BİR İLK DAHA!... DIŞ TİCARETİMİZ 100 MİLYAR DOLARI GEÇECEK
Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, ülke tarihinde ilk defa bu yıl, toplam dış ticaret hacminin 100 milyar doları geçmesinin beklendiğini söyledi.
Serdengeçti, Konya Hilton Otel'de düzenlenen ''Para Politikaları'' konulu konferansta, yılbaşından bu yana kapasite kullanımındaki artışın sevindirici olduğunu ifade etti.
Toplam dış ticaret hacmindeki gelişmenin de kayda değer olduğunu vurgulayan Serdengeçti, ülke tarihinde ilk defa bu yıl, toplam dış ticaret hacminin 100 milyar doları geçmesinin beklendiğini söyledi. Serdengeçti, bunun Türkiye ekonomisini sadece istikrara kavuşturmakla kalmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin artan bir şekilde dünyada söz sahibi olmaya başladığını da gösterdiğini kaydetti.
Serdengeçti, ''İhracatımız arttığı gibi ithalatımız da artıyor. Sermaye mallarının ithalat içindeki payının henüz düşük olduğunu görüyoruz. Bu normaldir. Ara mallar payının çok yükseldiğini görüyoruz. Bu da normaldir. Tüketim malları artışında da endişeli bir durum olmadığını görüyoruz. Yani ithalatla ilgili endişe edecek bir durum yoktur. Bunu bize rakamsal veriler gösteriyor'' dedi.
BANKACILIK REFORMU
Serdengeçti, bankacılık konusunun da sürdürülebilir kalkınma için çok önemli olduğunu, ancak Türkiye'deki bankacılığın büyümeye olan katkısının henüz istenilen seviyede olmadığını söyledi.
Ancak son yıllarda bankacılıkta olumlu gelişmelerin yaşanmaya başlandığını vurgulayan Serdengeçti, ''Bankacılığımız neden istenilen düzeyde değil? Çünkü, bankacılık ve reform konusunda daha kat edeceğimiz çok yolumuz var. Enflasyonun düşürülmesi için nasıl direnildiyse, bankacılık reformunda da bu ölçüde direnilmesi gerekir. Halen bazı problemler devam ediyor'' dedi.
Uygulanan ekonomik programda reel sektörün ayağa kaldırılması için bir çalışma yapılmadığı yönünde eleştiriler olduğunu anımsatan Serdengeçti, şöyle devam etti:
''Bizim 2002 yılında söylediğimiz şey şuydu: (Siz göremiyorsunuz, bu programda reel sektör için tek bir şey var. O oda bankacılık reformudur.) Çünkü bu ülkede bankacılık reformu yapılamazsa reel sektör için de yapabilecek hiçbir şey yoktur. Bu gerçek, umarım zaman içinde daha iyi anlaşılacak. Her cephede bankacılık reformuna gereken önemi vereceğiz. Böylece istenilen sonuçlara ulaşmaya çalışacağız.''
İŞSİZLİK SORUNU
2003 yılında yüzde 5'lik büyüme tahmininin tutmaması için hiçbir nedenin olmadığını ifade eden serdengeçti, şöyle konuştu:
''Aynı gelişmenin 2004 yılında da sürmesini bekliyoruz. Bundan sonra ekonomi politikalarının talebi artırıcı değil, arzı teşvik edici olması üzerinde durmamız gerekiyor. (Büyüme olursa işsizlik olmaz), deniyordu. (Büyüme var ancak işsizlik devam ediyor) deniliyor. Bu tip programlarda ilk başta işsizliğin yüksek oranda devam etmesi sıkça rastlanan bir durumdur. Özel sektörde yaşanan çok ciddi oranlardaki verimlilik artışı işsizliğin azalmamasının en büyük nedenidir. Bu durum sağlıksız değil. Muhtemelen 2004 yılında istihdamın artmaya başlamasıyla bu sorun da giderilecek. İşsizlik azalmaya başlayacak.'' İyi yönetimin de ekonomik kalkınma için etkili bir unsur olduğuna işaret eden Serdengeçti, ''Türkiye'de yönetişimin sorun olduğunu görmek için benzer durumdaki ülkelere bakmak gerekir. Bu konuda da yapmamız gereken şeyler var. Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için yönetişim sorunlarını halletmemiz gerekiyor. Maalesef bugün Türkiye, benzer durumdaki birçok ülkeden daha geri durumdadır'' diye konuştu.
YABANCI SERMAYE
Toplam yurt içi tasarrufların milli hasılaya oranının son 10 yılda ciddi oranda düştüğünü ifade eden Serdengeçti, şöyle devam etti:
''Bizim tasarruflarımız maalesef yeterli değil. Kısa dönemde gelir yaratma potansiyeli ile tasarruf eğilimini artırmak zor. Kısa sürede yüksek büyüme hızına ulaşmak için bu tasarruf açığını kapatmamız gerekiyor. Bunu kendimiz yapamıyorsak bu açığı başkalarının tasarrufları ile kapatacağız. Bunun adı da yabancı sermayedir. Bu konuda da (yabancılar gelecek, bankalarımızı, kurumlarımızı götürecek) deniyordu. Türkiye'de artık yabancı sermayeyi çekmenin bir yolunu aramanın zamanı gelmiştir, geçiyor bile.'' Türkiye'nin son yıllarda en büyük yanılgısının para politikasını gevşeterek, büyüme oranının artırılacağı olduğunu belirten Serdengeçti, şunları kaydetti:
''Ekonomi kitapları gerçekten de bu eleştirileri olduğu gibi yazıyor, ancak temel bir varsayım altında inceleyerek. Uzunca bir süre yüksek enflasyon altında yaşadıysanız bu durum tam tersi olur. Kronik enflasyon ortamında yaşayan ülkelerde enflasyonu artırarak büyümeyi artırmak mümkün değildir. Hindistan gibi ülkelerde enflasyon bizden düşük. Ancak ortalama büyüme bizden yüksek oldu. Türkiye'deki en büyük yanılgı buydu. Bu yüzden yıllar kaybettik. (Enflasyonumuz var ancak büyümemiz de var) dedik. Hayır, büyümemiz yok. Merkez Bankası'nın önceliği fiyat istikrarıdır. Merkez Bankası sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışını fiyat istikrarı sağlayarak destekler.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:16