Gündem
  • 28.1.2005 15:58

BAŞBAKAN ERDOĞAN: BİR HIRİSTİYANIN SİYASET YAPMASI NE KADAR ONUN HAKKIYSA BİR MÜSLÜMAN OLARAK DA BENİM SİYASET YAPMAK O KADAR HAKKIMDIR

MUSTAFA ÖZBEK DAVOS - Davos''taki Dünya Ekonomik Forumu''nda gösterilen özel ilgi nedeniyle Türkiye oturumu düzenlendi. Toplantıya Devlet Bakanı Ali Babacan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, yerli ve yabancı gazeteciler ile özel konuklar katıldı. ''Laik Hilal''in Geleceği'' isimli Türkiye toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, toplantıya katılanlara Türkiye ile ilgili laiklik, siyaset ve ekonomik gelişmeler konusunda bilgi verdi. Klasik anlamda laikliğin din ile devlet işlerinin birbirlerinden ayrılması şeklinde tarif edildiğine değinen Erdoğan, ''''Ancak dünyada gerek kıtalar ve ülkeler arasında bunun uygulamasına baktığımızda bunun birçok farklılıklarını görürüz. Avrupa''da, İngiltere, ABD''de farklı uygulamalara şahit olmak mümkün. Bizler bu noktada laikliğin gerçekten adeta ortalamasını almış bir ülke olarak 1982 Anayasası''ndaki tanıma uygun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dolayısıyla gelecekte bu şöyle olacak, böyle olacak gibi tespitlerde bulunmak önyargıdan başka bir şey değildir. Biz buna niyet okumak diyoruz, kimsenin niyet okumaya hakkı yoktur. Yaptıklarımıza ve yapılanlara bakalım'''' dedi. Bir siyasi lider olarak kendi şahsında bu konuda bir ikilem yaşamadığını, Müslüman olduğunu ve dindar olmanın gayreti içerisinde olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''''Bir Hıristiyanın siyaset yapması ne kadar onun hakkıysa bir Müslüman olarak da benim siyaset yapmak o kadar hakkımdır. Ben Hıristiyan siyasiler arasında herhangi bir değerlendirme yapma hakkını kendimde bulamıyorum. Ben bulamadığıma göre aynı şekilde onlar da bizim aramızda böyle bir değerlendirme yapma hakkını kendilerinde bulamazlar'''' diye konuştu. Kendilerinin bir değerler dünyasını kurma gayreti içerisinde bulunduklarına işaret eden Erdoğan, Hıristiyanı, Müslümanı, ateisti, Musevisi ile herkesin çeşitli uluslararası oluşumlarda nasıl bir arada olup birbirine nasıl saygı gösteriyorsa, bunu insanlar arasında da başarmanın gayretinde olmak gerektiğine dikkat çekti. Dünyanın şu anda barışın küreselleşmesi ya da terörün küreselleşmesiyle karşı karşıya bulunduğunu belirten Erdoğan, ''''Bu durumda ya terörün küreselleşmesine seyirci kalacağız ya da barışın küreselleşmesi için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Burada yoksul Afrika''yı, yoksul ülkeleri konuşuyoruz. Terörle mücadele edebilmek için 100 milyarlarca doları harcayan dünya, acaba barışı çözmüş olsa bu yoksul ülkelere bu parayı harcadığı anda bu yoksulluğu konuşur muyduk? Bu konuda öyle zannediyorum ki düşünüp iyi müzakere etmemiz lazım. Dindar olmaktan korkmayalım, aşırılıktan korkalım. Her düşüncede aşırılık zararlıdır, orta olan en güzelidir'''' ifadelerini kullandı. Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:58

İLGİLİ HABERLER