Medya
  • 27.3.2002 01:13

BASIN KONSEYİ RAPORU: 15 GAZETECİ HAPİSTE !

KAYNAK : Haber Vitrini İSTANBUL- Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi 2001 yılı son günü itibariyle hapiste toplam 15 gazetecinin olduğunu tesbit ettiklerini ve bu isimlerden sadece Fikret Başkaya’nın gazetecilikten dolayı hapiste bulunduğunu, 4 gazetecinin durumunun ise tartışmalı olduğunu açıkladı. Oktay Ekşi şu açıklamayı yaptı. “Bu yılın ilk günü itibariyle hapishanelerde “gazeteci” sıfatı taşıyan yahut taşıdığını iddia eden 15 kişinin var olduğunu saptayabildik. Bunlardan ayrı olarak isimlerini bildiğimiz ama haklarında bilgi alamadığımız 11 kişi daha var. Sözlerimin başında Ali Rıza Demir, Celal Bayam (Bayram?), Hamit Baldemir, Mehmet Bahri Kurt, Mehmet Yaman, Meral Kıdır, Ömer Yıldırım, Sezgin Çelik, Şengül Akkurt, Tülin Soyhan ve Uğur Türkmen isimli bu kişilere ve listelerimizde ismi olmayan ama “gazetecilik” nedeniyle hapse atıldığını ileri sürenlere çağrıda bulunuyorum... Ya kendileri veya avukatları aracılığıyla Basın Konseyi’ne durumları hakkında bilgi iletsinler. Yeterli bilgi edinirsek bu raporumuzu yenileriz. Bizim saptayabildiğimize göre “gazeteci” sıfatını taşıyan ve 1 Ocak 2002 tarihi itibariyle hapishanede bulunanlar şunlar: 1- Asiye Güzel Zeybek 2- Fatma Bilgin 3- Faruk Demirel 4- Fikret Başkaya 5- Hasan Hüseyin Ebem 6- Hasan Özgün 7- Kemal Evcimen 8- Mehmet Kutlular (TAHLİYE EDİLDİ) 9- Mehmet Tari 10-Mustafa Benli 11-Nurettin Şirin 12-Özgür Çelik 13-Sadık Çelik 14-Serdar (Serdal) Gelir 15-Süleyman Altun Raporda görüleceği gibi, bu isimlerden: FİKRET BAŞKAYA bir gazetede yayınlanan makalesiyle Terörle Mücadele Yasasının 8’inci maddesini ihlal ettiği için 16 ay hapse mahkum olmuş ve hükmün infazına başlanmıştır. Diğer isimler yani: 1) KEMAL EVCİMEN 2) MUSTAFA BENLİ 3) NURETTİN ŞİRİN 4) SADIK ÇELİK hakkında genelde bir terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle çok uzun süreli hapis cezası verilmiştir. Basın Konseyi’nin kanaatine göre, eldeki bilgiler Kemal Evcimen, Mustafa Benli, Nurettin Şirin ve Sadık Çelik’in aslında “gazetecilik” eylem ve işlevi içinde kalan nedenlerle yargılandıkları ancak “terör örgütü üyesi” oldukları gerekçesiyle mahkum edildikleri şeklindedir. O nedenle yasal olanak bulunsa ve bu isimler tekrar yargılansalar çok daha iyi olur. Özetle söylemek gerekirse Basın Konseyi’nin çalışmasına göre 1 Ocak 2002 tarihi itibariyle (Mehmet Kutlular 21 Şubat 2002 tarihinde tahliye edildiği için artık onu saymıyoruz) hapishanede bulunan gazeteci/yazar sadece Fikret Başkaya’dır. Mevcut bilgilerle, diğer 4 isim hakkında net bir kanaat söylemek mümkün değildir.” BASIN KONSEYİ’NİN 2001 HAPİSTEKİ GAZETECİLER RAPORUNUN AYRINTILARI BAŞKA NEDENLE VEYA GAZETECİLİK GÖREVİNE İLİŞKİN BİR SUÇ NEDENİYLE HAPİSHANEDE BULUNAN GAZETECİLER HAKKINDA RAPOR Oktay Ekşi 1- ASİYE GÜZEL ZEYBEK Baba adı: Yaşar, annesi: Bahar. İkametgah adresi: İstanbul, Bayrampaşa, Yıldırım Mahallesi Millet caddesi No:117/3. Halen Gebze Özel Tip Cezaevindedir. Dava dosyasında bulunan