AYKUT IŞIKLAR - D.B. TERCÜMAN
BAYRAMLIK MEDYA DEDİKODULARI...
TV''ler sanki milli maç gibi bekliyor
Aydın Doğan ''Yoo ben hiçbir şeyden kaçmam. Ben daha iyi bir teklif sunuyorum. Ben diyorum ki, bırakın tek taraflı röportajı. İstiyorlarsa Gazeteciler Cemiyeti''nin salonunda, istiyorlarsa tarafsız bir televizyonda halkın gözü önünde tartışalım. Öyle onların dediği gibi konu limiti falan da koymayalım.'' diyerek meydan okuyunca... Bazı TV kanallarının resmen gözleri parladı. Hele Habertürk TV ve Flash TV''nin... Bugün başka TV kanalları da aynı girişimlerde bulunabilir. Hepsinin iddiası şu; ''Bizim işimiz sadece gazetecilik ve yayıncılık. Kimseyle göbek bağımız yok''... Aydın Doğan''ın çağrısına ATV ve Sabah Grubu nasıl yanıt verecek? Şu satırları yazdığım sırada inanın bilmiyorum. Bildiğim sadece bazı insanlar milli maç havasında çok heyecanlı. Acaba neden?
Gülse Birsel paparazzileri yine aşağıladı
ATV''deki ''Avrupa Yakası''nın son bölümü harikaydı. Hani ''Gülse Birsel'' ile evlenmek isteyen iki erkeğin karşılaştığı bölüm... Yılbaşı ve bir sonraki bölüme göre çok mantıklı ve komik. En azından diziyi beğenen-alışan TV seyircisine daha saygılı idi. Kimseyi aptal yerine koymuyordu. Ama... Magazin gazetecileri yine aşağılandı. Hatta hakarete uğradı. Tabii bunu sadece tecrübeli gazeteciler anladı. Birsel''e yakışmayan bir üslup... Çünkü eşi haber müdürlüğü yaptı. O aşağıladığı muhabirleri yönlendirdi. İyi haber-resim getirmeyenleri işten attı. Dizinin senaristi şayet jenerikte yazıldığı gibi Gülse Birsel ise, magazin gazetecilerinden yana mutlaka bir derdi var... Özellikle geceleri eğlence yerlerinin kapılarında kaçak aşkları kovalayan gece muhabirlerinden yana... Ekmek parası için bu işi yapan gençleri her fırsatta aşağılıyor. Son bölümde daha beterini yaptı. Rüşvetçi-çıkarcı gibi gösterip hakaret etti. Gece kulübü sahibi ile gazetecilerin muhallebicide karşılaştığı sahneyi gözünüzün önüne getirin. Adam ''çekmeyin'' diyor, iki muhabir de ''emrin olur'' ağabey tarzında kamerayı kapatıyorlar. Böyle kameraman varsa, Gülse hanım hemen şefine bildirsin...
Sizi işten atan insanın ödülünü alır mıydınız?
Rahmetli Nezih Demirkent, uzun yıllar Hürriyet Gazetesi''nin Genel Müdürlüğü ve Gazeteciler Cemiyeti''nin Genel Başkanlığı''nı yaptı. Hürriyet''te hem idari, hem de yazı işlerinde tek hakim kişi idi. Cemiyette de öyle... 1974 yılında Duygu Asena''yı ''özel yaşamından ötürü'' işten kovmuştu. Kelebek okuru Duygu''yu ''Şirin'' olarak tanırdı. Özel bir anlaşma ile gelmişti. ''Özel yaşam'' diye soyut bir gerekçe ile tazminatsız atılması, onuruna dokunmuştu. Bu yüzden Hürriyet''i mahkemeye vermişti. Rahmetli Nezih bey, Duygu''nun yakın arkadaşı olmam nedeniyle beni şahit yazdırmıştı. Kendimle gurur duyuyorum, işten kovulma pahasına (sor Prof. Çetin Özek) Duygu lehine tanıklık yapmıştım.
Şu kaderin cilvesine bakın... Tam 32 yıl sonra... Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Duygu Asena''yı ''Nezih Demirkent Özel Ödülü''nü almaya layık gördü. Duygu, bu ödülü alır mı almaz mı bilmiyorum. Ama 32 yıl önce ''özel yaşam'' soyut kavramına çok üzüldüğünü biliyorum. Bu olay yüzünden eşi Gültekin''den ayrılmak zorunda kalmıştı. Beş kuruşsuz, işsiz ve evsiz adeta sokakta kalan genç kadın ne hisseder ki... Duygu''nun kadın hakları savunucusu olması o günlerde başladı.
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:56