AYDIN DOĞAN, STAR GRUBU'NDAN 50 MİLYON DOLAR RÜŞVET İSTEDİ Mİ ?
HAYRULLAH MAHMUD/ STAR
Basınç altında sakin kalmak
2000 yılının başlarıydı... Tayfun Devecioğlu ile el sıkışıp Sabah'ta yazmaya yeni başlamıştım... Garanti Bankası'nın yönetim katında Akın Öngör'le iş yaşamı üstüne laflıyorduk...
Bir ara bana dönüp, 'Hayrullah sana iş hayatında başarılı olmamın en önemli sırrını açıklayayım mı?' dedi...
Bende bunun üzerine heyecanla 'Lütfen, neymiş o sır açıkla' dedim...
Öngör, zaman tüneline sıkışıp kalmış o kareyi şu kelimelerle seslendirdi:
'Ankara Kolej takımında basketbol oynarken, ABD'den hoca getirdiler bize. Adı Hank Vaugn'du. Bize öğrettiği en önemli şey, basınç altında sakin kalmaktı. Son dakikaya kadar, bıkmadan mücadele etmeyi o öğretti bize. Hayatım boyunca bu öğretinin çok faydasını gördüm.'
Doğan Grubu'nun, Uzanlar'ı yıkmak, yok etmek için şahsımı da hedef alan yayınlarını izledikçe, aklıma Öngör'ün anlattığı bu anektod geliyor...
Onun için Doğan Grubu'nun yarattığı tüm basınca rağmen sakin kalmak gerekiyor...
Adalet her nasılsa, tecelli edecek!
Ortaya atılan iddiaların da büyük bir senaryonun parçası olduğunu o zaman herkes görecek...
Kişi karşısındakini kendisi gibi bilirmiş...
O yüzden de Fatih Altaylı beni kendisiyle karıştırıyor...
Yanılıyor!
Bu nedenle, Aydın Doğan'ın tetikçisi Altaylı'nın küfürnamesine bir cevap vermeyeceğim...
Rüşvet isteyen patron?!
Yalnız...
Altaylı'ya birkaç sorum olacak...
Birincisi, Uzan Grubu'ndaki bir üst düzey yöneticinin lap-top'unda ele geçirilen, o nasıl oluyorsa, e-mail mesajını Doğan Grubu'na sızdıran Emniyet İstihbarat, Uzan Grubu'na yapılan bir baskında ele geçirilen ses bantlarını neden sızdırmadı?
Çünkü o bantların ikisinde Doğan Grubu'nu ilgilendiren çok özel konuşmalar vardı!
Kasetlerin birinde, Aydın Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ ile bir hanımefendinin konuşması yer alıyor...
Kasette sesi olan hanım, Yalçındağ'a, 'Aydın, Milliyet'i Korkmaz Yiğit'e satmakla hiç de iyi yapmadı. Çok pis bir iş yaptık. Büyük tepki var. Uzanlar'ı kandırıp, Milliyet'i onlara satamaz mıyız?' diye soruyor.
Yalçındağ'ın cevabını merak ettiyseniz, beklemeniz gerekecek...
Diğer kasette ise Doğan Grubu'nun Motorola'yla ilgili yaptığı yayınları kesmek için Uzan Grubu'ndan istediği rüşvetle ilgili ses kayıtları var...
Fatih Altaylı'nın tetik düşürmek için talimat aldığı patronu Aydın Doğan, Uzanlar'dan 50 milyon dolar rüşvet istiyor...
'50 milyon doları ver, yayınları keseyim' diyor...
Kasette her şey apaçık ortada...
Yalancının mumu!
Eğer Emniyet İstihbarat'takiler bu bantları sızdırmayacaklarsa, Altaylı üzülmesin...
Ben onun yayınlaması için bir yerlerden o kasedi temin edebilirim...
Ki...
Aşağıdaki satırları okuyunca, Altaylı'nın doğru sözlülüğü ve çapı hakkında net fikir sahibi olacaksınız...
Hazırladıkları oyun bozulunca hemen seviye düşürüp, hakarete yelteniyor...
Önce benim BDDK denetiminde olan bir gazeteden star'a transfer edildiğimi iddia etti... Sonra bu gazetenin adının Sabah olduğunu açıkladı...
Bunların hepsi yalan çıktı...
Çünkü ben 6 aydır Star Televizyonu'nun Ankara Temsilciliği görevini yürütüyorum...
Doğan Grubu'nun Ankara' daki temsilcileri de bunu biliyor...
İkincisi e-mail mesajının içine eklemeler yaptı...
Sözde ben 'Kemal ve Hakan Bey'e söyleyin hapse girsinler, BDDK içinde 4 adamımız var. Onu kurtarırız' demişim.
Onlar da bu yüzden beni star Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi yapmışlar...
Yalan ki ne yalan...
Fatih Çekirge ve ekibi gruptan ayrılınca Can Ataklı hem gazetenin hem de televizyonun genel yayın yönetmenliği görevine geldi...
Star Medya Grup Başkanı oldu. Beni de Star Medya Grubu'nun Ankara Temsilciliği görevine getirdi...
Yani ortada Altaylı'nın yazdığı gibi bir durum yok...
Güneş balçıkla sıvanamaz
Sadece soruşturmayı yapanların Doğan Grubu'na sızdırdıkları bir e-mail mesajı var...
O mesajda da bir avukat 'Her türlü işbirliğine açığım' diyor...
'İmar Bankası operasyonu A'dan Z'ye hukuka uygun olmayan usulsüz bir operasyondur' diyor...
'Engin Akçakoca'nın bankalara el koyma sürecinde yaptığı ilginç uygulamalarla ilgili de bir dosya var' diyor...
Mesajın içeriği de bu!
Aksi bir şey varsa, ispat etsinler...
Bu bakımdan....
Kimseye verilemeyecek bir hesabım yok...
Dün sabah toplantısında çalışma arkadaşlarıma Akın Öngör'ün 'Basınç altında sakin kalmak' sözünü hatırlatıp, moralinizi bozmayın, bugünler de geçecek dedim...
Çalışma arkadaşlarım da yapılanların bir linç girişimi olduğunun farkında olduklarını söyledi...
Şunu herkes bilmeli ki...
Her türlü rezilliğe ve kepazeliğine rağmen düşmanlarımızla mücadeleye devam edeceğiz...
Kalemizi savunacağız...
Çünkü, Allah daima haklının yanındadır...
Doğan Grubu medyasında estirilen 'Yalan rüzgarı' dindiğinde, kamuoyu tüm gerçekleri öğrenecek...
Kimsenin hiçbir şüphesi olmasın...
Ve son bir not...
Altaylı'nın iddia ettiği gibi bir adam olsaydım, Aydın Doğan beni ya Hürriyet'e genel yayın yönetmeni yapardı ya da Altaylı'nın köşesine yazar...
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:37