ve Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 tarihindeki duruma ilişkin raporunda da verilen bilgilere göre, 1991’de tanıştığı Nabi Kımran’ın telkiniyle önce “Militan Gençlik” isimli örgüte katılmış daha sonra (1995’de) MKLP /K isimli örgütün Tuzla Komitesini oluşturmuş ve Komite Sorumluluğunu üstlenmiştir. Burada “Atılım” isimli dergiyi dağıttırmış, 1 Mayıs 1996 tarihinde Kadıköy’de yapılan –ve büyük maddi hasara yol açan- mitinge katılmıştır. Kardeşi Duygu Zeybek’in nüfus Cüzdanına kendi resmini yapıştırıp sahte kimlikle dolaşmıştır. Asiye Güzel Zeybek, DGM’deki duruşmasında “gözaltında kaldığı sırada insanlık dışı saldırılara maruz kaldığını ve tecavüze uğradığını” söyledi, kendisine yapılan işkenceleri anlattı. Basın Konseyi kendi işlevi içine girmeyen bu konuyu kaydetmeyi ve sorumlular hakkında gerekli işlemin yapılmasını istemeyi insani görev saydı. DEĞERLENDİRME: ELDEKİ BİLGİLER GAZETECİLİKLE İLGİLİ BİR SUÇTAN DEĞİL, YASA DIŞI BİR ÖRGÜTÜN ÜYESİ OLARAK YAPTIĞI EYLEMLERDEN DOLAYI CEZAEVİNDE OLDUĞUNU ORTAYA KOYMAKTADIR. O NEDENLE BASIN KONSEYİNİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. FATMA BİLGİN: Baba adı: Muti, annesi:Hayriye. İkametgah adresi: Antakya, Kuzeytepe Köyü, Hatay. Halen (13.2.2002) Malatya E Tipi cezaevinde. İşi: Emperyalizm ve Oligarşiye Karşı Kurtuluş Gazetesi Muhabiri. Halen Malatya E tipi cezaevindedir. Basın Konseyi’nin 1.Ocak.1999 itibariyle (1998 yılında) hapishanede bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilerle ilgili raporundaki bilgiler 1 Ocak 2002 itibariyle geçerlidir. Orada verilen bilgiler aşağıdadır: 1- Adalet Bakanlığından edinilen dosyadaki bilgi: a-“22 Ekim 1994 tarihinde DHKP-C bayrağının Antakya-Kuzeytepe Beldesi’ndeki DYP binasında bulunan parti bayrağı yerine DHKP-C bayrağı çekme, ayrıca yol üzerindeki köprünün korkuluk demirlerine “DEVRİMCİ SOL, DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ PARTİSİDİR- DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ CEPHESİ” ibareli pankart asma, bundan 1 hafta sonra da Kuzeytepe İlköğretim Okulu duvarına “DURSUN KARATAŞ SERBEST BIRAKILSIN. YALNIZ DEĞİLSİN-DHG” ibareli yazı yazma,” b-“ 13 Temmuz 1995 tarihinde “BUNDAN BÖYLE HER TEMMUZUN 12’SİNDE KARANLIĞIN CELLATLARI AĞLAYACAK BU ÜLKEDE!- DEVRİMCİ HALK GÜÇLERİ” ibareli pankartın Antakya Sümer Mahallesindeki Nevzat Şahin Anadolu Lisesi’nin duvarına asılması olayına katılma,” c-“27 Ekim 1995 tarihinde Antakya Kuzeytepe Beldesi Belediye Başkanının evinin duvarına sprey boya ile, “UYARI! İŞBİRLİKÇİLİKTEN VAZ GEÇİN” ibaresinin yazılması, duvarın üzerindeki dikenli çite, DHKP-C bayrağının asılması ve Belediye Başkanının otomobil camının kırılarak, içine Molotof Kokteyli atılarak hasara uğratılması,” d-“11 Aralık 1995 günü saat 00.30 sularında Antakya il merkezindeki Şehoğlu (Şehroğlu?) Ticaret A.