KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA- Başbakan Ecevit, son günlerde kamuoyunda tartışılan birçok konuya Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila'ya anlattı.
İşte, Ecevitler'le Oran'daki evine görüşen Bila'nın yazısı:
Başbakan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit’le Or - An’daki kütüphane evlerinde görüştük. Ecevitler’e, Başbakan’ın çekilmesine dönük çağrılardan, sağlık durumuna, tedavi yönteminden, dil sürçmelerine, Rahşan Hanım’ın Bülent Bey’e yeterince bakamadığı eleştirilerinden, evde çalışma sistemine kadar her konuyu sorduk. Başbakan Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit, bütün soruları açık açık yanıtladılar. Ecevit’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle :
KORSEYE ÇOK ALIŞTIM
Önce sağlığınızı sormak istiyorum. Doktorlar günaşırı kontrol ediyorlar. Rahatsızlıklarınızda son durum nedir?
İlk günlere göre çok iyiyim. Kaburga kırığım tamamen iyileşti. Bacak damarımdaki sorun ise doktorların ifadelerine göre büyük ölçüde geçti. Sadece doktorların üzerinde durdukları omur zedelenmesi. Onun da iyi yolda olduğunu, tedaviye yanıt verdiğini söylüyorlar.
Bu sorunla ilgili olarak korse kulladığınız söyleniyor. Bu, hareketlerinizi engelliyor mu?
Evet. Korse kullanıyorum. Üç dört ay daha kullanacağımı söylediler. Rahatsızlık vermiyor. Aksine hareketlerimi kolaylaştırıyor. Omurlarımı rahatlatıyor. Kullanmaya alıştım da...
VARİS ÇORABI DEĞİL
Bacak damarınızdaki sorun nedeniyle de varis çorabı kullandığınız söyleniyor?
Bir özel çorap kullanıyorum, ama varis çorabı değil. Bacağımdaki problem de yok denecek kadar azaldı. Ama doktarlar özen gösteriyorlar, bir süre daha çorap kullanacağım. Ama öyle söylendiği gibi düşmüyor (gülüyor)!
Doktorların hareket etmenizi istemedikleri ama sizin bu isteğe uymadığınız söyleniyor. Evde yatmanızı mı istiyorlar? Ne kadar hareket etmenize izin veriyorlar ?
Yatak istirahatini eskisi kadar sıkı istemiyorlar. Ev içinde her türlü hareket serbest. Zaten kolaylıkla da yapıyorum. Evdeki merdivenleri de kolayca çıkıyorum. Bahçeye çıkıp yürüyorum. Bu hareketlere doktorların bir itirazı yok. Ama arada bir yine yatarak dinlenmemi istiyorlar. Evde bu isteklere uyuyorum. Onların kaygı duydukları çok uzun sürecek toplantılara katılmam. Ona da özen gösteriyorum. İlk günlere göre çok daha rahat hareket ediyorum.
DİLİM HEYECANDAN SÜRÇTÜ
Konuşurken diliniz sürçüyor. Herkes sizi konuşurken çok dikkatle izliyor. Dil sürçmeleriniz olumsuz değerlendiriliyor. Diliniz neden sürçüyor? Nörolojik rahatsızlığınızla ilgisi var mı? Doktorlar ne diyorlar?
Dil sürçmelerim oluyor. Daha çok yorgunken artıyor. Kullandığım ilaçların etkisi olabilir. Doktorlar önemsemiyorlar. Çok üzerinde durmadılar. Biraz da heyecandan olabilir. Konuşmamın çok dikkatli izlendiğini biliyorum. Bu da benim üzerimde bir baskı oluşturuyor. Örneğin, son grup toplantısına girdiğimde oldu. Baktım içerisi çok kalabalık. Heyecanlı bir topluluk, çok duygusal bir ortam var. Ben de heyecanlandım. Heyecanlanınca başlangıçta takılma oluyor. Heyecanım geçince rahatlıyorum. Grup toplantısında da öyle oldu.
