EMİN ÇÖLAŞAN, MEHMET ŞEVKET EYGİ'NİN YAZISININ ALTINA İMZASINI ATTI
MÜSLÜMANLARA MEKTUP
SEVGİLİ din ve iman kardeşlerim, biz hepimiz bir ümmet teşkil ediyoruz. Ümmet en medeni, en olgun, en faziletli, en şerefli topluluk demektir.
Biz maalesef bir İslam Ümmeti olmamışız ve bugünkü acınacak, perişan duruma düşmüşüz. Bizim topluluğumuz şu anda yığınlardan veya sürülerden ibaret olan bir kuru kalabalıktır.
Sizlere yazmış olduğum bu mektubu dikkatle okumanızı istirham ediyorum.
Biz l950'den bu yana 40 bin cami binası, bu iş için trilyonlarca dolar harcama yaptık. Ama bunlar İslam medeniyetine ve kültürüne uygun, güzel, estetik, vasıflı binalar olmadı. Bunların mihraplarına geçecek kaliteli imamlar, minberlerine çıkıp hutbe okuyacak kaliteli hatipler, Müslümanları uyaracak kaliteli vaizler yetiştirmeyi düşünmedik. Kalite son derece düşük ve yetersizdir.
70 bin camiye hela, imam ve müezzin lojmanı yaptırdık. On binlerce camiye kalorifer yaptırdık, pahalı klima cihazları taktık. Camileri hoparlörle, ışıldakla, vantilatörle doldurduk. Evet, bunlara trilyonlarca dolar harcadık son 50 yıl içinde.
Bütün gücümüzü Kuran kursu, imam hatip mektebi, İlahiyat fakültesi açmaya sarf ettik. Hesabı yapılsa, bunlara akıllara durgunluk verecek miktarlar harcadık.
Daha bitmedi. Bir takım DİN BARONLARI için her yıl milyarlarca dolar para topladık. Bu paraların yerli yerince, akıllıca harcanıp harcanmadığını hiç sorgulamadık, kontrol etmedik.
Ramazanlarda birtakım dini cemaatler beş yıldızlı lüks otellerde bin kişilik ihtişamlı, israflı, gösterişli, günahlı iftarlar veriyordu. O fücur (günah) yuvalarında verilen iftarlar yüce dinimize uygun muydu?
Zengin olan Müslümanların çoğu ipin ucunu kaçırdı, şaşırdı, dağıttı. Milyon dolarlık lüks meskenler, yüz binlerce dolarlık yazlıklar, lüks limuzinler, israf, safahat, rezalet, gırtlağa kadardı.
Biz bir sürü hizip, fırka, grup, cemaat ve tarikata ayrıldık ve birbirimizle çekişip tepişmeye başladık. Yığın ve sürü haline gelen on milyonlarca Müslüman şu anda vahim bir kırsal kesim ve varoş zihniyeti, marjinallik, parçalanmışlık içindedir.
Din düşmanlarının ve din sömürücülerinin oyuncağı ve maskarası durumuna düşmüş bulunuyoruz.
Hazretim yanılmaz! Bizim cemaatin ulu zatı hata etmez! Hocaefendi yanlış yapmaz!.. Sorgulama yok, hesap sorma yok, kontrol yok. Bu şartlar altında ümmetin işleri elbette kötüye gider.
Bizi mahvedenler militan din düşmanları değil, içimizdeki din sömürücüsü, din rantı yiyen işbirlikçi, hain alçaklardır.
* * *
Özellikle son cümleyi lütfen bir kez daha okuyun. Bu yazıyı ben yazmadım. İslamcı Mehmet Şevket Eygi'nin, Saadet Partisi'nin yayın organı Milli Gazete'nin dünkü sayısında yayınlanan yazısından biraz kısaltarak aldım. Eygi bir İslamcı. Ama yazısının altına imza atarım. İslamcılar içerisinde böyle insanlar olması, onların ender de olsa gerçekleri görmesi çok güzel.
Evet, Türkiye'de din baronları var. Bunlar siyasette, ticarette, eğitimde, sağlıkta, her alanda Müslümanları sömürüyor. Tarikat şeyhleri, holding patronları, ticaret erbabı, cemaat önderleri...
Güzel dinimiz din olmaktan çıkarılmış, birilerinin siyasal, kişisel ve parasal hırslarına, rant kavgasına alet edilmiş durumda.
Müslümanlara din adına hurafe, yalan, üçkağıt yutturuluyor, bu yolla para tırtıklanıyor, hortum yapılıyor. Ortalıkta siyaset bezirganları, din tüccarları türemiş. Ulaşabildikleri Müslümanları ‘‘Allah peygamber Kuran’’ deyip elbirliği ile soyuyorlar, ulaşamadıklarını ise dinden imandan soğutuyorlar. Din baronları lüks ve saltanat içinde yaşıyor. Çocukları imam hatip'te değil, Türkiye'nin seçkin kolejlerinde veya yurtdışında okuyor. Türban, sömürü çarkının en önde gelen unsuru.
Hırsız, namussuz, vurguncu arasında İslamcı, laik ve saire ayırımı olmaz. Hırsız hırsızdır ve üzerine gidilmelidir. Vurguna, sömürüye, siyasal rant kavgasına hele Müslümanlığı alet etmek, bence en büyük günahtır.
Biz Türkiye'de işte bunu yaşıyoruz.
Dinimizin güzel yanlarını bir yana bırakmışlar, dindaşlarını kandırıp kendileri krallar gibi yaşıyorlar. Din sömürüsüyle iktidar olup din ticaretiyle zenginleşiyorlar. Ahhh, bu oyunlara alet olan zavallı bilinçsiz, fakir fukara Müslüman!
Mehmet Şevket Eygi ne güzel yazmış, altına imzamı atıyorum.
(Emin ÇÖLAŞAN/ HÜRRİYET)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:15