Ş.’ye ait TOYOTO bayiliğine, DÜZGÜN TEKİN’İ KAÇIRANLAR BUNUN BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEKLER- DHKP-C” ibareli pankart asılması ve içeriye Molotof Kokteyli atılması olaylarına katılmıştır. Özellikle son olaydaki rolü, öteki sanıklar Kemal Şehoğlu, Cemil Yalçın, Nureddin Arslan, Sibel Köse ve Oktay Bilgin’in beyanları, ayrıca yakalama- olay tespit ve yer gösterme tutanakları, sanıklar Fatma Bilgin ve Semiha Topal’ın yalnız başlarına yakalandıkları Sibel Köse’nin evinde, vitrin arkasında ele geçen negatif fotoğraf filmleri ile ondan elde edilen fotoğraflar (...)ile anlaşılmıştır.” Fatma Bilgin, 22 Ekim 1994 tarihli olay hakkında jandarmaya ifade vermeyi reddetmiştir. Keza 27 Ekim 1995 tarihinde Belediye Başkanının evine yazı yazılması, arabasının hasara uğratılması ve TOYOTO bayiliğiyle ilgili olaya karıştığı iddialarını da kabul etmemiştir. Bununla birlikte Malatya 2 No’lu DGM, Fatma Bilgin’in “yasa dışı silahlı çetenin sair efradı” olduğunun kesin olarak ortaya çıktığı sonucuna varmış ve kendisini 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum etmiştir. DEĞERLENDİRME: BASIN KONSEYİ FATMA BİLGİN’İN “YASA DIŞI ÇETE ÜYESİ” OLDUĞU VE MAHKUMİYETİNİN GAZETECİLİKLE İLGİSİ BULUNMADIĞI İNANCINDADIR. O NEDENLE BİLGİN’İN DURUMU, BASIN KONSEYİ’NİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. FARUK DEMİREL Baba adı: Mustafa, annesi: Emine. İkametgah adresi: Çakır Mahallesi İstasyon caddesi No:75/4 Sandıklı. Faruk Demirel’le ilgili suçlama ve aldığı 6 yıl hapis cezasına ilişkin mahkumiyet, bir kooperatif için kendisine verilen “aidat”ı kooperatife yatırmayıp zimmetine geçirmekle ilgilidir. Konunun gazetecilikle ilgisi yoktur. DEĞERLENDİRME: OLAYIN AÇIKÇA GÖSTERDİĞİ GİBİ KONU BASIN KONSEYİNİN İLGİ ALANININ DIŞINDADIR. FİKRET BAŞKAYA: Eldeki bilgilere göre Fikret Başkaya Özgür Bakış isimli gazetede 1 Haziran 1999 tarihinde yayınlanan “Tarihi Süreç Bu mu?” başlıklı makalesiyle “bölücülük propagandası” yaptığı gerekçesiyle Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından Terörle Mücadele Yasasının 8’nci maddesini ihlal ettiği için 16 ay hapse mahkum edilmiş ve cezası Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Başkaya halen Kalecik Cezaevindedir. DEĞERLENDİRME: FİKRET BAŞKAYA “GAZETECİLİK İŞLEVİ” İÇİNDE KALAN BİR NEDENLE HAPİSHANEDEDİR. O NEDENLE BASIN KONSEYİ’NİN İLGİ ALANI İÇİNDEDİR. HASAN HÜSEYİN EBEM: Baba adı: Selahattin, annesi:Halise. İkametgah adresi: Bağlar Kaynartepe mahallesi, Diyarbakır. Şimdiki (13.2.2002 itibariyle) Durumu: Gaziantep Özel Tip cezaevinde. Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 tarihi itibariyle (2000 yılında) hapishanede bulunan gazeteci sıfatlı kişilerle ilgili raporunda verilen bilgi şöyledir: “Ebem, 1972 yılından 1990 yılına kadar Özgür Halk dergisinin Diyarbakır temsilciliğini yaptığını, 1993 Nisan ayında örgüte katıldığını, 02.Haziran 1993 tarihinde Lice-Bingöl karayolunu keserek halka örgüt adına propaganda yaptığını, yolcu otobüsünü ateşe verdiğini emniyetteki ifadesinde ikrar, mahkemede ise inkar etmiştir. Ebem neticede bu suçlardan 17 yıl 6 ay ağır hapse, ayrıca bir düğünde PKK lehine propaganda yapmak suçundan 11 ay hapse mahkum edilmiştir. Eldeki bilgiye göre Gaziantep Özel Tip cezaevindedir.” Bu bilgiler halen geçerlidir. DEĞERLENDİRME: