Gündem
  • 26.2.2012 15:05

CHP'li olmak Mustafa Kemal olmak demektir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ”Tüzük
dediler, işte tüzük. Seçim diyorsanız onu da yapacağız” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin 16. Olağanüstü Kurultayı’nda yaptığı konuşmaya
başlamadan önce kargaşa yaşandı. Kürsünün önünde CHP Mersin Milletvekili İsa Gök
ve çok sayıda basın mensubunun beklemesi üzerine Kılıçdaroğlu, ”Açın önümüzü”
diye uyardı.

”Kemal Başbakan” sloganlarının arasında konuşmaya başlayan
Kılıçdaroğlu, bu kurultayda hiç kimsenin, kurultayın huzurunu bozmaya hakkı ve
yetkisinin olmadığını söyledi.

”Tüzük dediler, işte tüzük. ’Seçim’ diyorsanız onu da yapacağız” diyen
Kılıçdaroğlu, gücünü halktan almayan hiçbir gücün başarılı olamayacağını
söyledi.

”Yol arkadaşlarımız, devrimciler, Kuvayımilliyeciler, 89 yaşındaki genç
CHP’liler, hepinizi saygıyla selamlıyorum, Cumhuriyetçiler, sevgili CHP’liler”
diye seslenen Kılıçdaroğlu, CHP’nin, Türk halkının var olma iradesinin,
bağımsızlığın, özgürlüğün adı olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu, ”CHP’li olmanın, ’imkansız’ denen şeylere ’mümkündür’
demek olduğunu” ifade ederek, ”Çünkü CHP’liler, zor günlerin adamlarıdır, zor
günlerde çıkar, başarıyı yakalarlar. Onun için CHP, umudun partisidir, yiğit
insanların, ahlaklı insanların partisidir, özgürlükçü partidir” dedi.

-Korumaları uyardı-

Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması sürerken CHP Mersin Milletvekili İsa
Gök, salondan çıkarılmaya çalışıldı, o sırada tribünlerden Gök ve yanındakilere
pet şişeler atıldı. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, korumaları, ”Koruma arkadaşlar,
lütfen çekilin. Beni, CHP’lilerden korumak gibi göreviniz olmamalı” diye
uyardı.

Mehmet Akif Ersoy’un, ”Ben ezelden beri hür yaşadım, hür yaşarım, hangi
çılgın zincir vuracakmış şaşarım” dizelerine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini
şöyle sürdürdü:

”İşte CHP budur. CHP, devleti kuran partidir, onun için CHP’li olmak bir
onurdur, yurtseverliktir. CHP’li olmak, kardeşliktir, barış, dostluktur,
hiçkimseyi ayırmadan herkesi kucaklayan bir CHP’dir. CHP’li olmak ’biz kimseye
kin tutmayız, kamu alem birdir bize’ diyen Yunus Emre’dir. CHP’li olmak halkın
değerleriyle beraber yaşamak demektir, o kutsal değerlere saygı duymak demektir.
CHP’li olmak halkın kendisidir, halkla birlikte olmak demektir. CHP’li olmak
büyüme, hırs, azimdir.”

-”Mısır’daki sağır sultan duysun”-

Kılıçdaroğlu, ”CHP tarihte hiçbir şey yapmadı” eleştirilerine de
tarihten örneklerle yanıt verdi.

”Örnek veriyorum, herkes bilsin, Mısır’daki sağır sultan duysun” diyen
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in üzerinden 2 yıl geçtikten sonra, 1925’te Kayseri’de
ilk uçak fabrikasını kurduklarını anlattı.

Osmanlı’nın parasını yabancılar basarken, Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez
kendi paralarını bastıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, Merkez Bankasını 1 Haziran
1930’da kurduklarını ifade etti. Kılıçdaroğlu, 3 Mayıs 1934’te kendi yaptıkları
uçağın, Kayseri’den Ankara’ya hareket ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu,
”Yapabiliyor musun sen şimdi bunu?” diye sorarak, 11 Ağustos 1937’de ilk
denazaltı omurgasını Haliç’te yerleştirdiklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin kararlılığı ve gücünün, bunları gerçekleştirdiğini
dile getirerek, Osmanlı’nın borçlarını, son kuruşuna kadar CHP’nin, Cumhuriyetin
ödediğini kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, bütün bunlar olurken Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’na
girmediğini, kimsenin yetim bırakılmadığını, birilerinin dolduruşuna gelmediğini,
dış politikada taşeronluğunu yapmadığını kaydetti.

