Yavuz, yaptığı açıklamada, Ayasofya-i Kebir Camii'nin geçen yıl 24 Temmuz'da yeniden ibadete açıldığını belirtti.

Yeniden açılışının ardından vatandaşların camiye yoğun ilgi gösterdiğini kaydeden Yavuz, "Koronavirüs salgını nedeniyle belirlenen kurallarda camide görevlilerin yönlendirmesiyle vatandaşlar camiyi sorunsuz bir şekilde ziyaret etti." dedi.

Yavuz, bu caminin Türkiye ve İstanbul'un İslam yurdu mührünü taşıdığına dikkati çekerek, ülkenin ve bütün insanlığının önemli mekanlarından ve mabetlerinden biri olduğunu dile getirdi.

Ayasofya'nın tüm insanlığın ortak değeri olduğunun altını çizen Yavuz, şöyle devam etti:

"Bu topraklar için ifade ettiği anlam çok büyük. Taşıdığı değer insanların buraya yönelmesine neden oluyor. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne, açılışının birinci yılında ciddi manada büyük ilgi vardı. Açılışının ilk gününden itibaren camiye hem ulusal hem de uluslararası ziyaretler oldu. Bu ziyaretler sırasında hiçbir sıkıntı yaşamadık. Ziyaretçiler, salgın şartları altında cami içerisinde fazla yoğunluk oluşmasın diye, bir grubun ziyareti bittikten sonra diğer grup içeriye alındı. Camide pandemi kurallarına vatandaşlarımız da uydu. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifine hafta içleri günlük 5 bin, hafta sonları günlük 12 bin civarında ziyaretçi geldi. Ayasofya-i Kebir Camii, açılışının birinci yılında 3 milyon üzerinde ziyaretçiyi ağırladı. Salgının olumsuz şartları bittikten sonra bu sayı daha da artacaktır."

"Cami, cuma, cumartesi ve pazar günleri tamamen doldu"

Pandemi döneminde, özellikle namaz vakitlerine vatandaşların yoğun ilgisinin olduğunu aktaran Yavuz, "Camide, sabah namazında ortalama 170-200, öğle ile ikindi namazında 1200-1500, Akşam namazında 750-800, yatsı namazında ortalama 500 kişi oluyor. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, cuma, cumartesi ve pazar günleri ise tamamen doldu." ifadelerini kullandı.

Yavuz, tarih boyunca ilim ve irfan yuvası olan camide, ibadete açıldıktan sonra Buhari ve tefsir derslerinin de verildiğini sözlerine ekledi.