ELDEKİ BİLGİLER YASA DIŞI BİR ÖRGÜT ÜYESİ OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR. O NEDENLE KONSEYİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. HASAN ÖZGÜN: Babası: Şayhmus, annesi:Sayati. Adresi: Diyarbakır Hasırlı mahallesi Sağlı Geçidi No:11. Halen Aydın E Tipi cezaevindedir. Hapishanede bulunan “Gazeteci” sıfatlı kişilerle ilgili raporlarda 1994 yılından beri adı geçen Hasan Özgün, hakkındaki bilgiler ve Basın Konseyi’nin raporlarındaki kanaatler geçerliğini korumaktadır. Nitekim 1 Ocak 2001 tarihi itibariyle (2000 yılı içinde) hapishanede bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilerle ilgili olarak Basın Konseyi’nin açıkladığı raporda Hasan Özgün hakkında şöyle denilmektedir: “Hasan Özgün, Özgür Gündem gazetesi Diyarbakır temsilcisi iken sadece PKK yanlısı haberler yayınlamakla kalmadığını, PKK mensuplarıyla aileleri arasında haberleşme sağladığını, örgüt adına topladığı bilgileri PKK’ya rapor ettiğini, örgüte doktor, ilaç ve tıbbi malzeme sağladığını, İnsan Hakları Derneği’nden gelen parayı örgütün propagandasını yaptırmak amacıyla dağıttığını önce itiraf sonra inkar etmiştir. Neticede 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum edilmiştir. Aydın cezaevinde olduğu bilinmektedir.” DEĞERLENDİRME: ELDEKİ BİLGİLER YASA DIŞI BİR ÖRGÜT ÜYESİ OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR. O NEDENLE KONSEYİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. KEMAL EVCİMEN: Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 tarihi itibariyle (2000 yılı içinde) hapishanede bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilere ilişkin 17 Mart 2001 tarihli raporunda Kemal Evcimen hakkında şu bilgi verilmektedir: “Baba adı: Kasım, annesi: Zekine. İkametgah adresi belli değil. Vekili: İstanbul Barosu avukatlarından Zeki Rüzgar ile Erzincan Barosu’ndan Zülfü Öztürk. Özgür Karadeniz gazetesi mensubu olduğunu bildiren Kemal Evcimen’in “basın yoluyla yasa dışı silahlı örgüt propagandası yapmak” suçundan hakkında dava açılmış, ayrıca DHKP/C’nin Trabzon Basın-Yayın sorumlusu olarak faaliyet gösterdiği, kiraladığı evde örgütsel toplantı ve çalışmalar yaptığı, evinde yasaklanmış yayınlar ve “ruhsatsız tabanca mermisi (!?)” bulunduğu iddiasıyla “silahlı çetede özel görevli olmak” suçunu işlediği gerekçesiyle 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum edilmiştir. Ancak Evcimen hakkındaki hükme, kararı veren mahkeme üyelerinden biri “Sanık Kemal’in birkaç kez gazete çıkartmaktan ve burada TCK’nın 312. maddesinde yazılı suçu işlemekten ibaret olan fiilinin, örgüt üyeliğinin kanıtlanması ile bir arada düşünülemeyeceği, aksi halde TCK 312’nci maddesinin ya da 169’uncu maddesinin bütün ihlallerinde 168’nci maddenin kabulü yolunun kendiliğinden açılması sonucuna varılacağı” gerekçesiyle muhalif kalmıştır. Kemal Evcimen halen Sincan F Tipi cezaevindedir.” Evcimen hakkında 2001 sonu itibariyle yeni bir bilgi edinilememiştir. O nedenle durumu Basın Konseyi’nin “ilgi alanı” içindedir. DEĞERLENDİRME: ELDEKİ BİLGİLER YASA DIŞI BİR ÖRGÜT