Gündem
  • 26.11.2002 17:14

BAKAN BABASINDAN OĞLUNA NASİHAT..."OĞLUM, DOĞRU DEĞİL, DOSDOĞRU OLACAKSIN, GERİLMİŞ İP GİBİ"

KAYNAK : Haber Vitrini BİLGİN ŞAŞMAZ ANKARA - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın babası Hilmi Babacan, küçüklüğünden bu yana anne - babasının sözünden ayrılmayan bakan oğluna, "Oğlum, doğru değil, dosdoğru olacaksın. Gerilmiş ip gibi olacaksın. Hiç kimseye, en yakınımıza dahi ayrı muamele yapmayacaksın" şeklinde nasihatta bulundu. Vatandaşın aç yaşadığı bir dönemde, başörtüsünün öncelikli olarak gündeme getirilmesine karşı olduğunu belirten Baba Babacan, oğlunun, kızkardeşlerinin arkadaşları arasından uygun buldukları Güner Babacan ile görücü usulüyle evlendiğini bildirdi. Hilmi Babacan, İHA muhabirine Bakan Babacan ile ilgili özel açıklamalarda bulundu. Hilmi Babacan; ODTÜ'yü birincilikle bitirip, Fulbright bursuyla Amerika'daki yüksek lisans eğitiminin ardından görev yaptığı işyerinden teklif edilen büyük rakamlara rağmen Türkiye'ye dönen oğlu Ali Babacan için, "Amerika'nın tapusu da verilse, Ali Türkiye'ye dönüp vatanına hizmet etmekte kararlıydı" dedi. Hilmi Babacan, şirketinin ve oğlunun başarısının sırrını şöyle özetledi: "Öncelikle bir insanın iyi yetişmesi, çok iyi bir eğitim görmesi lazım. Çok iyi kurallar ve prensipler öğrenmesi lazım. Bizim işletmemiz çok büyük bir işletme değil ama çok prensipli bir işyeri. Türkiye genelinden yüzlerce firma ile çalışıyoruz. Fabrikalardan malı alıyor, perakendeci esnafa satıyoruz. Türkiye'nin hemen hemen bütün vilayet ve kazalarında müşterilerimiz vardır. Bizim en önemli özelliğimiz müşterilere eşit muamele etmemizdir. Herkes buradan bir malı aynı fiyata ve aynı vadeye alır. Müşteriler arasında ne bir tek lira, ne de bir gün farkı yoktur onun için herkes eşittir. Müşteri bilir ki; Ali Babacan A. Ş.'den mal aldığım zaman aldanmam. Mesleğimizi çok iyi bildiğimiz için biz de aldanmayız. Aldanmadan aldığımız malı, aldatmadan satarız. Bizden aldanmadan mal alan esnaf da aldığı malı kolayca satabilir. Biz de her şey yüzde 100 tam ve yasaldır. Ali burayı, kendi mesleğimizle ilgili çok güzel bir teknolojiye bağlamıştır. 40 bini geçkin çeşidimiz var, mallarımızın tamamı barkotludur. Radyo sinyalleriyle mallarımız bilgisayarlara kaydedilir. Ona göre faturaları kesilir. Eğer Ali bu işletmeyi bu düzene koymasaydı, biz burayı idare edemezdik. Ali'nin kurduğu sistem sayesinde, yokluğunun bize bir zararı olmayacak, işleri yürütebileceğiz." "AİLEDEN HİÇBİRİMİZİN SİYASETLE İLGİSİ YOKTU" Babacan, "Ali Babacan'ın gelecekle ilgili planlarında siyaset var mıydı?" sorusuna, "Aslında aileden hiçbirimizin siyasetle ilgisi yoktu. Seçim zamanı gider oyumuzu kullanırdık. Fakat Ali, AK Parti'nin kuruluş aşamasında, Parti kurucuları tarafından ısrarla çağırıldı. Biz de düşündük taşındık; 'bizim burası küçük bir işletme, burada memlekete, millete, vatana ne derecede bir hizmet olabilir?' dedik. Ali Türkiye'yi yönetecek bir mevkide olursa, bu ülkenin çok şey kazanır. Ali, buradaki prensiplere göre yetişmiştir. Bakın göreceksiniz; buranın prensiplerini, devlet yönetimine uyguladı mı, Türkiye çok kısa zamanda en ileri ülkeler düzeyine gelecektir" diye cevap verdi. Hilmi Babacan bir vatandaş olarak yeni hükümetten beklentilerini, "Önce, bir hastanın tedavisi için teşhis çok önemli. Teşhis olmazsa, tedavi olmaz. Doktor önce tahliller yaptırır, bu neticelere göre ilaç yazar. Şimdi iyi tahlil olursa, ülkenin hastalıkları teşhis edilirse, tedavisi kolay olur. Yeter ki dürüst olunsun" diye