"Barajın önünü çaputla tıkayamazsınız"
ANKARA - Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, hangi yönetim, hangi siyasal düşünce olursa olsun, suçu gizleyeceği, suç işleyeni koruyacağı veya suçu kapatacağı endişesini taşımadığını belirterek, ''Varsa zaten sistem buna izin vermez. Siz barajın önünü çaputla tıkayamazsınız. Bir şekilde patlak verir. Benim böyle bir endişem yok. Hukuk devletiyiz. Bir taraftan patlak verir. Hiç bir endişe duymuyorum'' dedi.
Karakullukçu, Danıştay'ın yeni binasına taşınması nedeniyle Genel Sekreter Mustafa Kökçam ve genel sekreter yardımcılarıyla basın toplantısı düzenledi.
Danıştay'ın yeni hizmet binasına taşınma işlemlerinin tamamlandığını, bu toplantının resmi bir açılış olmadığını belirten Karakullukçu, yeni binayı tanıtmak amacıyla toplantıyı düzenlediklerini, resmi açılışı daha sonra yapacaklarını söyledi.
Hakim ve savcıların kendilerine yakışır fiziki bir ortama kavuştuğunu belirten Karakullukçu, bina hakkında teknik bilgiler de verdi. Karakullukçu, Danıştay'ın her üyesi, tetkik hakimleri ve savcıları için yeni binada ayrı ayrı modern odalar bulunduğunu kaydetti.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Karakullukçu, Danıştay'ın eski ek binasında bir üyenin odasında taşınma işlemleri sırasında dinleme cihazı bulunduğunun hatırlatılması ve bu konuda yeni binada önlem alınıp alınmadığının sorulması üzerine, ''Bu çok ciddi ve canımı çok sıkan bir konu. Masum bir kişiyi hiç bir şey yokken dinlemeye kalkarsanız bu bir suç. Cezasız kalmaması lazım'' diye konuştu.
Eski binada güvenlik kontrollerinin, kamera sistemlerinin, fiziki şartların yeterli olmadığını, bu binada böyle bir sorun yaşamayacaklarını kaydeden Karakullukçu, ''Bana o zaman da 'böcek' diye sordunuz. Ben tavırları rahat, farklı bir adamım. 'Böcek' deyince verilecek ciddi cevaplar var ama 'ilaçlarız' dedim. Şimdi de Tarım Bakanlığının tam yanındayız, bol bol ilaç var. Öyle bir endişemiz yok. Dinlenmekten rahatsız değiliz. Ama yapılan insan haklarına ve yasalara aykırı olduğu için karşıyız'' dedi.
Kamu görevlilerinin görevlerinden dolayı suçlarda yargılanmalarının idarenin iznine bağlanmasıyla ilgili soruları da yanıtlayan Karakullukçu, mevcut kanunlarda izin sisteminin zaten bulunduğunu, soruşturma izinleriyle ilgili itirazların da Danıştay 1. Dairesinde ele alındığını hatırlatarak, ''Kurumun amiri kimse, görevle ilgili suçlarda takdir hakkı onundur'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun Hrant Dink cinayetiyle ilgili raporunda ''izin sistemini kamu görevlilerinin yargıdan kaçırılması, suçun kapatılması şeklinde kullanıldığı'' yönünde tespitler bulunduğunun hatırlatılması ve ''Raporda bir reform önerisi de var. Bu tespitlere katılır mısınız-'' sorusu üzerine Karakullukçu, hiç bir idarenin mevcut bir suçu gizleyeceğine veya kapatacağına inanmadığını söyledi.
Hüseyin Karakullukçu, şöyle devam etti:
''Hangi yönetim, hangi siyasal düşünce olursa olsun, suçu gizleyeceği, suç işleyeni koruyacağı veya suçu kapatacağı endişesini taşımıyorum. Varsa zaten sistem buna izin vermez. Siz barajın önünü çaputla tıkayamazsınız. Bir şekilde patlak verir. Benim böyle bir endişem yok. Hukuk devletiyiz. Bir taraftan patlak verir. Hiç bir endişe duymuyorum. Yetkili kurum, yetkili makam suç işleyeni korumaz ki.
Gerekirse, bir reform yapılacaksa buna hukuken engel bir şey yok. Ama sistemde bir tıkanıklık varsa reform olmaksızın da düzeltilir. Ben şunu kabul etmiyorum; idare açısından söyledim zaten Danıştay açısından bir sorunumuz yok, hiç bir bakan, hiç bir vali, sever, kollar mutlaka ama suçu kapatamaz. Sistem buna kendi içinde mani olur. Basın, halk, yargı mani olur. Bir şekilde ortaya çıkar. Kaldıralım mı izin sistemini- İzin sistemini kaldırırsak şikayet edin bizi, gerçi bizim ayrı kanunumuz var ama gidin karakola veya savcılığa, çağırsınlar bizi, annenin adı, babanın adı falan diye bunlarla mı uğraşalım yoksa burada işlerle mi uğraşalım- İzin sistemi bizim memleketimize lazım. Yoksa biz şikayet etmeyi severiz. Durup dururken niye şikayet etsin gerçi ama vardır vatandaşın bir rahatsızlığı ama... Varsa reform niteliğinde yapılacak olan yasama organlarımız var, idaremiz, yürütmemiz var, bize de ne görev düşüyorsa yaparız.''