ÜYESİ OLDUĞUNDAN ÇOK, GAZETECİLİK İŞLEVİ NEDENİYLE HAPSE MAHKUM EDİLDİĞİ İZLENİMİNİ VERMEKTEDİR. O NEDENLE KONSEYİN İLGİ ALANI İÇİNDEDİR. MEHMET KUTLULAR: Baba adı: Bilal, annesi: Emine Elmas. İkametgah adresi: Marmara evleri, C Blok, Daire:17, Büyük Çekmece İstanbul. Yeni Asya Gazetesi sahibi Mehmet Kutlular, 10 Ekim 1999 tarihinde, Ankara Kocatepe Camiinde Said-i Nursi için okunan Mevlid bittiken sonra camiye gelen basın mensuplarına, Mahkemenin Gerekçeli Kararında ifade edildiğine göre: “Depremde kayıp veren donanmamızın üssü olan Gölcük’te bir takım hareketlerin yapıldığını, bu sebeple depremin merkezinin Gölcük Deniz Üssü olduğunu, 28 Şubat (1997) ile ilgili planlamaların Deniz Kuvvetlerinde, Kuvvet Komutanı Güven Erkaya başkanlığında yapıldığını, başörtülü olan insanlara başörtüsünü çıkarmalarının söylendiğini, bunlar için İlahi bir ikaz sayılan Depremin olduğunu belirterek sanığın bütün bu konuşma ve dağıttığı kitapçıkla ve medyaya bu şekilde vermiş olduğu beyanatla halkı, din farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçunu işlediği” iddiasıyla yargılanmış ve neticede 1 yıl hapis ve 100 bin Tl. ağır para cezasına çarptırılmıştır. Ancak bu suçu “basın yoluyla (da?) işlemiş olduğu” gerekçesiyle cezası artırılarak netice olarak 2 yıl bir gün hapis ve 352 bin Tl. para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. <>DEĞERLENDİRME: 21 Şubat 2002’de tahliye edildi). MEHMET TARİ: Baba adı: Abdülhalim, annesi: Medine. İkametgah adresi: Esendere 52/116 Sokak No:1 İzmir. Halen Bursa Özel Tip Cezaevindedir. Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2000 tarihi itibariyle (1999 yılı içinde) hapishanede bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilere ilişkin raporunda Mehmet Tari’nin “Yasa dışı örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılanarak İzmir DGM’nin 19 Aralık 1995 gün ve 1994/312 Esas, 1995/286 sayılı kararıyla 3713 sayılı Kanunun 5. Ve TCK’nun 59.maddeleri uyarınca neticeten 18 yıl 9 ay ağır hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu cezanın Yargıtay 9.Ceza Dairesinin 15 Eylül 1997 tarih ve 1997/1116-4779 sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği” ifade edilmiştir. Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 itibariyle yani 2000 yılı içinde hapishanede bulunan “gazeteci”lerle ilgili raporunda da Mehmet Tari ile ilgili şu bilgi vardır: “Kendisini “Yeni Ülke gazetesi genel muhabiri” olarak tanıtan Mehmet Tari ile ilgili dosyada, 1990 yılında PKK’ya girdiği, 1991 yılında PKK Ege Sorumlusu Kasım Karataş başkanlığında Mehmet Akgül, Bedran kod adlı Selahattin Mete ile Bölge Toplantısı yaptığı ve ardından PKK adına yoğun faaliyette bulunduğu bildirilmektedir. Kendisinin bu faaliyetlerini açıklamak için “Kürtlerin yaşayış tarzını araştırdığını” söylemesinin inandırıcı değildir. Nitekim bir arkadaşının evine silah saklaması, kendisine ait çantalardan çıkan ERNK belgelerinin kime ait olduğunu bilmediğini söylemesi de bu türdendir.” DEĞERLENDİRME: HAKKINDA TOPLANABİLEN BİLGİLER IŞIĞINDA, DURUMU BASIN KONSEYİ’NİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. MUSTAFA BENLİ: Baba adı: Musafa, annesi: Necmiye. İkametgah adresi: Çorum, Kale Mahallesi Merak Sokak No:10. Vekili:Ankara Barosu avukatlarından Hasan Erdoğan ve Mehmet Tanzi. Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 itibariyle (2000 yılı içinde) Hapiste bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilerle ilgili raporunda Mustafa Benli hakkında verilen bilgi şöyledir: “Hedef”, “Liseli Arkadaş” ve “Alevi Halk Gerçeği” dergilerinin mensubu olduğunu iddia eden Mustafa Benli’nin 1 Mayıs 1997’de Çorum’da yapılan yürüyüşe katılarak TDP? Grubunu idare ettiği, bu sırada örgütün “Birlik-Mücadele-Zafer!” şeklindeki sloganının atıldığı, Sivas kırsalında ölen terörist Ertan Yeldiren’i anma toplantısı düzenlediği, dosyada ileri sürülmektedir. Yargı bu ve benzeri eylemleri “yasa dışı silahlı örgüt üyesi” sayılmak için yeterli saymış ve sonuç olarak 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum etmiştir. Mahkeme kararında ayrıca Benli’nin kendisine ”yüklenen suçu basın yoluyla işlemiş olduğunu” kabul etmiştir. Bu durumda Mustafa Benli’nin “gazetecilik” işleviyle ilgili bir suçtan hapishanede olduğu tartışmasız hale gelmiştir. DEĞERLENDİRME: MUSTAFA BENLİ “GAZETECİLİK”LE İLGİLİ BİR SUÇTAN DOLAYI HAPİSHANEDEDİR. O NEDENLE DURUMU BASIN KONSEYİNİN İLGİ ALANI İÇİNDEDİR. NURETTİN ŞİRİN: Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 tarihi itibariyle (2000 yılı içinde) hapishanede bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilere ilişkin 17 Mart 2001 tarihli raporunda, Nurettin Şirin hakkında verilen bilgi şöyledir: “Baba adı: Cemal Azmi, annesi:Fatma. İkametgah adresi: İstanbul, Fatih Başmüezzin Sokak, No:20/2. Vekili: Ankara Barosu avukatları: Ahmet Kodal, Yusuf Akmaz, Mehmet Ali Bulut, İstanbul Barosu avukatları: Şeref Dursun, Muharrem Balcı, Necip Kibar. Nurettin Şirin kendisinin gazeteci-yazar olduğunu ancak 1 Şubat 1997 tarihinde Sincan’da düzenlenen “Kudüs Gecesi”nin hazırlıklarına bilfiil katıldığını söylemiş, ayrıca Kur’ani esaslara dayalı bir rejim özlediğini bildirmiştir. Dosyadaki bilgilere göre, Şirin’in evinde ele geçen video kayıtlarındaki konuşmaları da kendisinin İran ve Humeyni hayranı olduğunu açıkça gösterecek niteliktedir. “Türkiye’deki laik diktatörlük, Abbas Musavi’nin kanına kan misakı ile bağlı yiğitlerin feryadı ile sarsılacak. Türkiye’deki müslümanlar şehit Şeyh Sait’in kanının varisi olarak, Kemalist iktidarların katlettiği müslümanların ve alimlerin varisi olarak bu ülkedeki katilleri, bu ülkedeki Kemalist canileri tarihin çöplüğüne atacağız. Türkiye’deki müslümanlar da Şeyh Sait’in yolunu devam ettiriyor, onun kanının intikamını alıyor. Biz Kemalist canilerin müslümanlara yaptıklarını yanlarına bırakmayacağız. İsrail’deki canilerle Türkiye’deki Kemalist caniler arasında ne fark vardır” Nurettin Şirin’in sözleridir. Nurettin Şirin Hizbullah örgütüne (yasa dışı silahlı bir çeteye) üye olmak ve Terörle Mücadele yasasını ihlal etmek suçundan biri 17 yıl 6 ay ağır hapis, diğeri 1 