Gündem
  • 1.12.2002 10:56

BAYAR: GELECEKTE VARIM

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA - DTP Genel Başkanlığı'ndan ayrılarak 3 Kasım seçimlerinde DYP'den milletvekili adayı olan Mehmet Ali Bayar, kaybeden partilerin başarısının Türkiye'ye yeni bir siyaset anlayışı sunmalarına bağlı olduğunu söyledi. ANAP ve DYP kongrelerinin hesaplaşma değil, bir restorasyon kongresi olması gerektiğini belirten Bayar, aksi halde merkez sağda 'Fetret dönemi' yaşanacağını savundu. Siyasete devam edeceğini vurgulayan Bayar, 3 Kasım sonrası gelişmeleri şöyle değerlendirdi: Siyasiler kaybettiğini kabul etsin: Benim hep söylediğim makul çoğunluk 3 Kasım seçimlerinde ortaya makul bir sonuç çıkardı. Kaybeden siyasilerin, 'Seçmenden merkez sağ toparlanmalı mesajı aldık' demesi, soruna milat öncesi gözlüğüyle yaklaşmaktır. Siyasiler kaybettiklerini kabul etmeli. Sonra da herkes şapkasını önüne koyarak 'Neden kaybettik?' sorgulamasıyla birlikte bir özeleştiri ve değerlendirme süreci geçirmeli. Kurtarıcılar eski: Seçimlerden sonra paldır küldür lider arayışına girildi. 'ANAP'ın başına, DYP'nin başına kim geçsin?' tartışmaları yapılıyor. Bugün ortaya birdenbire kurtarıcı gibi çıkmış birçok kişinin aslında eski olduğunu herkes biliyor. Hepimiz bu yıpranmışlığı görüyoruz. Yeni durumda bu parametrelerle düşünmek gerekiyor. Nasıl bir Türkiye bizi bekliyor?: Kendimizi kandırmaya devam edersek ve 'Nasıl bir Türkiye bizi bekliyor?' ve 'Bu Türkiye'ye nasıl yeni bir siyaset sunabiliriz?' sorularına yanıt vermezsek kesinlikle başarılı olamayız. Bunun için belki de geç bile kalındı. Ama bu sorgulamayla birlikte diğerleri de yapılmalı. Sonra da toplumun demografik yapısını da düşünerek siyaset tarzı belirlemeliyiz. 'Adaylık, belki...' Türkiye'nin geleceğinde varım: DYP'den aday olduğuma pişman değilim. Ben Türkiye'nin geleceğinde varım. DYP'nin başarılı olması için siyasete girdim. Meclis'te olsa her yönden iyi olurdu. DYP kongresi hesaplaşma değil, bir restorasyon kongresi olmalı. 1946 hareketi, kaybettiği ruhuna yeniden kavuşabilmeli. Aksi takdirde DYP'de ve merkez sağda bir fetret devri başlar ki o takdirde bir bütünleşmeden söz edilemez. Genel başkanlığa adaylık konusunu düşünüyorum. Henüz karar vermedim. Alışıldık yöntemlerin sürdüğünü görürsem aday olmam. Erdoğan'la bir ilk gerçekleşti: Klasik reflekslerle dış politikayı sürdürmek mümkün değil. Yeni hükümet bunu anlamış görünüyor. Avrupa ülkeleri ve AB'nin temsilcileriyle görüştüğünüzde bugün başbakan bile olmayan bir kişinin neredeyse başbakan yetkisiyle Avrupa Birliği yetkilileriyle görüşmesinden övgüyle bahsediyor. Şöyle bir imaj sergileniyor: Cesaretli adımlar İlk kez Türkiye, kendiliğinden sorunların değil, çözümlerin parçası olma iradesini taşıdığını sergiliyor. Bunu AB temsilcileri de, dünyadaki diğer müttefiklerimiz de söylüyor. Avrupa başkentlerinde bir rahatlama varsa bu, iktidardakilerin attığı adımlardan ya da medeni cesaret sergilemesinden. Dokunulmazlık çözülmeli: Hükümetin yeni Anayasa konusundaki adımları, yaklaşımı oldukça önemli ve olumlu. Yalnız dokunulmazlıkla başladıkları hata, AKP için belki sonun başlangıcı da olabilir. Süratle bu meselenin halledilmesi gerekiyor. Seçimlerden muhalefet de çıkmadı: Güçlü bir iktidarın yanı sıra muhalefetin çıkmaması da bu seçimlerin önemli bir sonucu. Parlamento içindeki muhalefet eksik kaldığında bunu TBMM dışına taşırsa toplumdaki gerginlik unsurlarını kaotik hale getirir. Bu iktidarın da hayrına değil. CHP toplumsal muhalefeti temsil edemez. CHP devletin partisi. (Radikal) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:48

İLGİLİ HABERLER