Merkez Bankası’nın 22 Eylül 1947 tarihli resmi açıklamasına göre,
kasasında 176 ton altın olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun yanı sıra ülke
için birçok şey yapıldığını kaydetti.

-”Erdoğan’ın benim anlattıklarımın hiçbirini bildiğine inanmıyorum”-

CHP’nin, yabancılara el açmayan bir parti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu,
sözlerine şöyle devam etti:

”Bütün bunlar nasıl oldu, çünkü halka hizmet etmeyi, halk için
çalışmayı, onurlu bir duruş olarak kabul eden o dönemin CHP’lileri, bir şeyi
yapmadılar; asla asla kul hakkı yemediler. Onlar, asla ve asla yolsuzluğa
bulaşmadılar, siyaseti zenginleşme aracı olarak kullanmadılar. Mustafa Kemal,
onun için mal varlığını halkına adadı, çünkü siyaset adanmışlıktır, halk için
mücadele etmek demektir. Yolsuzluklara bulaşmadılar, yolsuzlukları yapanları Yüce
Divan’a göndermekte çekinmediler, 3 kez bakan ve milletvekillerini gönderdiler.
Halkın 5 kuruşuna bile saygı duyarlardı onlar.

ABD yönetimi, Marshall Planı çerçevesinde 58 milyon dolarlık Türkiye’ye
askeri yardım yaptı. İlk kırılma, tarihin derin kırılması budur. 4 Ağustos 1958,
Türkiye iflasını ilan ediyor. CHP iktidarında var olan 176 ton altını yok ediyor,
borçlanıyor ve borcunu ödeyemiyor. CHP halkın çıkarlarını, ulusun çıkarlarını
korur. CHP gerçeği budur, kendi tarihini bilmemek, ülkeye ihanettir. Erdoğan’ın
benim bu anlattıklarımın hiçbirini bildiğine inanmıyorum çünkü tarihini bilmiyor.
Siyaset, toplum bana ne verecek değildir, ben topluma ne vereceğim, nasıl hizmet
edeceğimdir. CHP’nin siyaseti budur.”

"DEMOKRASİNİN DEVRİMİNİ YAPMAK ZORUNDAYIZ"

CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ”Şimdi
özgürlüğün ve demokrasinin devrimini yapmak zorundayız. Bunun için ilk iş kendi
tüzüğümüzden başlayacağız. Tüzüğümüzü demokratik ve özgürlükçü yapacağız”
dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen 16. Olağanüstü
Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, CHP’li olmanın kolay olmadığını söyledi.

CHP’li olmanın devrimci olmak, değişime cesaret edebilmek anlamına
geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, ”CHP’li olmak, ’Cumhuriyetin kurucusu,
demokrasinin önderi olmak’ demektir. CHP’li olmak ’çağ değiştirecek kudrete,
devrim yapacak iradeye sahip olmak’ demektir. Özetle ’CHP’li olmak’ demek,
’Mustafa Kemal olmak’ demektir” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin ülkeye demokrasiyi getiren, büyük dönüşümlere imza
atan bir parti olduğunu, dünyada hiçbir partiye bu kadar büyük değişim ve
dönüşüme imza atmanın nasip olmadığını söyledi.

Ulusal Kurtuluş Savaşını verenlerin halkın iradesini egemen kıldıklarını
belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

”Şimdi özgürlüğün ve demokrasinin devrimini yapmak zorundayız. Bunun
için ilk iş kendi tüzüğümüzden başlayacağız. Tüzüğümüzü demokratik ve özgürlükçü
yapacağız. Bugün sadece CHP için değil, Türk siyasal tarihi açısından da önemli
bir gün. Tüzüğümüzü demokrasi, özgürlük, halk için değiştiriyoruz. Demokrasiyi
kendi içimizde yapacağız ki halk için demokrasi isteyelim. Bugün bizim tarihimiz
için de Türk siyasal tarihi için de demokrasi tarihi için de önemli bir gündür.

