Casus korucu davasında 2 tahliye
Casusluk yaptıkları iddiasıyla haklarında 20 yıla kadar hapis cezası istenen, 6'sı tutuklu 11 sanığın yargılanmasına başlandı.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmada Iğdır'da ''devletin güvenliğine ilişkin bilgilerin temin edildiği'' iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında yargılanan 6'sı tutuklu 11 sanık ile avukatları hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, sanıklardan iddialarla ilgili savunmalarını istedi.
Tutuklu sanık B.T, hakkındaki casusluk iddialarını reddederek, korsan taksicilik yaptığını, İranlı iki kişiyi 150 lira karşılığında Doğubeyazıt ilçesindeki tarihi ve turistik yerleri gezdirdikten sonra Ağrı Dağı'na götürdüğünü söyledi.
Söz konusu kişilerin Iğdır'da asansör işleriyle uğraştığını ve yanındayken görüntü ve fotoğraf çekmediğini savunan B.T, ''Ben ajan falan değilim, ekmeğini sınır ticareti ve korsan taksicilikten karşılamaya çalışan bir vatandaşım. Tahliyemi istiyorum'' dedi.
İran uyruklu S.Z.K. da ajanlık suçlamasını kabul etmeyerek, ''Ben ajan değilim. İran'da bir şirkette genel müdür yardımcılığı görevi yapıyorum. İki üniversite bitirdim. Tezimi cezaevinde hazırlıyorum'' diye konuştu.
Türkiye'de çektikleri fotoğraflar nedeniyle ajanlıkla suçlandıklarını ve 15 aydır cezaevinde yattığını anlatan S.Z.K, ''İran'da inşaat mühendisliğiyle edebiyat fakültesini bitirdim. Edebiyat konusunda doktora tezimi cezaevinde hazırlıyorum. Kızım bana 'sen terörist misin' diye telefon açtı. 'O nasıl bir söz kızım' dedim. Çok üzüldüm. Ajanlıkla hiçbir alakam yok'' şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık T.A. ise devletin güvenliğiyle ilgili gizli bilgileri İranlı casuslara verdiği ve karşılığında 'elbise parası' adı altında 800-900 lira aldığı iddiasının doğru olmadığını savundu.
Sınır ticareti için sık sık İran'a gittiğini, İran'da ''Hacı'' adlı kişiyle aralarında alacak meselesi bulunduğu için pasaportuna el konulduğunu belirten T.A, Türkiye'ye dönebilmek için de söz konusu kişiyle olan kayıtlardaki sorularına yalan yanlış yanıtlar verdiğini ileri sürdü.
-''Kameraya alındığımın farkında değilim''-
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya'nın, İran istihbarat birimleriyle yaptığı görüşmede çözümü yapılan gizli kamera kaydında yer alan konuşmasını hatırlatması üzerine, T.A. şöyle konuştu:
''Ben bu devlete 1994-2009 yılları arasında koruculuk yaptım. PKK'nın en yoğun ve hareketli olduğu dönemlerde devletime yönelik zarar getirmedim. İran'da bulunan Hacı adlı kişiden 2 bin 300 lira alacağım bulunuyordu. Bunu almak için İran'a gittim. Burada beni bir pasajda yer alan dükkana götürerek, benden bilgiler almak istedi. Iğdır'daki kontrol noktalarını ve komutanların isimlerini sordu. Benim verdiğim bilgilerin hiçbiri doğru değil. Yakup isimli şahıs bana bir sayfa kadar Farsça yazı getirerek, bunu Türkçe'ye çevirmemi istedi.
Ben de elime kalem alarak yazdım ama yazının içeriğinin ne olduğunu bilmiyordum. Bu, bana hazırlanan bir komplodur. Kameraya alındığımın farkında değilim. Bu görüntüler Hacı'yı İran'a ziyarete gittiğim sırada çekilmiş olabilir. Verdiğim bilgilerin 5'i doğruysa, 50'sini yalan konuştum.''
Geçimini çiftçilikle sağlayan tutuklu sanıklardan, evli ve 12 çocuk babası K.A. ise bugüne kadar casusluk yapmadığını ileri sürerek, ''Casusluğun ne olduğunu da bilmiyorum. İran'da bir grup akrabamız var. Sürekli olarak bu ülkeye gidip gelirim. Vatana ihanet etmek mi olur mu öyle şey-'' dedi.
Ermenistan uyruklu ''Siyob'' adlı kişiyle yaptığı telefon görüşmesinin içeriğinin sorulması üzerine K.A, ''Siyob, beni telefonla arayarak, 'Ermenistan'a gel, birlikte para kazanalım' dedi. Bu para kazanma olayıysa bu kişiyi Ermenistan'da herkes tanır. Bir süre önce Ermenistan'da tutuklanıp serbest bırakıldı. Devletimizin polisi Siyob'u istemiş olsaydı, bana 400-500 dolar para verseydi, iki saat içinde Türkiye'ye getirirdim. Benim tek suçum devlet ve polisle birlikte çalışmam oldu'' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan A.Y. ise geçimini mazot kaçakçılığı yaparak sağladığını belirterek, İran'dan yasal olmayan yollarla at üzerinde mazot satışı yaptığını itiraf etti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan K.A. ve B.T'nin tahliyesine, diğer 4 sanığın ise tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 12 Aralık'a erteledi.
Iğdır'da yürütülen ''casusluk'' soruşturması kapsamında hazırlanan ve mahkemeye sunulan 115 sayfalık iddianamede, tutuklu 2 İranlı ajanın da arasında bulunduğu sanıklar hakkında 20 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
VİDEO İÇİN LÜTFEN LİNKİ TIKLAYINIZ...
TÜRKİYE BENİ İDAM EDER HA...
Iğdır'ın Karakoyunlu ilçesinden emekli köy korucusu Timur Ağrı ile İranlı ajan arasında geçen ve iddianamede kanıt olarak gösterilen telefon görüşmesi şöyle:
- Timur Ağrı: Ya peki biz Ermenistan için o adamı getirmişiz. Dışarıda bekliyor. O adam ne olacak?
- İranlı: Sadece seninle işimiz var.
- Ağrı: Peki o adam? Ya ben size bir şey söyleyeyim size. Ya şimdi siz benim hakkımda Türkiye'ye verseniz, Türkiye beni idam eder ha.
- İranlı: Niye sanki biz namert miyiz?
- Ağrı: Ne bileyim yani
- İranlı: Biz İslam Cumhuriyetiyiz.
- Ağrı: He bak Hacı ben bir şey söyleyeyim. Türkiye'de bir defa bu affedilmez. Çok büyük hatadır. Çok çok. Bir de ben devlet adamıyım ha devlet.
- İranlı: Yok endişen olmasın.
Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 10:51