Bahçeli'den Twitter'da o hayırsevere övgü

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki takipçilerine 'Size göre zengin ve yoksul kimdir?, fedakarlık nedir diye sorup; Fransa'da sıvacılık yapan Ali Dal'ın evini şehit Astsubay Üstçavuş Necdet Aydoğdu'nun ailesine bağışlamasını son zamanlardaki en anlamlı ve en gıpta edici hareket olduğunu belirtti.

Bahçeli, Fransa'da sıvacılık yapan Ali Dal'ın evini şehit Astsubay Üstçavuş Necdet Aydoğdu'nun ailesine bağışlamasının kendisini 'zengin, yoksul ve fedakarlık üzerinde düşündürdüğünü belirtip takipçileriyle şu mesajları paylaştı:
'Hepinize iyi akşamlar.
Değerli takipçilerim, bu vesileyle sizlerle dertleşmek, bazı konular ve gelişmeler hakkındaki kanaatimi paylaşmak istiyorum.
Size göre zengin kimdir? Bir an için düşünün: Parası çok olana mı, gönlü bol olana mı zengin diyeceğiz?
Malı çok olan mı, gönlü ve gözü tok olan mı servet sahibidir?
Size göre yoksul kimdir? Harcayacak parası olmayan mı, yoksa hazineler içinde yüzüp de kimseyle paylaşmayan mı yoksuldur?
Size göre fedakârlık nedir? Sürekli 'verdim, yaptım' diyerek başa kakmak mı, yoksa gönüllüce hakkından feragat edip susmak mı?
En büyük zenginlik, en büyük nimet helal kazancıyla hayır hasenatta öne geçenlerin, ipi göğüsleyenlerin hanesine yazılacaktır.
Ali Dal isimli gurbetçimizin, sahip olduğu evini şehit Astsubay Üstçavuş Necdet Aydoğdu'nun ailesine bağışlaması bana bunları düşündürdü.
Bu alicenaplık, bu özlem duyduğumuz vakar, bu örnek davranış son zamanlardaki en anlamlı, en gıpta edici harekettir.
Ali Dal Fransa'da sıvacılık yapıyormuş. Bana göre 77 milyonun vicdanını fedakârlığıyla sıvadı. Takdir ve tebrik ediyorum.
Cömertlik ihtiyacı olana karşılık beklemeden verebilmektir. Cömertlik almadan ikram etmenin yüksek terbiyesi, tadına doyum olmaz hazzıdır.
Kimisi malını, kimisi parasını, kimisi zamanını, kimisi de hayatını verir: Nitekim veren el alan elden hep üstündür.
Asıl itibar, asıl görkem, asıl gurur duyulacak tavır alın terinden, emeğinden, ekmeğinden, kısacası hakkından seve seve verebilmektir.
Kara sarayda oturmak, garibin parasıyla uçak filosu kurmak, sırça köşklere kurulup haramdan ısırmak zenginlik veya itibar değildir.
Millet parasıyla caka atmak, saltanat sürmek, har vurup harman savurmak, gösterişin dibini boylamak güçlü olmak değildir.
İtibar öyle bir haldir ki, parayla satın alınmaz, mazlumu ağlatarak oluşmaz, haksızlık, adaletsizlik ve nefret üstüne bina edilmez.
Soyguncunun itibarı çetesindedir, soylunun itibarı ise her yerdedir.
Saygınlığını kaybeden, güvenirliğini elden düşüren, yalanı meslek edinen birisi ne kendi itibarına ne de devlet itibarına bir şey katabilir.
Emanete yüz çevirene, emin olmak yerine Ehl-i Saliple ömür geçirene itibar değil, iffetsizlik yakışır.
Zenginlik ise mala ve paraya değil; insanlığın temel ve vazgeçilmez haslet ve değerleriyle iç içe geçebilmektir.
Muhabbet bağında bedel beklemeden gonca gibi açan, komşusu açken tok yatmayı aklının ucuna getirmeyen yüce gönüller manevi emniyettir.
Sizlerden ricam, bu düşüncelerim üzerine muhakeme etmeniz, Türkiye'nin bugünkü halini film şeridi gibi gözünüzün önüne getirmenizdir.'