CHP delegeleri, iddia ediyorum gelmiş geçmiş en demokratik tüzüğü
birazdan sizin önünüze getirecekler.”

Kılıçdaroğlu, CHP’nin tüzüğünün kağıtta kalan değil, uygulanacak bir
metin olduğunu belirterek, ”Biz tüzüğümüzü kurallarıyla kurumlarıyla halkın
iradesini sunacağız. Bu tüzüğü, hem gerçekçi hem demokratik buluyorum.
Eksiklerimiz olabilir ama tamamlayacağız” dedi.

-”4 4 4’ü şiddetle protesto ediyorum”-

Konuşmasında kadınlara seslenen Kılıçdaroğlu, kendilerine seçme ve
seçilme hakkını veren CHP’nin onların her zaman evi olduğunu söyledi. Yeni
tüzükte kadın kotasının yüzde 33’e yükseltildiğini belirten Kılıçdaroğlu,
kadınların güçlerine inanmalarını, birlik ve beraberlik içinde çalışmalarını
istedi.

Kadınlardan halk için çalışmalarını, kız çocuklarının okuması için
mücadele etmelerini de isteyen Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitime yönelik 4 4 4
tasarısını da şiddetle protesto ettiklerini söyledi.

Kimseyi ötekileştirmediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, inancına,
kıyafetine bakmadan tüm kadınları CHP çatısı altına çağırdıklarını söyledi.

-”Yeni CHP, yeni tüzük...”-

”Yeni CHP’yi görmek isteyenler yeni tüzüğe baksınlar, onu okusunlar
önce. Yeni CHP’yi orada görecekler” diyen Kılıçdaroğlu, tüzüğün daha demokratik
olması için çaba harcadıklarını söyledi.

Ülkenin demokrasi adına kötü günler geçirdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu,
”Demokrasi mücadelesi yapmak her yiğidin harcı değildir. Demokrasi mücadelesini
yapan yiğitlerin harman olduğu tek parti vardır o da CHP’dir. Biz ateş
çemberinden geçtik demokrasiyi getirdik. Demokrasiyi daha da güçlendirelim daha
da zenginleştirelim” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

”Unutmayınız demokrasi zor kazanılır ama çok kolay kaybedilir.
Demokrasiyi farkında olmadan kaybedebiliriz. O yüzden ona sahip çıkmak her
CHP’linin görevidir. Demokrasiyi hayatı boyunca bir küfür rejimi olarak gören
birinden demokrasi beklenebilir mi? ’Eski gömleği çıkardım, demokrasi gömleğimi
giydim’ dedi. Bazı aydınlar da inandılar. Demokrasi bir devletin giysisi kıyafeti
değil, demokrasi bir devletin ruhudur. Onu bilmemiz lazım. Bazı aydınlarımız,
Erdoğan’ın kıyafetine bakıp demokrasi ahkamı kestiler.

Buyurun size demokrasi. Bunun neresi demokrasi. Hangi demokrasiden söz
ediyorsunuz. Bir kişi de sormadı ’demokrasi bir gömleği giyip çıkarmak kadar
kolaysa neden milyonlarca insan demokrasi için ağır bedeller ödedi’... O yüzden
geldiğimiz rejim demokrasi değil, post modern diktatörlük diyoruz Her şey bir
kişinin iki dudağı arasında.”

-”Gömleği giymiş beyefendi. Kılık kıyafet yerinde”-

Kılıçdaroğlu, TBMM İçtüzüğü’nün Genel Kurul’daki görüşmeleri sırasında
CHP’nin azimli bir mücadele verdiğini belirterek, ”İstediğiniz kadar saldırın,
istediğiniz kadar gelin CHP değişmez, dönüşmez bir kaledir. Önünüzde duracaktır”
dedi.

Konuşmasında Hükümetin uygulamalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, ”Sözde
bu memlekette düşünce özgürlüğü var. Bu nasıl bir özgürlüktür ki millet
düşünmekten korkuyor. ’Konuşun’ diyorlar ’ama benim gibi konuşacaksın’, ’düşün
ama benim gibi düşüneceksin’ biz buna her şekilde karşı çıkacağız” dedi.