özetledi. Babacan sözlerini, "Ben Ali'ye şöyle dedim: 'Oğlum kendi şahsına ait bir tek sevap işlediğin, bir iyilik yaptığın zaman bir tane kazanırsın ama devlet için yaparsan çarpı 70 milyon. Şimdi hedef; 70 milyonun huzur ve refahı olacaktır. Türk milleti büyük bir millettir. Bu millet iyi bir idareci tarafından yönetilirse, bu ülke çok çabuk kalkınır" şeklinde sürdürdü. Bakan babası Babacan, kendisini de şu ifadelerle anlattı: "Ben Şereflikoçhisar doğumluyum. Ortaokulu burada bitirdikten sonra babam beni okutmak için işyerini Ankara'na nakletti. Lise ve üniversiteyi burada okudum. 1961 yılında İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi'ni bitirdim. İşimden de ayrılmadım. Bu işi iyi yapmak için işten ayrılmamak gerekiyor. Eğitimsiz bir ticaret adamı, işini iyi yürütemez. Kural şu: Aldanmayacaksınız, aldatmayacaksınız. Aldanmamak için mesleği iyi öğrenmek lazım. Biz kendi konumuzda, hangi malın satılacağını bilir ona göre mal alırız. Devlet adamı da böyledir, eğer işini iyi bilirse, kendi konusunda onu kimse aldatamaz. Dürüst olursa, sözünü günü gününe yerine getirirse, güven kazanırsa, dünyada sonsuz bir itibar açılır. Dürüst tüccar malı ucuz alır, dürüst hükümette gününde borçlarını öderse, hem vatandaşından güven alır, hem de dışardan güven alır. 4 çocuğum var. En büyüğü Ali, onun küçüğü 3 kızım var. Sırayla; Ali, Betül, Tuğba ve Merve. Bunların dördü de Ankara TED Koleji mezunu. Betül de Ali gibi ODTÜ mezunu. Betül bilgisayar mühendisi, evli. İkinci kızım Tuğba da ODTÜ mezunu. Gıda mühendisi o da evli. En küçük kızım Merve ise doktor. Ankara Üniversitesi Mezunu. Şimdi Ankara Numune Hastanesi'nde doktor." "MAAŞININ TAMAMINI TSK VAKFI'NA BAĞIŞLADI "Ali Babacan'ın ticarete atılması nasıl oldu?" sorusunu Hilmi Babacan, "O küçük yaştan beri bu havayı teneffüs etti" diye yanıtladıktan sonra, "Bir işletme devlet yönetimine çok benzer. Yalnızca rakamları küçüktür. Ama önemli olan prensiplerdir. Prensip kazanmaktır. Ali, burada çok dürüst yetişti. Buranın kurallarını aldı. İnşallah bu kurallarla devlet yönetildiği zaman, devletimiz de çok üstün başarılara ulaşacaktır" yorumunda bulundu. Baba Babacan, "Ali Babacan, bugün için Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı. Bakan olmasaydı ne olurdu?" şeklindeki soru üzerine, "Ne iş verilse onu başarıyla yapardı. Zaten Amerika'dan döndükten sonra kendi işimizde çalışıyordu. Bir ara, Büyükşehir Belediyesi'ne yardımcı oldu. Buradan hiç maaş almadı. Ali, kendisine tahakkuk eden maaşı, Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı'na bağışladı. Bu nedenle kendisine madalya verdiler" dedi. Hilmi Babacan, oğlu Ali Babacan'ın çocukluğunu, "Burada yetişmesine göre, temiz, dürüst, intizamlıydı. Derslerine muntazam, günü gününe çalışır, hocalarını iyi dinlerdi. Başarılı bir öğrenciydi" diye özetledi. Bakan Babacan'la ilgili anıları sorulduğunda Hilmi Babacan şunları söyledi: "Unutamadığım 2 anım var. Birincisi; Ali 7 - 8 yaşlarındayken. Ali, çocuklarla sokakta oynamak için annesinden izin istiyor. Annesi de, 'Olur izin veririm ama bizim bina tarafında oynayacaksın, yolun karşısına geçmeyeceksin' diyor. Ali 'Peki anneciğim' diye cevap veriyor. Aşağıya iniyor, oynamaya başlıyor. Birazdan, arkadaşları yolun karşısına geçiyorlar. Ali orada kalıyor. 