
BAHAİLERİN TÜRKİYE LİDERİ ODTÜ'YE DEKAN OLDU!..
Türkiye Bahailer Milli Ruhani Mahfili Dış İlişkiler Temsilciliği Direktörü Prof. Dr. Cüneyt Can ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı oldu. Kendilerini son din olarak gören Bahailerin Türkiye temsilcisi olan Can, ODTÜ Fizik bölümünden mezun olduktan sonra akademik kariyerini sürdürdüğü ODTÜ'de 9 yıldır Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı'nı yürütüyordu. Eski dekanın görevini bırakmak istemesi üzerine aday olan Can'ın ismi, ODTÜ rektörü Ahmet Acar tarafından birinci sırada YÖK'e gönderildi. Can'ı tanıyan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın başkanlığındaki YÖK Genel Kurulu'nca da dekan olarak atandı. Can, "Bahai olduğumu bilmeyen yoktur. İşimiz ayrı dinimiz ayrı" dedi. 162 yıl önce kurulan Bahai Dini, en hızlı yayılan dinler arasında gösteriliyor. Türkiye'de 10 binin üzerinde inananı bulunan Bahailik'te yeni bir peygamberin geleceğine inanılıyor.
BAHAİLİK NEDİR?
1800'lerde İran'da Mehdi inancının uzantısı olarak doğan bir akımdır. Kendilerini yeni din olarak tanımlarlar.Bahai Tarihi, 1844'te Bab'ın (Seyyid Ali Muhammed) yeni bir çağın gelmekte olduğunu ve yeni bir Peygamber'in geleceğini ilan etmesiyle başlar. Bahailiğin kurucusu, lakabı Bahaullah olan Mirza Hüseyin Ali'dir. 21 Nisan 1863'te Bağdat'ta sürgünde iken peygamberliğini ilan etmiştir.
Seyyid Ali Muhammed(Bab) (Bab, Arapça'da kapı demektir), kendisinin tüm Müslüman aleminin beklediği kişi olan "Kaim", "Mehdi" olduğunu 23 Mayıs 1844'te Şiraz'da ilan etti. Binlerce kişi Bab'a inanarak "Babi" oldu. Bu gelişmeler İran'da işkencelere ve baskılara yol açtı. Bab, 1850'de Tebriz şehrinde kurşuna dizildi. Birçok Babi ise yine İran'da değişik feci işkence yöntemleri ile öldürüldü. Bab'ın ölümünden sonra Babi'lere Mirza Hüseyin Ali (Bahaullah) liderlik etti. Bahaullah ve beraberindekiler İran Kaçar yönetiminin baskısıyla, Osmanlı Devleti ile yapılan görüşmeler sonunda Bağdat'a sürgün edildi. Bahaullah 1863'te burada, Bab'ın gelişini müjdelediği kişinin kendisi olduğunu ve insanlık tarihinde bütün önceki dinlerin gelmesini vaad ettiği "dünyanın bir vatan gibi olacağı, insanların artık savaş yapmayı öğrenmeyecekleri" Mehdi çağının gelmiş olduğunu ilan ederek Bahai Dini'nin yeni prensiplerini açıkladı. Bahaullah'ın hayatının 40 yılı Osmanlı İmparatorluğu topraklarında geçti. 12 Aralık 1863'te vardığı Edirne'de bu tarihten itibaren 5 yıla yakın yaşadı.
Bahai Dünya Merkezi İsrail'in Hayfa şehrindedir. 1868'ten itibaren Bahaullah ve ailesinin ve beraberindeki inananlarının o tarihte Osmanlı toprağı olan Akka Kalesine (bugün İsrail'de Akdeniz kıyısında) sürgün edilmesi ve orada ölene kadar yaşamaya devam etmesi sonrasında Akka'nın hemen yanındaki Hayfa şehri, Bahai Dünya Merkezi'nin yeri oldu. Bahailik Birleşmiş Milletler'de temsil edilmekte ve dünyadaki gayrisiyasi alanlarda sosyoekonomik projelere katkıda bulunmak için çalışmaktadır.
KURALLARI
Tüm dinlerin temeli birdir (şimdilik son din İslam ya da Bahailik değildir, gelecekte de dinler gelecektir)
İnsanlık alemi birdir
Din bilim ve akıl ile uyum içinde olmalıdır
Irksal, dinsel, etnik taassuplar terk edilmelidir
Kadın ve erkek eşittir
Genel barış için çalışılmalıdır
Eğitim zorunludur ve evrensel eğitim hedeflenmelidir
Serbest düşünce ile gerçek araştırılmalıdır
Aşırı zenginlik ve yoksulluk kaldırılmalıdır
İbadet şekli
Bahailikte dua, namaz ve oruç gibi yasalar vardır. Namaz, bireysel yapılan bir tapınmadır ve toplu namaz yoktur. 2-21 Mart tarihleri arasında Kutsal Sayı 19'dan oluşan 1 Bahai Ayı süresince oruç tutulur. Dua, namaz, oruç bireyin kendi sorumluğundadır; temel amacı yaşamı konusunda onu meditasyona yöneltmek, karakterini düzeltmesinde yol göstermektir.