Medyaya ilişkin görüşlerini de aktaran Kılıçdaroğlu, bir tarafta baskı
altında bir medyanın diğer tarafta ise ”AK Parti iktidarının medya korusunun”
yer aldığını ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, ”Recep Tayyip Erdoğan’ın gömleğine takılıp kalanlar
’demokrasi var mı, yok mu’ diye öğrenmek istiyorlarsa iki şey sorsunlar.
Birincisi ’ben Recep Tayyip Erdoğan hakkında bişey yazarsam başıma bir şey gelir
mi?’ İkinci soru ise ’acaba benim telefonlarım dinleniyor mu?’ Bu iki soru ile
ülkede demokrasinin olup olmadığını anlarlar. Gömleği giymiş beyefendi. Kılık
kıyafet yerinde. Ne oldu? ’Eski gömleği çıkardım, yeni gömleği giydim. Ülkede
demokrasi oldu’, bu palavralara inanamayın” diye konuştu.

MİT Yasası’nda yapılan değişiklikle Başbakana ”çete kurma yetkisi”
verildiğini de ileri süren Kılıçdaroğlu, ”Bundan sonra faili meçhul cinayetlere
daha yakından bakmak durumundayız” dedi.

Kılıçdaroğlu: CHP'li olmak Mustafa Kemal olmak demektir
CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Şimdi özgürlüğün ve demokrasinin devrimini yapmak zorundayız. Bunun için ilk iş kendi tüzüğümüzden başlayacağız. Tüzüğümüzü demokratik ve özgürlükçü yapacağız'' dedi.
     Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 16. Olağanüstü Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, CHP'li olmanın devrimci olmak, değişime cesaret edebilmek anlamına geldiğini belirterek, ''CHP'li olmak, 'Cumhuriyetin kurucusu, demokrasinin önderi olmak' demektir. CHP'li olmak 'çağ değiştirecek kudrete, devrim yapacak iradeye sahip olmak' demektir. Özetle 'CHP'li olmak' demek, 'Mustafa Kemal olmak' demektir'' diye konuştu.
     Kılıçdaroğlu, CHP'nin ülkeye demokrasiyi getiren, büyük dönüşümlere imza atan bir parti olduğunu, dünyada hiçbir partiye bu kadar büyük değişim ve dönüşüme imza atmanın nasip olmadığını söyledi.
     Ulusal Kurtuluş Savaşını verenlerin halkın iradesini egemen kıldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
     ''Şimdi özgürlüğün ve demokrasinin devrimini yapmak zorundayız. Bunun için ilk iş kendi tüzüğümüzden başlayacağız. Tüzüğümüzü demokratik ve özgürlükçü yapacağız. Bugün sadece CHP için değil, Türk siyasal tarihi açısından da önemli bir gün. Tüzüğümüzü demokrasi, özgürlük, halk için değiştiriyoruz. Demokrasiyi kendi içimizde yapacağız ki halk için demokrasi isteyelim. Bugün bizim tarihimiz için de Türk siyasal tarihi için de demokrasi tarihi için de önemli bir gündür.
     CHP delegeleri, iddia ediyorum gelmiş geçmiş en demokratik tüzüğü birazdan sizin önünüze getirecekler.''
     Kılıçdaroğlu, CHP'nin tüzüğünün kağıtta kalan değil, uygulanacak bir metin olduğunu belirterek, ''Biz tüzüğümüzü kurallarıyla kurumlarıyla halkın iradesini sunacağız. Bu tüzüğü, hem gerçekçi hem demokratik buluyorum. Eksiklerimiz olabilir ama tamamlayacağız'' dedi.
     Konuşmasında kadınlara seslenen Kılıçdaroğlu, kadınların güçlerine inanmalarını, birlik ve beraberlik içinde çalışmalarını istedi.
     Kadınlardan halk için çalışmalarını, kız çocuklarının okuması için mücadele etmelerini de isteyen Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitime yönelik 4+4+4 tasarısını da şiddetle protesto ettiklerini söyledi.
     Kimseyi ötekileştirmediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, inancına, kıyafetine bakmadan tüm kadınları CHP çatısı altına çağırdıklarını söyledi.
    
