VEHBİ BAŞ
İSTANBUL - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''11 Eylül saldırılarının ardından bir açıklama yapan ABD Başkanı George Bush'un da dediği gibi, dünyanın bir numaralı sorunu terörizm olmuştur. Terörizm nerede ise üzerine gidilmelidir'' dedi.
Maslak'ta bulunan Harp Akademileri Komutanlığı'nda düzenlenen ''Dünyada Yeni Güvenlik Anlayışları, Türkiye'nin Durumu ve İhtiyaçları'' konulu sempozyumun 2. gününde konuşan 9. Cumhurbaşkanı Demirel, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin, vatandaşı itibarında çok büyük prestij kaybettiğini ve 2 sene içinde bunu yapanları halkın karşısına çıkaramadığını söyledi. Son zamanlarda barış için çeşitli söylemlerin olduğunu ve BM'lerin birinci şartının ''barış'' olduğunu belirten Demirel, ''BM'nin milenyum bildirgesinde de barış var. Silahsızlanma işini tamamen BM Güvenlik Konseyi'ne bırakmışlardır. Asıl problem sistemin çatırdamaya başlamasıdır. Bu sistem göçerse dünya daha büyük problemlerle karşı karşıya kalacak. Dünya liderlerinin asıl bunu düşünmesi lazım. Bu sistemin göçmesi fazla sürmez. Artık dünyada caydırıcılık yetmiyor. Dün NATO'nun gücünü, başarısını görenler, cesaret edemiyor ama bugün caydırıcılık yeterli değil. Şimdi BM'nin bir tehdit veya tehlikenin ortaya çıkması halinde bunun üzerine gitmesi gerekir'' diye konuştu.
Terör konusunda ABD'nin çıkışının yanlış olduğuna değinen Demirel, ''ABD hadiseye yanlış başladı. Ortaya çıktığı vakit, 'Saddam bir tehlikedir. Ortadan kaldırılmalıdır. Irak'ta demokratik idare kurulmalıdır' dedi. Diyelim ki demokratik irade kuruldu. Terör örgütleriyle ilgisi ne olacak? Demokrasiyle ilgisi olmayan bir ülkede, demokratik idare kurulunca ne olacak? Suudi Arbistan ne olacak? Ürdün ne olacak? Bu sefer de, 'Bunların elinde kitle imha silahları var, bunları alalım' diyecek. 'Bunları biz verdik' demeyecek. ABD, 'BM kararlarına ihtiyacım yok' dedi. 'Kendi içinden ve dışarıdan bunu yapamazsın, BM'yi aşamazsın' denildi. ABD 12 Eylül 2001'de BM'nin önüne çıktı. Görüşmeler sırasında BM 1441 sayılı kararı çıkardı. Kararda, 'Ya Irak elindeki silahları teslim eder ya da bunun ciddi neticelerini göğüsler' denildi. Bugüne kadar gelinen süreçte ABD bunu yapmak durumunda, yapmazsa blöfçü durumuna düşer. Yapacak. Yapmazsa dünyanın ve halkının gözünde itibar kaybeder'' şeklinde konuştu.
ABD'nin son derece aceleci, sabırsız olduğunu ve kendi kudretinin verdiği cesaretle dünya kamuoyunu dikkate almadığını ifade eden Süleyman Demirel, dünya halkının onun gerekçelerine haklılık payı vermediğini, hükümetlerle hakların karşı karşıya kaldığını kaydetti. ABD'nin kudretinden etkilenmemiş bir ülke yöneticisinin olmadığını sözlerine ekleyen Demirel, ''Birçok ülke 'ABD'nin yanındayız' dedi. Ama Almanya'nın liderliğindeki Avrupa buna karşı çıktı. 'Barışçı yollardan halledin' dedi. Bu defa BM'den ikinci bir karar çıktı. 'Irak 1441 sayılı kararın gereklerini yerine getirmedi' denildi. Önümüzdeki birkaç günde BM yeni bir karar alacak. Bu kararla ne olabilir, bilmiyorum. Ama alınacak kararla Irak'a müdahalede meşruiyet doğabilir. Harekat yapılabilir'' diyerek savaşın çıkmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
''Terörü ortadan kaldıracağız'' diyen ABD ve onunla birlikte hareket eden ülkelerin, daha savaş başlamadan dünya halkları nezrinde büyük itibar kaybettiğini vurgulayan Demirel, sözlerine şöyle devam etti:
''NATO parçalandı, BM parçalandı. BM nasıl bir karar alacak? Bu karara göre ABD ne yapacak? O da itibar kaybetme yolunda. Evvela barışçı uluslararası beraberlik lazımdır. Hiçkimse kendi başına güven içinde değildir. Barışı ancak dünya halklarıyla el ele vererek yapabilirler. ABD bu kudretiyle barışın parçalanmasına değil, ihyasına yardımcı olmalıdır. BM barışın ihdasına gayret etmelidir ve ıslah edilmelidir. Ama bugüne kadar yaptıkları faydalı olmuştur. BM düzenin yıkılmamasını savunuyorum. Bu düzen yıkılırsa yerine ne olur? Eğer ABD'de 'Bu düzeni beğenmiyoruz, yıkıp yerine yeni bir düzen getireceğiz' derse, çok yanlış bir şey yapmış olur.''
''DİN AYRIMCILIĞININ SAVAŞ NEDENİ OLMAMASI GEREKİR''
Süleyman Demirel'in ardından bir konuşma yapan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki uçurum kapanmadıkça ne terörizmin önlenebileceğini ne de rahat uyunabileceğini kaydederek başladığı sözlerine, ''Uçurum kapanmalı'' diyerek devam etti.
Konuşmasında aşırı milliyetçilik konusuna değinen Evren, 2. Dünya Savaşı'nın çıkış sebebinin aşırı milliyetçilik olduğunu ve bunun tedbirlerinin alınması gerektiğini vurguladı. ''Dini ayrımcılığı savaş nedeni olmamalıdır'' diyen Kenan Evren, sözlerini şöyle noktaladı:
''Ne ben ne siz 'Elhamdülillah Müslümanın' diye övünme hakkına sahip değiliz. Ne de onlar 'Hıristiyanım' diye övünebilir. Ben bu dini kendim seçmedim. Bu coğrafyada doğduğum için Müslüman oldum. Onlar da o coğrafyada doğduğu için Hıristiyan oldular. Bunların dünya insanlarına anlatılması lazım. Her dinin kendi kuralları vardır. Dini ayrılıkların savaş nedeni olmasının önüne geçilmelidir. BM'de 5 daimi üye var. Bütün ülkeler bir kararı kabul etse bile, bu 5 daimi üyeden biri 'hayır' derse, kabul edilmiyor. Bu demokratik midir? Böyle şey olmaz. Bu diktatörlüktür. 2. Dünya Savaşı'nı kazandılar diye sonsuza kadar böyle olamaz. 5 ülke patronluk yapmamalı. Herkesin hakkı aynı olmalı.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:33