Baybaşin cinayetinin altından su faturası çıktı
Dünyanın en büyük uyuşturucu kaçakçılarından olan ve Yerli Escobar olarak anılan Hüseyin Baybaşin'in kuzeni Edip Baybaşin suikastının ardından su faturası borcu çıktı.
İstanbul'da Edip Fırat adlı işadamı Bentley marka aracının yanında tartıştığı 2 kişi tarafından vurularak öldürüldü. Dünyanın en büyük suç örgütlerinden biriyle anılması nedeniyle Baybaşin olan soyadını Fırat olarak değiştiren işadamının öldürülmesiyle ilgili detaylar şaşkınlık yarattı.
Edip Fırat'ın tartıştığı kişi ya da kişiler tarafından silahla vurulmasının, eski kiracının ödemediği 1.750 TL'lik su faturasından kaynaklandığı anlaşıldı.
Alınan bilgiye göre, Edip Fırat'ın, işyerini boşalttıktan sonra gelen su faturası yüzünden eski kiracısıyla tartıştığı ve kiracısını dövdürdüğü öğrenildi.
Dayak olayını gururuna yediremeyen olayın faili eski kiracının ise silahlı saldırı olayını gerçekleştirdiği tespit edildi.
Polis, kimliğini tespit ettiği eski kiracı ile kendisine olay sırasında yardım eden kişileri yakalamak için operasyonlarını sürdürüyor.
BAYBAŞİN AİLESİ KİMDİR
Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 17:04
BAYBAŞİN AİLESİ KİMDİR
Abdullah Baybaşin, Baybaşin ailesinin Avrupa'da cezaevine giren son üyesi.
Bir zamanlar 'Avrupa'nın Escobar'ı' olarak nitelenen kardeşi Hüseyin de Hollanda'da bir cezaevinde yatıyor.
Yıllar boyu Baybaşin'lerin ismi, Londra'daki Türk ve Kürt toplumlarında korku yarattı.
Kendilerine başvuran insanlar üzerinde öylesine bir etkileri vardı ki, onlara sadece ve çoğu zaman sessizce 'Aile' olarak hitap edilirdi.
Baybaşinler'in kökleri Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu bölgesine uzanıyor.
Ailenin uyuşturucu dünyasına ilk adımı 1970'li yıllarda, Suriye sınırındaki Lice'de eroin rafine ederek attığı söyleniyor.
Milyonlar
1998 yılına gelindiğinde ise, Avrupa'ya eroin kaçakçılığı yaparak milyonlar kazanmaya başladılar.
Kolombiya'nın uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar'ın ardından, 'Avrupa'nın Escobar'ı' olarak adlandırılan Hüseyin Baybaşin, 1994'te İngiltere'ye gelerek sığınma başvurusunda bulundu.
Başvurusu kabul edilen Hüseyin Baybaşin daha sonra kendisine üs olarak Amsterdam'ı seçti.
Hüseyin Baybaşin'e 'Avrupa'nın Escobar'ı' deniyordu.
Kardeşi Abdullah ise İngiltere'ye 1997 yılında geldi.
Abdullah Baybaşin, İngiltere'ye gelir gelmez sığınma talebinde bulundu.
Geçtiğimiz haftalarda İngiltere basınında Baybaşin'in İngiliz gümrük yetkililerine muhbirlik yaptığı ve bu nedenle kendisine özel muamelede bulunulduğu yönünde haberler yer aldı.
Gümrük İdaresi'nin bir sözcüsü BBC'nin internet sitesine yaptığı açıklamada, "Kanun uygulayıcı diğer kurumlar gibi, Gümrük İdaresi'nin de politikasına göre istihbarat için kullanılan insan kaynağı ne doğrulanabilir, ne de yalanlanabilir. Dolayısıyla Gümrük İdaresi, bu haberler hakkında bir yorum yapmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Abdullah Baybaşin'in İngiltere'deki eroin kaçakçılığında aslan payını elinde tuttuğuna inanılıyor.
Bir rakibi tarafından vurulmasının ardından tekerlekli sandalyeye mahkum olan Baybaşin, sığınma talebi değerlendirildiği sırada Londra'nın kuzeyinde bulunan Edgware semtinde geniş bir evde oturuyordu.
Kardeşi Hüseyin Baybaşin, Temmuz 2002'de uyuşturucu kaçakçılığından suçlu bulunarak Hollanda'da ömür boyu hapse mahkum edildi.
Ancak Akdeniz ve Ege sahillerinde turistik merkezlere yatırdığı servetinin büyük bölümünü koruduğu sanılıyor.
Her iki kardeş de, yaklaşık 45 milyar dolar hacmindeki eroin kaçakçılığına Türkiye hükümetinden üst düzey yetkililerinin de karışmış olduğunu ileri sürmüşlerdi.
Bombacılar
Abdullah Baybaşin bir dönem, Londra'daki Türk ve Kürt toplumlarına korku salan Bombacılar adında, gençlerden oluşan bir çete kurmuştu.
Bombacılar dükkan ve işyerlerine silahlı baskınlar düzenleyerek, haraç talebinde bulunurlardı.