Gündem
  • 21.11.2014 22:33

Biden'den Davutoğlu'na komik espriler

Davutoğlu, Irak ziyaretinin ardından Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden görüşmesine ilişkin bir soru üzerine, Türkiye ve ABD'nin stratejik ortak ve müttefik olarak, bölgede ve dünyadaki her gelişmeyi istişare ettiğini dile getiren Davutoğlu, Suriye konusunda da son 3,5 yıl içindeki her gelişmenin her aşamada istişare edildiğini, Musul'a IŞİD saldırıları sonrası görüşme trafiğinin daha da arttığını anlattı.

Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO Zirvesi'nde ABD Başkanı Barack Obama ile görüştüğünü ve Türkiye'nin perspektifinin paylaşıldığını hatırlatarak, geçen hafta kendisinin Obama ile Avustralya'da görüştüğünde konuya bakışını özetlediğini, onun kanaatlerini aldığını ve teknik birçok heyetin Washington'da ve Ankara'da görüşmeler yaptığını söyledi.

Obama'nın özel temsilcisi John Allen'ın iki kez Türkiye'ye geldiğine değinen Davutoğlu, Başkan Yardımcısı Biden ile bu akşam yemekte bir araya geleceklerini, yarın da Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde konuşma yapacaklarını bildirdi. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin yaklaşımı belli. Biz, palyatif, geçici, konjonktürel ve noktasal bir yaklaşım yerine, daha kapsamlı, entegre ve bütün bölgeyi kuşatan, Ortadoğu bölgesinde kalıcı istikrarı temin etmeye dönük bir strateji geliştirmek gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla tabii Kobani'ye yardımcı olmamız gerekir, olduk, olacağız. Tabii ki Irak'ta Kürt bölgesinin istikrarını korumak için destek olmak lazım. Oldu Türkiye, olacak. Tabii ki IŞİD'e karşı mücadele etmek lazım. En fazla katkıyı Türkiye verdi, veriyor, verecek. Görmek istediğimiz husus, bütün bunların toplamında nasıl bir resim çıkacağı. Yani bir Kobani'yle uğraşırken, Halep yerle bir ediliyorsa ve oraya ses çıkarılmıyorsa, Suriye'de kalıcı istikrarı temin etmek mümkün olmaz. Bizim tek görmeyi arzu ettiğimiz şey, Suriye halkının iradesini temsil edecek, herkesin katıldığı bir yeni siyasi yapının doğması. Bunun başına kimin geleceğinden daha önemli olan, böyle bir yöntemin benimsenmesi."

Davutoğlu, Irak'ta seçim sonrasında herkesin katıldığı bir hükümet yapısı oluştuğunu ve hükümet kurulmasının ardından Bağdat'ı ilk ziyaret edenlerden birinin kendisi olduğunu ifade ederek, Irak Başbakanı Haydar El İbadi'nin en kapsamlı ziyaretinin de Türkiye'ye olacağını söyledi.

"Meselemiz kişiler değil, yöntem" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Irak'ta böyleydi, Suriye'de de. Irak'ta şu anda meşru bir yönetim ve muhatap alınan halkın seçtiği bir yönetim olunca, bakın önlerimiz nasıl açılıyor. Ama Suriye'de kendi halkını yok etmeye ayarlı, neredeyse halkın bir kesimini tümüyle tasfiye etmek üzere her türlü silahı, insanlık dışı silahı kullanan bir rejim Şam'da otururken, ülkenin diğer bölümünde çıkan bir terör örgütünü yok etmek suretiyle o ülkeye barış gelmez. Onu yok edin, ama Şam'da da Suriye'de de toplum kesimlerinin hepsinin katıldığı bir siyasal yapı oluşsun. Bütün meselemiz bu konuda, birincisi, Türkiye'ye yönelik yeni bir büyük mülteci akını olmasın, olacak ise bu Suriye sınırları içinde karşılanacak bir şekilde güvenli bölgeler şimdiden ilan edilsin, Halep'in düşmesi senaryosu da dahil olmak üzere. İkincisi, Suriye'nin bütününe umut verecek bir yaklaşım sergilensin, şu şehre, bu şehre, şu kesime, bu kesime değil. Üç, savaş suçları ve insanlık dışı uygulamalar konusunda ayrım yapılmasın, ister terör örgütü ister rejim, hepsine tavır gösterelim. Bunları tabii Sayın Biden'la da paylaşacağız, konuşacağız. Perspektifte Türkiye ile ABD arasında bir görüş ayrılığı yok. Nihayetinde onlar da Suriye'de demokratik bir temsil gücü olan yeni siyasal dönemin başlaması kanaatine sahipler ama zamanlama, atılacak adımlar konusunu senkronize etmek için bunları detaylı olarak görüşeceğiz."

"TÜRKİYE'YE VE BÖLGEYE DÖNÜK TEHDİT ORTADAN KALKANA KADAR DA TÜRKİYE BU ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRECEK"

Başbakan Davutoğlu, bir soru üzerine, 1990'lı yıllardan bu yana Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yönelik güvenlik riskleri de göz önünde bulundurularak, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik birimlerinin Kuzey Irak'ta mevcudiyeti bulunduğunu ve uluslararası hukuk anlamında bunun karşılığı olduğunu dile getirdi.

Tehdit çeşitlendiğinde ve Irak'ın bütününü kuşatan bir tehdit söz konusu olduğunda güvenlik birimlerinin görev tanımları ve verecekleri eğitimlerin mahiyetinin değişmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, şöyle dedi:

"Bizim için önemli olan Irak'ın istikrarıdır, Irak içinde de Türkiye'nin sınır boylarındaki istikrardır. Bu konuda da zaten Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'yle yakın temaslarımız vardı. Geçmişte de vardı, son dönemde bu yoğunlaştı, arttı. Bugün ziyaret ettiğim eğitim merkezlerinde de bu çalışmalar yürütülüyor. Bunlar sadece bir kesime verilen eğitimler olmayacak, bölgede bulunan bütün meşru, o bölgenin istikrarı için önemli olan taraflara, gruplara da oranın istikrarı için bu eğitim çalışması yapılacak. Avrupa'dan ve birçok yerden bu çalışmalar için askeri danışmanlar Irak'a ve Kuzey Irak'a gittiler. Herkesin bu faaliyet içinde yer aldığı bir dönemde Türkiye'nin yaptığı çalışmaların, hem de bu çalışmaların yoğunlaşarak devam etmesini kimse olağanüstü bir durum olarak görmemeli. Son derece doğaldır. Herkesin ilgisinin çekildiği bir bölgede Türkiye'nin oranın güvenlik ve istikrarı için her türlü tedbiri almasından daha doğal bir durum olmaz. Bu tedbirleri aldık, alıyoruz, alacağız. Ben bu tedbirlerin ne şekilde alındığını takip için de Bağdat ve Erbil'de yaptığım ziyaretlerde gittim bizzat oradaki askerlerimizle, komutanlarımızla da görüştüm. Silopi'de de ayrıca değerlendirmelerde bulunduk. Türkiye, sınır boylarındaki her gelişmeyi dikkate alır, her gelişmeye dönük olarak da gerekli tedbiri alması Türkiye'nin ulusal güvenliğinin bir parçasıdır. Irak ve Suriye istikrara kavuşana kadar, Irak, Suriye'de Türkiye'ye ve bölgeye dönük tehdit ortadan kalkana kadar da Türkiye bu çalışmalarını sürdürecek."

ABD’nin iki numarası İstanbul’da - Tıkla İzle
Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 00:10

İLGİLİ HABERLER