Gündem
  • 31.10.2003 03:28

BAŞKENT'İ SARSAN SÜRPRİZ BULUŞMA!..

ANKARA/İnternethaber yazarı Mehmet Nezir, Genç parti Genel Başkanı Cem Uzan'ın beklenmedik şekilde hükümetle bir araya geldiğini yazdı. Nezir, "Cem Uzan kabinenin 2 bakanıyla bir araya geldi" dedi. İşte Mehmet Nezir'in yazısı; Evet salı günü, yani 28 Ekim günü Başkent Ankara'da gerçekleşen bir buluşma, çekilen kılıçların kınına sokulmaya başladığını gösteriyor bize. Kimler mi bu buluşmada bulunanlar.. Biri Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, hükümeti temsil eden iki kişi ise; biri hazırladığı kanun taslağı ile bankacıların sırtından soğuk terler akmasını sağlayan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, diğeri ise Tayyip Bey dahil tüm kabinenin "abi" diye hitap ettiği Maliye Bakanı Kemal Unakıtan. Nemi konuşmuşlar? Bu konuda dışarıya sızan pek fazla bir bilgi yok. Konuşmanın içeriği ne olursa olsun, bu buluşma, hükümet tarafından haddinden fazla gerilen ilişkilerin, daha makul bir düzeyde seyrine katkıda bulunacağı kuşkusuz. Zaten daha önce, Can Ataklı'nın Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşme, bu medeni buluşmanın ön habercisiydi. Ne diyelim sevindik. Bunca mağdur durumda kalan, elinde ÇEAŞ ve KEPEZ hissesi olan küçük yatırımcı, mevduata devlet güvencesine güvenerek tasarruflarını İmar Bankası'nda değerlendiren vatandaş, bir de buna ilave bu gurupta çalışıp ekmek parası kazanan onbinlerce emekçinin adına sevinmemek elde değil. Hükümetin, Uzanlar'ın, agresif ve biraz da haksızca üzerine giderek, mağduriyetlerine sebep olmanın, siyasi olarak kendilerine getireceği zararın farkına varmış olması da ayrı bir erdem. Toplum, uzlaşan insanlara daha çok prim veriyor. Ama bu hiç bir zaman devleti hortumlayanların da yanında kar kalsın demiyor. Hani bir söz var. şuyu-u vukuundan beter olmasın yeter. Tantan dönemini hatırlayın. Koparılan bir sürü yaygaranın altından, mağdur insanlar yaratmaktan öte bir şey çıkmadı. *** Önümüzdeki dönemde üzerinde çok konuşulacak ve gerçekten Türkiye'nin ayıbı olarak anılacak bir 29 Ekim yaşadı Türkiye. Ecevit'in gider ayak Türkiye'ye hediyesi olan Sezer, klasiklerinden birini de, bu yılki 29 Ekim kutlamalarında sergiledi. Savunması ise çok daha ilginçti: "Bu davet benim davetim değil, devletin daveti. Bu mekan benim değil devletin köşkü. Bu yüzdendir ki buraya davet edilenlerde aradığımız kıstasları belirlerken bazı esaslara dikkat etmemiz gerekiyor. " Ben Sezer'in Atatürkçü olduğuna da inanmıyorum. Atatürk'ün Türkiyesi'nde insanlar başı bağlı başı açık diye ayırt edilmezler. Atatürk'ün, o dönemde büyük tehlike olarak gördüğü komünizm için söylemiş olduğu "Komünizm başı görüldüğü yerde ezilmelidir" sözüne inat, toplumumuzda komünistliğiyle maruf ne kadar zevat var ise Atatürk'ün köşkünde baş tacı ediliyor Sezer tarafından. Davetli olan bir sürü, Türk toplumu ile arasında hiç bir rabıtası kalmamış, aydın, sanatçı adı altında, oralarda boy gösterenler değil kastettiğim. Bu Köşk'te çeşitli görevler üstlenen, komünistlikte Doğu Perinçek'e bile nal toplatacak kadar kızıl kadrolardan bahsediyorum. *** Kızılay'ın başındaki yöneticilere ait yolsuzluk haberlerine, gün geçmiyor ki bir yenisi eklenmesin. Laçka olmuş bu kurumun başına, hükümet bir kararname hazırlayarak, yeni bir yönetici atamak istedi geçen hafta. Pırıl pırıl, ismi etrafında bu güne değin hiç bir toz bulutu dahi geçmemiş Tekin Küçükali'ydi, bu atamada şimdiki Kızılay Başkanı'nın yerine önerilen isim. Üniversite yıllarımızdan beri çok yakinen tanıdığımız, becerikli, cevval, tuttuğunu koparan, iyi bir yönetici olan Küçükali'nin iki tane önemli zaafiyeti vardı. Bir tanesi, iyi bir Türk Milliyetçisi olmak, bir de, bir derviş gibi, bir lokma bir hırkaya kanaat eden bir adam olmak. Bu iki özelliği, Köşk'te bu atamayı geri çeviren kızıl kadrolara takılmış olmalı ki, şimdiki bu laçka ve hakkında bin bir türlü şaiyanın dolaştığı yönetimin devamına karar vermişler. Yani tamamen ideolojik bir tavır sergileyen bir başkanı var bu Cumhur'un! Sağdan aldığı oylarla, senelerce bu ülkeyi yönetmiş olan Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı olduğu gün, bu siyasi tavrını bir kenara bırakıp, bütün cumhurun başkanı olabilmişti. Sezer ise, üniversite kampüslerindeki sol öğrenci liderlerinden daha agresif olan tavrını sürdürmeye kararlı görünüyor. Sağlıkla kalın. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:57

İLGİLİ HABERLER