     -''Yeni CHP, yeni tüzük...''-
    
     ''Yeni CHP'yi görmek isteyenler yeni tüzüğe baksınlar, onu okusunlar önce. Yeni CHP'yi orada görecekler'' diyen Kılıçdaroğlu, tüzüğün daha demokratik olması için çaba harcadıklarını söyledi.
     Ülkenin demokrasi adına kötü günler geçirdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Demokrasi mücadelesi yapmak her yiğidin harcı değildir. Demokrasi mücadelesini yapan yiğitlerin harman olduğu tek parti vardır o da CHP'dir. Biz ateş çemberinden geçtik demokrasiyi getirdik. Demokrasiyi daha da güçlendirelim daha da zenginleştirelim'' ifadelerini kullandı.
     Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
     ''Unutmayınız demokrasi zor kazanılır ama çok kolay kaybedilir. Demokrasiyi farkında olmadan kaybedebiliriz. O yüzden ona sahip çıkmak her CHP'linin görevidir. Demokrasiyi hayatı boyunca bir küfür rejimi olarak gören birinden demokrasi beklenebilir mi- 'Eski gömleği çıkardım, demokrasi gömleğimi giydim' dedi. Bazı aydınlar da inandılar. Demokrasi bir devletin giysisi kıyafeti değil, demokrasi bir devletin ruhudur. Onu bilmemiz lazım. Bazı aydınlarımız, Erdoğan'ın kıyafetine bakıp demokrasi ahkamı kestiler.
     Buyurun size demokrasi. Bunun neresi demokrasi. Hangi demokrasiden söz ediyorsunuz. Bir kişi de sormadı 'demokrasi bir gömleği giyip çıkarmak kadar kolaysa neden milyonlarca insan demokrasi için ağır bedeller ödedi'... O yüzden geldiğimiz rejim demokrasi değil, post modern diktatörlük diyoruz Her şey bir kişinin iki dudağı arasında.''
     Konuşmasında Hükümetin uygulamalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Sözde bu memlekette düşünce özgürlüğü var. Bu nasıl bir özgürlüktür ki millet düşünmekten korkuyor. 'Konuşun' diyorlar 'ama benim gibi konuşacaksın', 'düşün ama benim gibi düşüneceksin' biz buna her şekilde karşı çıkacağız'' dedi.
     Medyaya ilişkin görüşlerini de aktaran Kılıçdaroğlu, bir tarafta baskı altında bir medyanın diğer tarafta ise ''AK Parti iktidarının medya korusunun'' yer aldığını ileri sürdü.
     YÖK'ü eleştiren Kılıçdaroğlu, ''halkın iktidarında YÖK'ü tuzla buz yapacağız'' dedi.
     Gençlerin baş tacı yapılması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, CHP'nin bunun geriğini yerine getireceğini bildirdi.
     Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarında ''kin, nefret'' gibi olumsuzlukların göze çarptığını savunan Kılıçdaroğlu, ''Kendisiyle barışık olmayan birisi ülkeyle barışık olabilir mi- Halkıyla barışık olabilir mi- Bütün bunların temelinde bölücük yatıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük bölücüsü Recep Tayyip Erdoğan'dır'' dedi.
     Başbakan'ın ''din, dil, ırk'' ayrımı yaptığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Böyle bir insanın topluma demokrasi getirmesi, barış getirmesi, huzur getirmesi mümkün mü-'' diye sordu.
     Terör sorununun 30 yıldır çözülemediğini, iktidarın da bunu çözemeyeceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, sorunun çözüm adresinin ise CHP olduğunu savundu.
     CHP'li belediyelere baskı uygulandığını, çalışma koşullarının güçleştirildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki müfettiş sayısının 52 olduğunu bildirdi.
     CHP'nin demokrasi ve hukuk vadettiğini, her yurttaşa insanca yaşama hakkı vadettiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
