerindeki nüfusun büyüklüğünden en az 2 kat fazla olmalıdır. Ama Avrupa’da bu tam tersidir” şeklinde konuştu.
Soylu, dünya üzerinde silah ve faiz gibi 2 önemli lobinin bulunduğunu, bunların 21. yüzyılda bilişim ve enerji ile yer değiştireceğini ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Suriye’deki kardeşlerimiz, özgürlük ve demokrasinin var olabilmesi için ve normal standartlarda bir yaşam ortaya koyabilmesi için canla başla mücadele ediyorlar. O zaman geldiğinde orada silah olmadığı için Blackberry olacak, Ipad olacak, televizyon olacak, bilgisayar olacak, fiber optik kablolar döşenecek. Dünyada silah lobisini alt edecek lobi, bilişim teknolojisidir. Bilişim teknolojileri bugün Türkiye’de neredeyse enerji ithalatı kadar gayri safi hasıla içerisinde bizim önemli ölçüde ekonomimizde yer tutan bir lobidir. Faiz lobisinin karşılığı ise enerji lobisidir. Çünkü enerji varsa faiz yoktur. Paradan para kazanmak varsa esas itibariyle üretimi mahcup etmek vardır.”
DİŞLERİNİ SIKTI, SESİ TİTREDİ
Soylu, yurt dışındaki havalimanlarında Türklerin yaşadığı sıkıntılardan bahsederken, dişlerini sıktı ve sesi titredi. Soylu şunları kaydetti:
“Temel amacımız ne? Çok basit bir şey var; yurt dışına çıktığımızda, ay yıldızlı pasaportu gümrük memuruna uzattığımızda, ben defalarca karşılaştım, yüzünü buruşturan bir memurdan nefret ettim, yarın bu ay yıldızlı pasaportu gördüğünde gönlü titreyen ve ayağa kalkan Türkiye arzu etmiyor muyuz hepimiz, Allah’ınızı severseniz.”
GELİŞMİŞ ÜLKELER, SİYASETİ GÜÇLÜ OLAN ÜLKELERDİR
Osmaniye Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen programda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Başkanı Süleyman Soylu, Türkiye'de siyasetin dönem dönem bilerek zora düşürüldüğünü söyledi. Soylu, "Çünkü siyaset kendi tanımı itibariyle halkın kendi gücünü yönetime yansıttığı, devlete yansıttığı ve onu araçsallaştırarak bireyin ve toplumun, halkın devleti yönettiği en önemli unsurdur, önemli maniveladır siyaset. Eğer siyaseti devreden çıkarırsanız yani siyaseti güçsüzleştirmeye, siyaseti bir şekilde itibarsızlaştırmaya ve siyaseti önemli ölçüde zayıflatmaya çalışırsanız, hedefiniz siyaset kurumunun kendisi değildir. Hedefiniz milletin kendisidir" diye konuştu.
Başarılı, güçlü ve gelişmiş ülkelerin siyasetinin güçlü olduğunu kaydeden Soylu, şunları söyledi:
"Çünkü ne kadar demokrasi havzanızı ve milletin kendisini temsil edebilme havzanızı genişletebilirseniz o toplumun ekonomik gücü, siyasal gücü hatta tedbir olarak ortaya koyabileceği askeri gücü sivil bir akılla bina edilen güçler olurlar. Türkiye'de geçtiğimiz dönem hem rahmetli Menderes'in, Fatih Rüştü Zorlu'nun, Hasan Polatkan'ın idam edildiği darbeler, hem siyasetin bir dönem acımasızca kesildiği 1971 12 Mart, hem çok açık bir şekilde bu memleketin evlatlarını birbirine sağcı ve solcu diye kırdıran 'Biz darbenin oluşmasını bekledik onun için buna seyirci kaldık' diyen zihniyetin gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 darbesi, hem insanların inançlarını, kimliklerini, zihniyetlerini, insanların bütün gelecek algısını, tutuklamaya çalışan, onları sınırlandıran, onları kısıtlayan ve kendi alanlarında ve kendi kafalarında 'Biz bin yıllık gelecek oluşturacağız' diyerek esas itibariyle bin yıllık bu topraklardaki bütün şifrelerimizi, bütün değerlerimizi değiştirmeye çalışan anlayış bilin ki milleti zayıflatmaya yönelik olduğu kadar, milletin devlete olan tek tahakküm noktası onu yönetmeye ve yönlendirmeye olan tek tahakküm noktası, siyaseti bir şekilde sakatlamaya zayıflatmaya yönelikti. Niçin 27 Nisan e-bildirisinde yapmak istediklerine ulaşamadılar. Çünkü güçlü bir siyaset ülke millet sadakati söz konusuydu aşamadılar. Demek ki bir ülkenin hem iç politikasında hem dış politikasında hem ekonomisinde siyasetin güçlülüğüdür. Bu izahatı ne için yaptım, siyaset merkezini kuvvetlendirmek, siyaset insanlarının ve siyaset kurumunun asli görevidir."
SİYASET AKADEMİLERİ DİĞER SİYASİ PARTİLERE ÖRNEK OLDU
Konuşmasında her alanda eğitimin önemli olduğuna dikkat çeken Süleyman Soylu, AK Parti'nin de bunu gözeterek siyaset akademileri kurduklarını, siyaset konusunda eğitimler verildiğini ve diğer siyasi partilere de örnek olduklarını söyledi.
Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 10:40