KAYNAK : Haber Vitrini
AB'nin dönem başkanlığını bugün İspanya'dan devralan Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Christian Hoppe, Türkiye'nin Sevilla Zirvesi'nden çıkan olumlu havayı hızla değerlendirmesi gerektiğini belirterek, Kopenhag Zirvesi'nde takvim verilmesinin Türkiye'nin elinde olduğunu söyledi.
Danimarka'nın dönem başkanlığı perspektifinde, Türkiye-AB ilişkilerine yönelik görüşlerini aktaran Hoppe, Türkiye'deki reform çalışmalarını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, AB'nin Türkiye'den oldukça umutlu olduğunu söyledi.
Hoppe, ''Kopenhag kriterleri çerçevesinde Türkiye büyük adımlar attı, ancak hala yerine getirilmesi gereken siyasi kriterler bulunuyor. Bunların da en kısa zamanda tamamlanmasını umuyoruz'' diye konuştu.
Daha çok kamuoyunda ölüm cezası, anadilde yayın-eğitim gibi konulara ağırlık verildiğine işaret eden Hoppe, bu konularda yapılacak reformların önemine işaret ederken, ölüm cezasının tamamen kaldırılmasına yönelik birliğin görüşünü tekrarladı. Hoppe ayrıca, ölüm cezası ve anadilde yayın-eğitim konularının yanı sıra, Katılım Ortaklığı Belgesi ve Ulusal Program'da da ifade edildiği üzere, yerine getirilmesi gereken başka kriterler olduğunun altını çizerek, ''Daha yapılması gerekenler var'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin yıl sonuna kadar tam üyelik müzakerelerine başlama tarihini almak istediğini bildiklerini ifade eden Hoppe, müzakerelere başlanabilmesi için her aday ülkenin Kopenhag kriterlerini yerine getirmekle yükümlü olduğunu hatırlattı. Hoppe, bu çerçevede Türkiye'nin de siyasi kriterleri tam olarak karşılaması gerektiğini belirterek, ''Kopenhag'da müzakerelere başlanmasına ilişkin takvim verilmesi tamamen Türkiye'nin elinde'' dedi.
Konuya ilişkin bugünden bir tahminde bulunmanın ''gerçekçi'' olmayacağını söyleyen Büyükelçi, ''Ancak Aralık 2002'ye kadar tüm siyasi kriterler yerine getirilirse AB bunu büyük bir memnuniyetle karşılayacaktır. Bu da bize takvim konusunda karar vermemize yardımcı olur. Ancak kriterler o zamana kadar yerine getirilmezse müzakere tarihi ileri bir tarihe kalmış olur. Yani bu, tamamen Türkiye'nin elinde olan bir şey'' diye konuştu.
Büyükelçi Hoppe, Sevilla Zirvesi'nden çıkan Türkiye'ye yönelik ''olumlu ve cesaret verici'' havanın iyi ve hızla değerlendirilerek, Ekim ayında yayınlanacak İlerleme Raporu'na kadar eksik kriterlerin yerine getirilmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirtti.
Danimarka Başbakanı Andes Fogh Rasmussen'ın ''Türkiye'nin müzakerelere henüz hazır olmadığı'' yolundaki sözlerinin hatırlatılması üzerine de Büyükelçi, bunun kriterlerin henüz tam olarak yerine getirilmemiş olmasından dolayı ''doğru'' olduğunu söyledi. Hoppe, ancak başbakanın, kriterlerin tamamlanması durumunda, bunun Türkiye'nin müzakerelere başlaması için zemin oluşturacağını da ifade ettiğini hatırlattı.
Danimarka'nın daha önce beş kez dönem başkanlığı yaptığını anımsatan Hoppe, altıncı kez birliğin başkanlığını yapacakları altı aylık dönemde önceliğin ''genişleme''de olduğunu söyledi.
Türkiye ile birlikte 13 aday ülkenin bulunduğunu kaydeden Hoppe, Kopenhag Zirvesi'nde 10 aday ülkenin müzakere süreçlerinin tamamlanması ve birliğe tam üye olmaları yolunda kararın çıkmasını umut ettiklerini ve beklediklerini bildirdi.
Hoppe, genişlemenin ardından gündemde olan bir diğer öncelikli konunun ise AB'nin tarım politikasında yapılacak reformlar olduğunu belirtti. Büyükelçi, tarım politikasındaki reformların nasıl uygulanacağı yönünde Sevilla Zirvesi'nde uzlaşmaya varılamadığını belirterek, bu konu üzerinde çalışacaklarını ve sorunun başkanlıkları döneminde çözülmesini umduklarını kaydetti.
Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin müzakere sürecini tamamlamak üzere olduğunu belirten Hoppe, bu konuda AB'nin, Helsinki kararlarını temel aldığını hatırlattı.
Hoppe, bu çerçevede birliğin, Rum Kesimi'nin tam üyeliğinden önce adadaki sorunun çözümünden yana olduğunu ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Glafkos Klerides tarafından başlatılan diyalog sürecine tam destek verdiğini kaydetti.
Hoppe, ''Kopenhag zirvesine kadar sorunun çözüleceğini umuyoruz'' diye konuştu.
Danimarka'nın, genişleme hazırlıkları çerçevesinde, adada göreve başlayacak ilk temsilcisi Knud Johansen, bugünden itibaren maslahatgüzar olarak görev yapacak.
Avrupa Güvenlik ve Savuma Politikası (AGSP) konusu ise Danimarka'nın Maastricht Anlaşması çerçevesinde AGSP'ye dahil olmaması nedeniyle özel bir durum teşkil ediyor.
Danimarka, Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası konusundaki anlaşmayı 1992 yılında yapılan halkoylamasında kabul etmemişti.
Bu çerçevede, Danimarka konuya ilişkin tartışmaların dışında kalırken, AB'nin Danimarka'dan sonraki dönem başkanı Yunanistan bugünden itibaren AGSP konusundaki dönem başkanı oluyor. Böylece Yunanistan, hem kendi başkanlığında, hem de Danimarka'nın başkanlık süresinde AGSP konusunda bir yıl başkanlık yapacak.
AGSP'nin zor bir konu olduğunu, İspanya'nın kendi dönem başkanlığında konunun çözümü için çok uğraştığını belirten Hoppe, Sevilla'da konuya ilişkin bir çözüm bulunamadığını, ancak ilerleme kaydedildiğini söyledi.
Hoppe, Türkiye ile Yunanistan arasında son üç yılda gözlenen yakınlaşmaya dikkati çekerek, özellikle iki ülke dışişleri bakanları sayesinde yakalanan bu iyi niyet havasının AGSP'de ortaya çıkan sorunların aşılmasında yardımcı olacağına inandığını ifade etti.
Türkiye ile Danimarka arasındaki ilişkilerin her alanda gelişmeye devam ettiğini belirten Hoppe, Başbakan Rasmussen ve Dışişleri Bakanı Per Stig Möller'in Türkiye ziyaretleriyle de ilişkilerin daha ileriye götürüldüğünü kaydetti.
İki ülkenin hem NATO bünyesinde hem de Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) bünyesinde uyum içinde görev yaptıklarını söyleyen Hoppe, İSAF komutasını Türkiye'nin devralmış olmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek, ''İSAF'ın emin ellerde olduğunu düşünüyoruz'' diye konuştu.
Dönem başkanı olarak uluslararası konulara da ağırlık vereceklerini, özellikle Ortadoğu sorununa çözüm bulunmasına yönelik çalışmalar yapacaklarını belirten Hoppe, ABD Başkanı George Bush'un Ortadoğu planına destek verdiklerini söyledi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:19