     ''CHP, inanan, inandığını özgürce yaşayan bir toplum düzeni vadiyor, Türkiye'nin bir barış toplumu olmasını vadediyor. Buradan sesleniyorum: Gelin beraber özel yetkili mahkemeleri kaldıralım. Bir demokrasi ayıbından Türkiye'yi kurturalım...Türkiye'ye özgürlüğü getirelim, milli irade ile seçilmiş milletvekilleri demir parmaklıklar ardında kalmasın. Gelin 12 eylül yasalarındaki bütün antidemokratik uygulamaları kaldıralım, seçim barajını düşürelim militan yargıya son verelim, siyasallaşan yargıya son verelim, özel yaşamın gizliliğine saygı duyalım, özel yaşamla ilgili haberlere ağır yaptırımlar uygulayalım. Bunlar olursa Türkiye normalleşir...''
     Kılıçdaroğlu, CHP'linin enerjisini boşa harcamanın, her şeyden önce halka ve CHP'nin tarihine ihanet olduğunu belirterek, ''Asla ve asla gücümüzü iç çekişmelerle geçirmeyeceğiz. Gücümüz halkın desteklenmesi için halkın sorunlarını çözmek için. Onun için beraber yürüyeceksek beraberce mücadele edecek, gönül birliği güç birliği yapacaksak halkın sorunlarına kilitleneceğiz'' dedi.
     Türkiye'nin bölgesinde ne Doğu'dan ne de Batı'dan vazgeçebileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Bu bölgede güçlü olmanın yolu bağımsız, özgür iradeyi egemen kılmaktır. Eğer siz birilerinin taşeronluğuna soyunursanız, Türkiye kaybeder, insanımız kaybeder'' dedi.
     Kılıçdaroğlu, 20 yıl önce çoluk çocuk kadın erkek demeden sayısı henüz bilinmeyen yüzlerce Azeri'nin katledildiğini anımsatarak, ''Buradan bütün CHP'liler olarak yüreğimiz Azerbaycan'da atıyor, yüreğimiz onlarla beraber atıyor'' diye konuştu.
     Dünyanın neresinde bir zalimlik olursa CHP'nin, onun karşısında olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Hocalı katliamını unutmadık, unutturmayacağız'' dedi.
     CHP'nin her şeyden önce mazlumların partisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
     ''Uludere'nin Gülyazı köyünde 34 yurttaşımız katledildi, işte CHP odur. Van depreminde depremden kurtuldular ama çadırda çocuklarımız öldü, o çocuklardır CHP. Faili meçhule kurban gidenlerdir CHP. Tayyip Erdoğan'ın PKK ile pazarlıkları sonucu şehit olan Mehmetçiktir CHP. Boynuna poşu taktı diye hakkında 45 yıl ceza istenen üniversite öğrencisidir CHP. Basılmamış kitabı yasaklanan yazardır CHP. Suçunu bilmeden aylardır hapishanelerde kalan gazetecidir, yazardır, aydındır, asgari ücretle çocuklarına bakandır, kış ortasında yakacak parası bulamayan emeklidir CHP... Onun için CHP bir umuttur.
     Nazım'ın bir sözüyle sözlerimi bitirmek istiyorum; 'demokrasi' dedik, 'özgürlük' dedik, 'bedeller ödeyeceğiz' dedik. 'Ödenen bedellerin karşısında dimdik ayakta durandır CHP' dedik. 'Bedel ödemekten korkmayacağız' dedik. Onun için diyoruz ki, 'Sen yanmasan, ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...''
     Bütün CHP'lileri ve bütün yurttaşları ''zulme karşı direnişe'' davet eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
     ''Koskoca diktatörlüğe karşı direnişe davet ediyorum. Biz özgürce yaşamak istiyoruz. Özgürlüğümüzü kimse elimizden almamalı. Ne söylerlerse söylesinler, ne yaparlarsa yapsınlar, CHP tarihin en önemli kalelerinden birisidir. Hiçbir siyasal partiye bu kadar büyük devrim yapmak, bu kadar güçlü olmak nasip olmadı. CHP, bunun bilincindedir. Onun için yine Nazım için söylüyorum; 'Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayan bir Türkiye...''

 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 19:56

İLGİLİ HABERLER