Gündem
  • 6.3.2010 00:00

BAYKAL ABD'Yİ DÜŞMAN İLAN ETTİ!..

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nun Ermeni tasarısı oylamasıyla ilgili olarak, ''Bu haksızlık karşısında Türkiye, öncelikle Ermenistan ile imzalanan protokolü yürürlükten çıkarmalıdır. Protokol TBMM'den geri çekilmelidir'' dedi. 

Özel bir TV'de gündemle ilgili soruları yanıtlayan Baykal, ''Türkiye'nin tarihini ve Türkiye Cumhuriyetini suçlayıcı bir anlayışın, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'na bir kez daha hakim olduğunu'' ifade ederek, ''Bunu esef ve üzüntüyle karşılıyorum. Bu karar karşısında milletçe kararlı bir tavır içinde olmamız gerek'' değerlendirmesinde bulundu.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: 

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nun dün aldığı karar konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine Baykal, ''Türkiye'nin tarihini ve Türkiye Cumhuriyetini suçlayıcı bir anlayışın, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'na bir kez daha hakim olduğunu'' ifade ederek, ''Bunu esef ve üzüntüyle karşılıyorum. Bu karar karşısında milletçe kararlı bir tavır içinde olmamız gerek'' değerlendirmesinde bulundu.

Bu kararın, tarihte yaşanan acı olaylara ve tarihi trajediye insani sorumluluk duygusuyla yaklaşma, tarihi gerçekleri ortaya çıkarma ve vicdanları tamir etme anlayışıyla ilgisi bulunmadığına işaret eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunun hala yüzyıl sonra gündemde tutulmasının altında yatan temel neden, insanlığın vicdanı değildir, tarih karşı sorumluluk duygusu değildir, doğrudan doğruya siyasal bir anlayıştır. Bu siyasal anlayış, Türkiye'yi soykırım iddiasıyla baskı altına alma, Türkiye siyasetini soykırım iddiasıyla yönlendirme çabasıyla ilgilidir. Biz kesinlikle bu olayın Türkiye'ye karşı düşmanca bir davranış olarak ortaya çıktığını net bir biçimde ortaya koymalı ve buna göre tavır takınmalıyız.''

''PROTOKOL İMZALANMASI HİÇBİR İŞE YARAMAMIŞTIR''

AK Parti iktidarının, ''soykırım iddiasını ortadan kaldıracağız'' diye bir takım adımlar attığını ifade eden Baykal, oylamanın, ''bu adımların geçerli olmadığını gösterdiğini'' savundu. Baykal, şöyle konuştu:

''İktidar, Ermenistan ile protokol imzalayarak, bu protokol aracılığıyla Amerika'yı soykırım iddiası konusunda yumuşatabileceği umuduna yöneltti. Bu umudun gerçekleşmediği ortaya çıkmıştır. O protokolün imzalanması, ne Türkiye ile Amerika arasında soykırım tartışmasını ortadan kaldırma bakımından, ne Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkinin dostane bir çerçeveye oturması bakımından, ne Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkinin barışçıl istikamette gelişmesi açısından hiçbir yarar getirmemiştir.''

''Dış İlişkiler komitesinin onayladığı karar, ABD-Türkiye ilişkilerinde ve ABD'nin bu coğrafyadaki oyun planlarında daima koz olarak mı elde tutulacaktır? Türkiye'nin bunu bertaraf etmesi nasıl mümkün olacaktır?'' sorusu üzerine Baykal, bu konunun Türkiye'ye karşı ''baskı, yönlendirme ve şantaj konusu'' olarak kullanıldığını ifade etti.

Kararın arkasında, ''Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkisi konusunda yeni bir noktaya çekilmesi hesabı bulunduğunu'' savunan Baykal, ''Biz buna yeşil ışık yaktık. Bir protokol imzaladık. Bu yanlış olmuştur. Bu haksızlık karşısında Türkiye öncelikle bu protokolü yürürlükten çıkarmalıdır. Türkiye, imzalamış olduğu protokolü TBMM'den geri çekmelidir. Soykırım ithamlarının Türkiye'yi bu konuda daha ileri bir işbirliğine çekemeyeceği, tam tersine Türkiye'nin maruz kaldığı haksızlığa tepki göstereceğini ortaya koymamız gerekir'' diye konuştu.

''AK PARTİ, KENDİNİ MUHALEFETTE GÜVENCE ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYOR''

Baykal, yargı reformu çalışmaları ve anayasa değişikliği konusundaki sorular üzerine de ''Hükümet'in kendi özel ihtiyacı doğrultusunda böyle bir çalışma yaptığını, AK Parti'nin muhalefette de kendini güvence altına almaya çalıştığını'' ileri sürdü.

Anasaya değişikliği ve yargı reformu girişimlerine yargı organlarının tümünün karşı çıktığını savunan Baykal, ''Ortada bir tuzak vardır. Yargı reformu olarak getirilmek istenen, AK Parti'nin yargı organları üzerindeki denetimini güvence altına almaktır. AK Parti, yüksek yargıya nüfuz edememiştir. Şimdi yüksek yargıya nüfuz etmeye çalışıyor. AK Parti yüksek yargıya nüfuz ederse ne yargı daha bağımsız olur ne Türkiye'deki anayasal sistem daha demokratik olur. Tam tersine... Şimdi HSYK'ya, Yüce Divana üye seçecek. Yarın iktidardan düşerlerse bunlar yargılayacak. Buna yönelik hazırlıklar var. Hiçbir şekilde kabul edilebilir değil'' dedi.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 09:56

İLGİLİ HABERLER