Gündem
  • 1.7.2011 00:50

CHP’Yİ EJDER YAKTI!..

METİN ÖZER/ HABERVİTRİNİ

Cumhuriyet Halk Partisi’nin TBMM’de yemin etmemesi sadece siyaset için değil, çoğu CHP’li için bile sürpriz oldu.
Henüz CHP’nin kararının belli olmadığı saatlerde canlı yayında olan Tarhan Erdem’in şaşkınlığı da zaten bu yüzdendi.
CHP’nin TBMM’de yemin etmeme kararını duyan Erdem’in ağzından çıkan, “Aaaa” sözü, durumu kısaca özetliyor.
Tarhan Erdem, öteden beri CHP’ye yakınlığıyla bilinen bir araştırmacı. Aileden yani kökenden bir CHP’li.
CHP’nin kararına duyduğu şaşkınlık yüzüne yansıyan Tarhan Erdem’in ağzından şu sözcükler döküldü:
-Anlaşılıyor ki CHP küçük bir azınlığın kontrolüne geçmiş.
Bu sözler çoğu kimsenin dikkatinden kaçtı.
NTV spikeri de ‘Kimdir bu küçük azınlık?” sorusunu yöneltemedi.
Spiker bu soruyu sorabilse Tarhan Erdem belki de tek kelimelik bir cevap verecekti:
'Ergenekon'
Sayın Kılıçdaroğlu bir türlü kabul etmek istemese de, CHP’de her taşın altından Ergenekon çıkıyor.
Şimdi olayın aslına bir bakalım.
CHP, Ergenekon’dan yargılanan 3 ismi aday gösterdi. Bunlardan Sinan Aygün tutuksuz yargılandığı için bir sorun olmadı.
Tutuklu olan Haberal ve Balbay seçilince olay patladı.
Haberal konusuna bir parantez açmak isterim.
Çünkü Haberal, Kılıçdaroğlu’nun açıkça yalan söylediği ortaya çıkan bir isim.
Kılıçdaroğlu seçimlerden hemen önce gazetecilerin sorusu üzerine, Haberal’ı kendisinin seçtiğini ve bu konuda Demirel ile kesinlikle görüşmediğini ve Demirel’den kendisine bir telkinin gelmediğini söyledi.
Seçimlerden sonra Demirel, Haberal’ı kendisinin milletvekili yaptırdığını ve bu konuda birkaç kez Kılıçdaroğlu’nu aradığını duyurdu.
Anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu da zaman zaman yalan söylüyor.
Peki CHP şimdi ne istiyor?
Bu iki isim serbest bırakılsın, meclise gelsinler o zaman biz de yemin ederiz.
Kimden istiyor?
Hükümetten.
Bu iki isimle ilgili kararı veren kim?
YSK.
YSK neye göre karar verdi?
Yargı kararlarına göre.
CHP, Bu isimlerin serbest bırakılması için mahkemeye başvurdu, ret cevabı çıktı. Ardından üst mahkemeye başvuruldu, buradan da ret cevabı çıktı. Her iki mahkemenin savcıları da Haberal ile Balbay’ın serbest bırakılmasına karşı çıktı.
Peki bu durumda AK Parti ne yapacak?
Hükümet; hakimlere ve savcılara telefon edip, “Bu iki ismi derhal tahliye edin mi?” diyecek.
CHP’nin söyleyemediği aslında bu.
Başbakan bütün bunlara rağmen, “Getirin çözüm önerinizi değerlendirelim” dedi.
Erdoğan’ın bu sözü üzerine Kılıçdaroğlu, “Arkadaşlarımız bir yasa teklifi hazırlıyor. Yarın vereceğiz” dedi.
Ama hala bu yasa teklifinden bir ses çıkmadı.
CHP böyle bir yasa teklifinden de vazgeçti.
Çünkü bu iki isim için hazırlanacak bir yasa, çok daha büyük bir skandala neden olacaktı.
Ergenekon’dan yargılananlar ‘terör’ örgütü kurmak suçundan yargılanıyor. Bunlarla ilgili yapılacak her türlü yasal değişiklikten, PKK terör örgütünün de üyeleri olduğu gibi yararlanacak.