yıl 9 ay ağır hapis olmak üzere iki kere mahkum edilmiştir.” Nurettin Şirin hakkında elde edilen bilgiler, hakkındaki kesinleşmiş cezanın 17 yıl 6 ay ağır, 2 yıl 12 ay hapis olmak üzere toplam 20 yıl 5 ay 25 gün olduğunu ortaya koymaktadır. Bu cezanın 17 yıl 6 ay ağır hapis hükmüyle ilgili kısmı kendisinin silahlı çete niteliğindeki (merkezi Lübnan’da bulunan) Hizbullah örgütünün üyesi” olduğu gerekçesiyle verilmiştir. Ancak dosyada Şirin’in bu örgütle bağını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Keza Şirin hakkında verilen 2 yıl 12 ay hapis cezasının nedeni, kendisinin Selam gazetesindeki yazılarıyla Türk Ceza Kanunun 312/2 maddesini ihlal etmiş olmasıdır. Bu tipik bir “basın” suçudur. Kendisi halen Bolu F tipi cezaevindedir. DEĞERLENDİRME: ŞİRİN’İN 17 YIL 6 AY AĞIR HAPSE MAHKUM EDİLMESİNE İLİŞKİN YARGILAMANIN ADİL OLDUĞU ÇOK KUŞKULUDUR. DİĞER MAHKUMİYETİ GAZETECİLİK İŞLEVİYLE İLGİLİ BİR SUÇTANDIR. O NEDENLE NURETTİN ŞİRİN’İN DURUMU BASIN KONSEYİNİN İLGİ ALANI İÇİNDEDİR. ÖZGÜR ÇELİK Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 tarihi itibariyle (2000 yılı içinde) hapishanede bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilere ilişkin 17 Mart 2001 tarihli Raporda Özgür Çelik hakkında verilen bilgi şöyledir: “Baba adı:İbrahim, annesi: Nazik. İkametgah adresi belli değildir. Halkın Günlüğü gazetesi mensubu olduğu kayıtlı. TKP/ML örgütüne üye olduğu iddiasıyla 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum edildiği biliniyor. Kandıra F Tipi Cezaevinde. Hakkında başka bilgi yok.” Hakkında yeterince bilgi olmadığı için geçen yıl Basın Konseyi’nin ilgi alanı içinde tutulan Özgür Çelik’le ilgili yeni bilgiler şöyledir: İkametgah adresi: Çemberlitaş, Binbirdirek Mahallesi, Piyerloti caddesi, Onur Apt. No:41/1, Daire:8 Eminönü/İstanbul. TKP/ML-TİKKO isimli silahlı çetenin bir üyesi olduğu iddiasıyla 8 Mart 1998 tarihinde yakalanan ve 20 Ekim 1999 tarihinde sonuç olarak 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum edilen Özgür Çelik hakkındaki iddiaya göre kendisi, bu örgüte katıldıktan sonra bir kısım kişileri Tunceli kırsalına götürüp Nihat kod isimli Münir? Doğru’ya teslim etmiştir. Örgütün Genel Sekreteri Cüneyt Kahraman’la görüşüp öz geçmişi hakkında bu şahsa rapor vermiştir. Örgütün verdiği Kuryelik görevini 1996-97 yıllarında yapmıştır. Özgür Çelik, polis tarafından yakalandığı gün kendisinin “Halkın Günlüğü” isimli gazetenin muhabiri sıfatıyla 8 Mart 1998 günü Taksim’de yapılan Dünya Kadınlar Günü kutlamalarını izlediğini söylemişse de o gün Su Deposu duvarına yasa dışı TİKB isimli örgütü sembolize eden bez afişi asanlardan biri olduğu için polis tarafından göz altına alınmıştır. Özgür Çelik polis sorgusunda verdiği ifadeleri yargılama sırasında tamamen reddetmiştir. Buna rağmen Mahkeme kendisini 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum etmiş, bu karar Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. DEĞERLENDİRME: ÖZGÜR ÇELİK’LE İLGİLİ BİLGİLER KENDİSİNİN MAHKUMİYETİNİN GAZETECİLİKLE İLGİLİ OLMADIĞINI GÖSTERMEKTEDİR. O NEDENLE