'Annem müsaade etmedi, ben o tarafa geçemem' diyor. İşte itaat burada başlıyor. Anne babaya itaatı öğrenen, kanuna da itaat etmeyi bilir, kanunu çiğnemez. İkincisi; Ali, liseyi bitirdikten sonra bir araba aldım. Okula gidip gelsin diye. 4 yıl o arabayı kullandı. Okuluna muntazam gitti geldi. Bir gün, bizim personelimiz Kızılcahamam'da piknik yapmaya gidecekti. Bizim personelle birlikte şirketin ve Ali'nin arabasıyla Kızılcahamam'a gidiyorlar. Ben 90'ı geçmeyeceksin diye tembih etmiştin. Yolda arkadaşlar, 'hadi bastır da arabanı bir görelim' diyorlar. Ali, 90'ı geçmiyor." Anne babasının sözünden dışarı çıkmayan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'a baba Babacan, "Oğlum, doğru değil, dosdoğru olacaksın. Gerilmiş ip gibi. Bütün vatandaşlara eşit muamele yapacaksın" diye tembih etmeyi ihmal etmedi. Babacan oğluna nasihatlarını, "Hiç kimseye, en yakınımıza dahi ayrı muamele yapmayacaksın. Hedef Türkiye'nin tamamı. Eğer yakınlarımız, eşlerimiz, dostlarımız korunacak olursa bu ülke olmaz. Kim neyi hak ediyorsa ona o hakkı verilecek" sürdürdü. "BAŞÖRTÜSÜNDEN ÖNCELİKLİ İŞLERİMİZ VAR" Beklentileri sorulduğunda Hilmi Babacan, Türkiye'de, 8 - 10 milyon vatandaşın açlık sınırının altında yaşadığını hatırlatarak, "Bu çok önemli bir konu. Onlar bizim vatandaşımız. Bu ülkede aç kimse kalmamalı. En az geliri olanın, ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde para kazanması lazım. İşsizliğin bitmesi lazım. Bugün, sermaye sahipleri, hükümete, devlete güven olmadığı için yatırım yapmıyor. Türkiye'de yastık altında muazzam para var. Güven olduğu zaman bu paralar yatırıma dönüşecek. Yatırım olduğu zaman üretim artacak. Üretim demek, istihdam demektir. Böyle olunca da herkes mutlu olacaktır. İnşallah ülkenin durumu kısa zamanda düzelecektir" ifadesini kullandı. Baba Babacan, Cumhurbaşkanı Sezer'in açıklamaları hatırlatılıp, "Başörtüye yaklaşımınız nedir?" diye sorulduğunda, "Benim düşünceme göre; öyle şekil üzerinde durmak doğru değil. Daha öncelikli işlerimiz var. Mesela, bir vatandaş evinde aç yaşıyorsa, başörtüsünün öncelikle gündeme getirilmesine karşıyım. O konular, kişilerin özel yaşantısıdır. Nasıl istiyorsa öyle yaparlar. Ama şu anda ülkede yapılması gereken, ekonomik tedbirler alınarak vatandaşın durumunun düzeltilmesidir. Onlar teferruat" diye görüş bildirdi. Oğlunun, Amerika'dayken sporla ilgilendiğini de sözlerine ekleyen Babacan, "Ali, iyi kayak yapar, iyi yüzer. Golf oynar. Şu an spora ayıracak pek zaman bulamıyor ama sabahları evindeki koşubandıyla biraz koşuyor sanırım" diye konuştu. Hilmi Babacan, oğlunun evliliğini ise şöyle anlattı: "Amerika'dan dönünce Ali'nin kız kardeşleri, kendi arkadaşlarının arasından birini belirlediler ve 'Ağabeyciğim, şu kız senin için uygundur' dediler. Biz de Allah'ın emriyle istedik. İstediğimiz gün de kabul edildi. Evlendi. Eşi Hacettepe Üniversitesi mezunu. İngilizce mütercim tercüman. Evde çeviriler yapıyor. 6 yaşında bir torunumuz var. Kardeşleri, Ali'nin kendi karakterini ve nasıl birini istediğini bildikleri için mevcutların içinde sana bu uygun dediler. Biz de görücü usulüyle gittik, baktık ve beğendik. Eşi, evlendiğinde başörtülüydü. Torunu Mustafa Kerem'in 3-4 yaşındayken okuma-yazmayı öğrendiğini dile getiren Babacan, "İlkokula başladı. Ansiklopedilere meraklı. Mükemmel bir şekilde okuyup yazıyor" şeklinde konuştu. Hilmi Babacan, vergi oranlarının yüksekliğinin, tahsilat konusunda caydırıcı etkiye yol açtığını vurgulayarak, vergi oranlarının aşağı çekilip, tabana yayılması gerektiğini kaydetti. Babacan, bu sayede vergi tahsilatında büyük ölçüde bir sıçrama gerçekleşeceğini öne sürdü. Ali Babacan'ın bu yönde girişimde bulunacağını da ifade etti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:46

İLGİLİ HABERLER