Bu ayrıntıyı son anda fark eden CHP, yasa teklifi vermekten de vazgeçti.
Bunun üzerine topu hükümette attılar:
-
Çözümü hükümet bulsun.
-İyi de hükümetin böyle bir sorunu yok ki.
Sorunu çıkaran sensin. Çözümü gösterecek olan da sensin.
Gelelim işin gerçeğine!..
Kılıçdaroğlu’nun bütün amacı,
Ergenekon’dan yargılananların tamamının serbest bırakılmasıydı.
Bu iki ismin aday gösterilmesi bunun ilk adımıydı.
Tek başına iktidara gelseler, zaten bir sorun olmayacaktı.
AK Parti iktidara geldiğinde ise; bu iki isim üzerinden meclisi kitleyip, AK Parti’yi böyle bir yasa çıkarmaya zorlamaktı.
TBMM’de muhalefet partileri olmayınca hiçbir komisyon oluşmayacak ve meclis çalışamaz hale gelecekti.
Böylece sandıkta kazanamadığı zaferi Meclis’te kazanacaktı.
CHP’nin bu planını, MHP bozdu.
CHP ve BDP meclise girmedi ama MHP girdi.
MHP meclise girince de CHP’nin kurduğu çürük plan çöktü.
Artık komisyonlar da kurulabilir ve meclis normal çalışmasını sürdürebilir.
Kılıçdaroğlu’nun MHP’ye öfkesi buradan geliyor.
MHP ile ilgili ‘arkadaşlarını sattılar” çıkışının da altında bu plan yatıyor.
Yasa planı yatan, MHP hesabı tutmayan CHP, kusura bakmasınlar sap gibi ortada kaldı.
Bütün bunların üzerine Kılıçdaroğlu Fatih Altaylı’nın programında, “Bu arkadaşlar çıkmazsa 4 sene yemin etmeyiz” deyince ortaya daha vahim bir durum çıktı.
Şimdi CHP’nin önünde iki seçenek bulunuyor:
-Sözlerini yutup Kuzu kuzu gelip yemin edecekler.
-
Veya 4 sene boyunca TBMM bahçesinde çekirdek çitip maaş alacaklar.
Her ikisini de kendi tabanlarına anlatmaları zor.
Peki, Balbay ve Haberal için koskoca CHP’yi kurban eden, 133 milletvekilini feda eden Kılıçdaroğlu, böylesi büyük bir hatayı nasıl yaptı?
Geçenlerde Radikal Gazetesi yazarı Avni Özgürel, Ergenekon Terör Örgütü’nün henüz yakalanamayan 1 numarasıyla ilgili müthiş bir yazı kaleme aldı.
Özgürel, ‘Ejder’ kod adlı 1 numaranın tahmin edildiği gibi bir asker olmadığını, ünlü bir işadamı olduğunu belirtti.
Yazısında bu ismin adını vermedi ama herkesin anlayacağı türden portresini çizdi.
İşte o Ejder kod adlı işadamı, seçimlerden önce CHP’nin tek başına iktidara geleceğine iddiaya girerek haber olmuştu.
Seçimlerden sonra yemin töreninden önce, AK Parti Genel Merkezi’nde Başbakan Erdoğan ile görüşerek gündeme geldi.
Öyle anlaşılıyor ki Ejder o gün sadece AK Parti Genel Merkezi’ne gitmemiş.
Aynı zamanda CHP Genel Merkezi’ne de uğramış.
Bir büyük güç tarafından organize edilen kaset operasyonuyla Baykal’ın koltuğuna oturtulan Kılıçdaroğlu, bu görüşmeden tam bir ejderha gibi çıktı.
Ağzından ve burnundan ateş saçarak hem kendini hem de CHP’yi yaktı.
Ejder’e uyup, ejderha olmaya kalkarsan sonunda böyle yanarsın işte.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 16:10

İLGİLİ HABERLER