DURUMU BASIN KONSEYİNİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. SADIK ÇELİK: Basın Konseyi’nin 17 Mart 2001 tarihli raporunda Sadık çelik hakkında verilen bilgi şöyledir: “Kurtuluş Gazetesi Temsilcisi iken gazetenin bürosunda Perşembe, Cumartesi, Pazar günleri DHKP/C örgütü adına eğitim çalışmaları düzenlediği, örgütün cezalandırma eylemlerinden söz ederek gelenler üzerinde baskı kurmaya çalıştığı, örgüte taraftar kazandırma yönünde faaliyetlerde bulunduğu dosyada ileri sürülmektedir. Samsun’da DHKP/C mensubu olarak yakalanan Fevzi Saygılı’nın, örgüt mensubu Atilla Erol’a yazdığı kendi özgeçmiş raporunda Sadık Çelik’ten söz ettiği ve birlikte 1995 Şubat ayına kadar Batı Karadeniz bölgesi sorumlusu olarak görev yaptıklarını bildirdiği de dosyada kayıtlıdır. Bunlar Sadık Çelik’in 12 yıl 6 ay ağır hapse mahkum edilmesine yol açmıştır. Bununla birlikte eldeki bilgiler Sadık Çelik’in ADİL YARGILANMA HAKKI’ndan yeterince yararlanıp yararlanmadığı kuşkusunu ortadan kaldırmaya yetmemektedir.” DEĞERLENDİRME: ELDEKİ BİLGİLER ADİL YARGILANMA HAKKI’NDAN YETERİNCE YARARLANIP YARARLANMADIĞI KONUSUNDAKİ KUŞKUYU SİLMEYE YETERLİ DEĞİLDİR. O NEDENLE KONU KONSEYİN İLGİ ALANI İÇİNDEDİR. SERDAR (SERDAL) GELİR: Basın Konseyi’nin 17 Mart 2001 tarihli raporundaki bilgi şöyledir: “Mücadele Gazetesi mensubu olduğu dosyada kayıtlı bulunan Serdar Gelir’in Ankara’da çeşitli yasa dışı eylemlere bilfiil katıldığı, sanıklardan Ali Özer’in ifadelerinden anlaşılmıştır. Serdar Gelir’in üzerinde bulunan ve kendi el yazısı ürünü olan belgeler de THKP/C’nin “DEVRİM ANLAYIŞI”nı, “MÜCADELE BİÇİMLERİ”ni ve yargının kanaatine göre Gelir’in örgütle bağlantısını ortaya koymuştur. Sonuçta Serdar Gelir 15 yıl ağır hapse mahkum edilmiştir.” Bu bilgilerin bu raporun hazırlandığı tarihte de geçerli olduğu anlaşılmıştır. DEĞERLENDİRME: ELDEKİ BİLGİLER YASA DIŞI BİR ÖRGÜT ÜYESİ OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR. O NEDENLE KONSEYİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. SÜLEYMAN ALTUN: Basın Konseyi’nin 1 Ocak 2001 tarihi itibariyle (2000 yılı içinde) hapiste bulunan “gazeteci” sıfatlı kişilere ilişkin 17 Mart 2001 tarihli raporunda, Süleyman Altun hakkında verilen bilgi şöyledir: “Baba adı: Mehmet, annesi: Panbuk. İkametgah adresi: İstanbul, Kartal ilçesi Yakacık caddesi, Andaç Sokak No:4. Özgür Halk gazetesi mensubu görünen Altun, İstanbul Üniversitesinde okurken PKK’ya girdiğini, güvenlik güçleri ile çeşitli yerlerde silahlı çatışma yaptığını anlatmış, duruşmalarda da bu ifadelerini tekrarlamıştır. Sonuçta ömürboyu hapse mahkum edilmiştir. Halen Sincan F tipi cezaevindedir.” Süleyman Altun hakkındaki yeni bilgiler, kendisinin PKK örgütünün üyesi iken yaptığı işlere ilişkin ayrıntıları anlatmaktadır. Esasen kendisi yargılaması sırasında bunları ikrar etmiştir. DEĞERLENDİRME: ELDEKİ BİLGİLER SÜLEYMAN ALTUN’UN YASA DIŞI ÖRGÜT ÜYESİ OLDUĞUNU AÇIKÇA ORTAYA KOYMAKTADIR. O NEDENLE DURUMU, KONSEYİN İLGİ ALANI İÇİNDE DEĞİLDİR. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:58

İLGİLİ HABERLER