ÇİLLER DE BUNU HEP YAPIYOR
Ecevit, sözlerini şöyle sürdürüyor: Seçimle ilgili sözlerim yanlış anlaşılınca, sonradan burada gazeteci arkadaşlarımla yeniden konuştum, ama o zaman heyecanım geçmişti, dilim sürçmedi. (Başbakan, bu sorumuzu yanıtlarken, ‘Ama yine de Sayın Çiller kadar dilim sürçmüyor, ona bir şey diyen yok’ diyerek espri yapıyor ve gülüyor...)
Ben kafama güveniyorum
Sağlığının görevini yapmasına engel olmadığını söyleyen Ecevit, "Ben kafamdan gayet eminim. Her hastalığın bir tedavi süresi var ama kimse bana bu süreyi tanımıyor" diyor
Son günlerde çekilmenize dönük baskılar arttı. Medya bu konuyu işliyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?
Önce sağlık açısından yanıt vereyim. Sağlığım herhangi bir şeye engel değil. Dil sürçmelerine bakarak bunu söylüyorlar. Düşünsel bir sorunum yok. Kafamdam, düşünce gücümden eminim. Bunu zaten herkes görüyor, doktorlar da söylüyor. Her rahatsızlığın bir tedavi süresi var. Ama bana bu süreyi kimse tanımıyor. Kaldı ki, tedavi süresince bile hiçbir hükümet ve devlet işi aksamadı. Ancak, sağlık sorunum fırsat bilinerek bir kampanya başlatıldı.
Ertuğrul Özkök için "Kampanya başlatmış gibi görünüyor" diyen Başbakan Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: Halkın buna itibar edeceğini sanmıyorum. Halkımız beni tanır. Ülke çıkarı gördüğüm zaman her kararı aldığımı bilir. Aslında bunu Sayın Özkök de biliyor ve yazıyor. Örneğin, l979’daki istifa kararımı yazmış. Demek ki, gerektiğinde çekilebiliyormuşum. Bir de bu yönüyle görmek gerekir. Ben ülke yararına olacağını bildiğim her kararı alırım.
ÖKSÜRSEM DOLAR YÜKSELİYOR
Nitekim, bugüne kadar seçildiğim her görevden gerek doğduğunda kendi isteğimle ayrılmışımdır. Baskıyla, tehditle değil. Bugünkü duruma gelince. Ben öksürsem piyasalar etkileniyor, dolar etkileniyor. Böyle nazik bir ortamda, ‘çekildim’ dersem, neler olacağını siz düşünün. Kaldı ki, bana ‘çekil, çekil’ diyenlerin hiçbiri sonra ne olacağını söyleyemiyorlar. Sonrasını düşünerek konuştuklarını sanmıyorum. Yerine ne önerdikleri belli değil.
Siyasi koşullara gelince. Partimin 128 milletvekili var. Meclis’te çoğunluk değil. Birinci parti ama tek başına azınlık. Eğer siyasi koşullar gerektirmiş olsa Meclis’te böyle bir irade oluşur. Düşürürler. Böyle bir durum da yok.
ŞİMDİ ÇEKİLMEM YANLIŞ
Aksine Sayın Bahçeli de, Sayın Yılmaz da destek veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı da sağlığımın düzelmesini istiyor, yardımcı oluyor. Bu koşullarda çekilirsem, en azından bir hükümet sorunu doğacaktır. Birkaç ay hükümet oluşturulmasıyla zaman yitirilecek. Bu durumda, benim böyle bir karar almam, nazik bir dönemden geçen ekonomi için çok kötü olur. Göstergeler düzelmeye başlamışken siyasi sorun yaratmak, benim üstlenebileceğim bir sorumluluk değil.
Ben katılmasam da toplantılar olacak
Zirveden sonra Bakanlar Kurulu ve diğer toplantıların düzenli yapılacağını açıkladınız. Siz katılamazsanız toplantılara Sayın Bahçeli mi başkanlık edecek ?
Evet. Doğalı da, koalisyon protokolünün gereği de bu. Toplantılar ben katılsam da, katılmasam da yapılacak. Zaten ben mümkün olduğunca katılmaya çalışacağım. Hiçbir şey eksik kalmayacak. Hiçbir toplantı aksamayacak, hiçbir karar ertelenmeyecek. Hükümet ve devlet işleri kesintisiz ve eksiksiz yürüyecek.
Sigara içmiyorum 7 saat uyuyorum
Sigara içmeye devam ediyor musunuz?
İki aydır içmiyorum. Ama bıraktım demek de istemiyorum. Bazen canım çok istiyor. Örneğin son zirve toplantısının sonuna doğru canım çok çekti. Ama kendimi tuttum, içmedim. İnşallah bundan sonra da içmem.
Günde kaç saat uyuyorsunuz ?
Uykuya da düşkün değilim. Gençliğimden beri gece çalışırım. Okurum. Ama rahatsızlandığımdan bu yana daha çok özen gösteriyorum. En az 7 saat uyumaya gayret ediyorum.
Doktorlarım yeni tedavileri biliyor
Omurunuzdaki sorunla ilgili olarak yeni tedavi yöntemleri bulunduğu yazıldı. Küçük bir operasyonla düzelebileceğiniz öne sürüldü, bu konuda doktorlarınız sık sık eleştirildi...
Yeni yöntemler hakkında doktorlarımın bilgileri var. O konuyu incelemişler. ABD, Avrupa’da araştırılmış. Ama bana uygulanması söz konusu değilmiş. Gerek görmediler. ‘Ameliyata ihtiyaç yok’ dediler. Ben de buna sevindim. Doktorlarımdan memnunum. Tedavileri başarılı. Çok iyi bir duruma geldim.
Rahşan iyi bakıyor...
"Rahşan’ın benimle yakından ilgilendiğini herkes bilir" diyen Ecevit, Emin Çölaşan’ın iddialarını yadırgadıklarını dile getirdi...
Hürriyet Yazarı Sayın Emin Çölaşan, bakımınız, tedaviniz, yemeğiniz konusunda Rahşan Ecevit’i eleştiren bir yazı yazdı. Rahşan Hanım’ın size iyi bakamadığını, hatta zaman zaman aç kaldığınızı, iyi beslenmediğinizi, ilaçlarınızı zamanında alamadığınızı yazdı. Bu eleştirilere ne diyorsunuz?
YAZISI BİZİ ÇOK ÜZDÜ
Doğrusu bu yazıyı yadırgadığımı belirteyim. Yakışık almamış. Hiçbiri doğru değil. Bizi tanıyanlar Rahşan’ın bana ne kadar ihtimam gösterdiğini bilirler. Yememle, içmemle ne kadar yakından ilgilendiğini herkes bilir. Sayın Çölaşan’ın yazısını okuyunca çok üzüldü. Ben de üzüldüm. Rahşan’ın benim bakımımla, tedavimle ilgili çok büyük yardımı ve katkıları oldu. Gece gündüz başımdan ayrılmamıştır. Doktorların verdikleri besin değerlerine göre beslenmeme çok özen gösterdi. Hâlâ da gösteriyor.
RAHŞAN HANIM KIRGIN
Eşi Rahşan Hanım’ın çok çalışmasına üzüldüğünü söyleyen Başbakan Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü: Eskiden beri işlerini kendisi yapar. Yardımcı istemez. Böyle bir ihtiyaç duymuyor. Normal üç öğün yiyorum. Doktorların önerilerine uyarak besin değeri yüksek sütlü takviye edici karışımlar içiyorum. Sayın Çölaşan’ın yazdıkları çok büyük haksızlık.
Bu noktada Rahşan Hanım da söze giriyor:
Benim Bülent’in sağlığıyla, yemesiyle, içmesiyle, giyimiyle yakından ilgilendiğimi herkes bilir. Her şeyine dikkat ederim. Her sabah yumurta içirirdim. Kahvaltısına özen gösteririm. Gençliğimizden beri bu böyle. Doktorların tavsiyelerini harfiyen yerine getiriyorum. İlaçlarını da hep zamanında alıyor. Sayın Çölaşan’ın yazısına da çok üzüldüm, yakıştıramadım.
Günde iki bardak açık çay içiyorum
ESKİDEN beri çok yemek yemediğini vurgulayan Başbakan Bülent Ecevit, "Yemeğe düşkünlüğüm yoktur. Çayı çok sevdiğim de doğru. Ama bu gençlik yıllarımdaydı. Şimdi özen gösteriyorum. Örneğin günde iki bardak açık çay içiyorum. Ama normal yemek yiyorum" diye konuştu.
(Milliyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:20